KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Birkaç şey söylemek isterim. Cümlelerinizde özellikle "Önce kendimizden başlamalıyız." cümlesini sondan başlayarak söylemek isterim. Sayın Hisarcıklıoğlu çok kıymetli bir Başkanımız ve kendisiyle de yaptığım konuşma üzerinden gideceğim. Kendimizden başlamalıyız, kadın temsilini güçlendirmeliyiz ve TOBB'un bu vesileyle 21 üyeli Yönetim Kurulunda hiçbir tane kadın üye yok, 30 üyeli Ticaret Sanayi Odaları Konseyinde kadın üye bulunmamakta, 30 üyeli Ticaret Odaları Konseyinde hiç kadın üye yok, 30 üyeli Sanayi Odaları Konseyinde hiç kadın oyu bulunmamakta, 17 üyeli Ticaret Odaları Konseyinde hiç kadın üye bulunmamakta, 5 üyeli Hesap İnceleme Komisyonunda kadın üye bulunmamakta, 8 üyeli Mevzuat Komisyonunda, Ekonomik Raporunda, Dilekleri İnceleme Komisyonunda, Vergi Komisyonunda, Ekonomi Politikası Komisyonunda da -her birinin rakamları farklı- hiç kadın yok ve alta doğru iniyoruz. Hiç kadın olmayan bir TOBB var karşımızda ve çok güçlü bir kadın olarak görüyorum sizi ve Türkiye de öyle görüyor yani Türkiye Büyük Millet Meclisinden ödül almış, çok güçlü bir kadın var, Kadın Girişimciler Kurulunun Başkanı. Bu konuda hepimiz kendimizden başlamalıyız.

TOBB KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU BAŞKANI NURTEN ÖZTÜRK - Tabii ki.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Siyasi parti olarak da kadın temsil oranlarımızı yönetim kademelerinde yüzde 30'un altına düşürmedik. Merkez Karar Yönetim Kurulunda da, illerimizdeki teşkilatlarımızda da, yerel yönetimlerde de kadın temsili bizim için çok önemli. Siyaset kurumu olarak hani "Önce kendimizden başlayalım." cümlesine istinaden söylüyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisinde de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1934'teki seçme ve seçilme hakkına sahip olmamıza vesile olmasından sonra 4,1'lik kadın temsil oranını yüzde 18,1'e çıkarmış bir irade var. Baştan kendimizden başlayarak söylüyorum ve hakkı ihmal etmememiz lazım, 30 üyeli Ticaret Borsaları Konseyinde sadece 1 kadın var, Işınsu Kestelli. Birkaç grubunuzda da kadın temsilimiz var ama yüzde 90 oranında kadın temsilinin olmadığı bir TOBB var ve kadınların özellikle Avrupa'ya baktığımızda da yönetici oranlarının dünya ortalamasına göre iyi bir yerde olduğumuzu biliyoruz. Birçok kadının yurt dışında Türkiye'yi temsil ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla, bu konuda iş dünyasındaki kadınlarımıza yönetim kademesinde haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Bu vesileyle de o dünyayı birazcık hakkı teslim etmek adına, adaletli davranmak adına mutlaka şu tabloda da görmemiz gerekir. Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi açısından da mensubu bulunduğum partim açısından da çok net kadın temsil oranlarımı ortaya koyabilirim. Eksikler var, hiçbir şey mükemmel değil ama "kendimizden başlamak" cümlesini oradan aldığım için....

TOBB KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU BAŞKANI NURTEN ÖZTÜRK - Doğrudur, onun altını dolduracağım izin verirseniz.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Tabii ki biliyorum ben Rifat Başkanla konuştum. Bunlar seçimle gelinen yerler, alttan gelmek lazım, yerelden gelmek lazım, bunların hepsi tamam ama siyaset kurumunda da aynı şeyler var. Yani milletvekilleri, buradaki görmüş olduğumuz arkadaşlarımız hepsi tırnaklarıyla yerelden gelmiş, kadın kollarından gelmiş ama bir iradenin gelin demesiyle de güçlenmiş kadınlar. O yüzden de TOBB'un gücünü biliyorum, bu konuda bizim hani Küresel Cinsiyet Eşitsizliğindeki 133'üncü sıradaki yerimizde TOBB'un etkisini unutmamamız lazım. Her kurumun var...

TOBB KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU BAŞKANI NURTEN ÖZTÜRK - Söz hakkı istiyorum.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Kıymetli Başkanım, vereceğim.

