| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 45 Milletvekilinin, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3740) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 13 .07.2021 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.
Ülkenin varlığına kastetmiş bir hareket ortaya çıktı ve bu hareketin ortaya çıkardığı büyük bir yara var. Bu yaraya sebep olanlarla mücadele elbette aklı başında her Türk ferdinin boynunun borcu fakat bu yara, öyle bir hâl aldı ki bunun içerisine masumlar da girdi, masum olma ihtimali olanlar da girdi, bazı şüpheliler de girdi. Dolayısıyla, bize düşen görev -bizden kastım ülkenin tümünü temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi- bu yarayı tedavi etmek, bu yarayı tedavi ederken de müsebbipler ile olası masumları veya olma ihtimali olanları ayırt etmek. Eğer bunu ayırt etmezsek bu yarayı sürekli kaşırız, kaşımaya devam ediyoruz, bu yarayı büyütüyoruz. Kamuoyunda da şöyle bir şey ortaya çıkıyor: Aslında, bunların niyeti bu yarayı tedavi etmek değil, bunu kaşımak ve dolayısıyla, buradan birtakım siyasi çıkarlar elde etmek.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ekonomik çıkarlar da var.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bu, niyet okumak da olabilir ama niyet okumayı yapan varsa bu, niyet okumayı yapanların kabahati değil, buna sebep olanlar suçlu. Eğer buna biz sebep oluyorsak hepimiz suçluyuz; buna izin vermememiz lazım.
Şu söz size ait -siz derken de Sayın Cumhurbaşkanına ait- bunun 3 tabakası var: "Altı ibadet, ortası ticaret, üstü hıyanet."
Almanya'da -İkinci Dünya Harbi oldu- bir rejim ortaya çıktı, bu rejim milyonlarca insanın ölmesine sebep oldu. Sonuçta, bir mahkeme kuruldu, bu mahkemede yargılanan kaç insan vardı? Milyonlarca insan yoktu herhâlde yani 100'ü, 150'yi geçmiyordu ve dolayısıyla da Alman milletinin birliğini, beraberliğini korumak için o 100-150 kişi yargılandılar, cezalarını çektiler ama bunun dışında iltisaklıydı, irtibatlıydı, bilmem neydi... Yani burada, kuyruğu kuyruğuna değmeyen insan mı var ya, değmeyen insan mı var? Dolayısıyla beş yıldır halledemediğimiz bir meseleyi önümüzdeki üç yıla uzatmayla da halledemeyeceğimiz kesin. O nedenle, şunu normal hukuk sistemi içerisinde bir deneyelim ya, öyle yapalım. Gelin, bunu kaldıralım, süresi bitsin; Sayın İçişleri Bakanımız veyahut da sistem, yürütme bunu normal hukuk içerisinde bir denesin, eminim, burada, daha fazla sonuç alınacaktır. O nedenle, benim teklifim, bu uzatmayı ortadan kaldıralım, kendimize güvenelim, bir özgüven kazanalım; bunu normal hukuk içerisinde çözebileceğimize önce biz inanalım ve bunu da topluma uygulayalım.
Sayın Abdüllatif Şener'in dediği gibi, bilmem şu kadar süresi varmış da zaman aşımına uğrayacakmış... Ya, uğrasın arkadaş, uğrasın. Oradaki kural neyse, hukuk neyse biz elli sene, yüz sene, iki yüz sene bunu devam ettirmeyeceğimize göre normal hukuk uygulayarak bekamızı, varlığımızı devam ettirelim, orada bunu yapalım. Niye yapmıyoruz? Şu özgüvenimizi bir kazanalım. Dolayısıyla, bu süreyi ortadan kaldırın ve süre bittikten sonra normal hukuk içerisinde bu işe sebep olanlarla, yarayı açanlarla mücadele edilsin; bunu gösterelim, bu özgüveni kazanalım.
Teşekkür ediyorum.