Siyaset kurumu olarak ve Türkiye Büyük Millet Meclisindeki tüm siyasi partiler olarak mutlaka her birimiz ayrı ayrı çalışmalarımızı yapıyoruz.

Çok güzel cümleleriniz vardı, her birini ayrı ayrı not aldım. "Doğuran ve duyuran kadın." kesinlikle bu konuda kadının hakkının da teslim edilmesi adına çok önemli ve güzel bir cümle. Kadın-erkek fırsat eşitliğinin yakalanması gerekiyor. Bakın, ben toplantıda kaçıncı kez söyledim, bir kez daha söylüyorum. Ben kadınla önce kadınların eşitlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yıllarca ama yıllarca kadın sivil toplum örgütlerimiz, ben yirmi yirmi beş yıldır kadın çalışıyorum, kadını kadınla eşitlemeyen ve eşitlemek için mücadele etmeyen kadın hakları savunucuları vardı. Yıllarca başörtülü kadınların eğitimden, eğitim hakkından mahrum bırakıldığı dönemleri geçirdik. Bırakın temsil hakkını, bırakın Türkiye Büyük Millet Meclisi hakkını, eğitim hakkını, Anayasa'yla güvence altına alınmış, Anayasa'nın 42'nci maddesiyle devletin sorumluluğu altındaki eğitim hakkını bile başı kapalı kadınlara çok gören bir Türkiye vardı ve kadını kadınla eşitlemek için bu vesileyle çok önemli adımlar attık. Önce kadını kadınla eşitledik, şimdi kadını erkekle fırsat eşitliğine götürecek yolları beraber döşeyeceğiz.

Bu vesileyle, kadın ve erkeğin fıtratlarının farklı olduğunu düşünüyorum. Allahutaala yaratırken hepimizi farklı yaratmış, tüm insanları farklı yaratmış. Hiç birimiz diğerinin aynısı asla değiliz, aynısı değiliz ama fıtratlarının farklı olması fırsatların farklı olmasını gerektirmez. Fıtratlarımız farklı ama kadın ve erkeğin fırsatlarının kesinlikle aynı olması gerek. İşte siyasi irade olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi, Gazi Meclisimiz olarak biz bunun için mücadele ediyoruz. Bu konuda iş dünyasının da bu mücadeleye ortak olması bizi çok mutlu eder. Özellikle yasal değişikliklerle alakalı yirmi yıllık yasal değişikliğe şahitlik etmiş birisi olarak elimizdeki metinler uluslararası alanda -hem Birleşmiş Milletler dün buradaydı hem de geçen hafta 19 Ankara'da mukim büyükelçiyi ağırladık ve onlara da söyledim- yasal metinlerimiz çok güçlü. Bakın, 2006 Başbakanlık Genelgesi, istirhamım mutlaka biliyorsunuz, o genelge bizim kadına yönelik şiddetin önlenmesini bir devlet politikası hâline getirmeye vesile olmuştur. Elimizde bir belge var ve bunu devlet politikası hâline getiriyoruz ve Anayasa'nın 10'uncu maddesi zaten kadın ve erkeğin haklarının eşitlendiği en önemli üst metnimiz. "Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." Bizim istediğimiz tam da budur; kanun önünde eşitlik, hukuk önündeki eşitlik, fırsat önündeki eşitlik. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir, 2004 yılında Anayasa'daki 10'uncu maddeye dercettik ve 2010 yılında "Bu maksatla alınacak tedbirler Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı değildir." diye 2010'da da ilave ettik ama hâlâ yasal düzenlemelerimizin aksayan tarafları varsa bunlarla ilgili iş birliği yapmaya Meclis olarak da sonuna kadar açık olduğumuzu ifade etmek isterim.

Ben sözlerimi tamamlıyorum. Usulümüz açısından bir tane bir şey söylemek istiyorum; hepiniz bu söylediğim sözlerin cevabını mutlaka vermek isteyeceksiniz ya da yorumda bulunmak isteyeceksiniz, sizleri dinleyeceğiz, sonra milletvekillerimizi dinleyeceğiz, sonra tekrar sözü size bırakacağız. Çünkü benim dışımda arkadaşlarımın da size söyleyeceği sözler, öneriler ya da almak istedikleri cevaplar olacaktır, hepsini topluca alacağım inşallah.

Şimdi, ikinci sözü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Kadın Komitesi Başkanı Nagehan Akan, Kıymetli Başkanıma bırakmak istiyorum.

Buyurun Sayın Başkan.