KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Evet, hoş geldiniz hepiniz, vermiş olduğunuz bilgiler tabii ki aydınlattı bizleri.

Şimdi kanallarınızda -tabii TRT bir devlet kanalı olduğu için biraz daha herhâlde yayınlarında dikkatli olmaya çalışıyor- sizlerin de bazı programlarda sonuçta çözüm noktalarını gösteren, aynı zamanda da kınayıcı sonuçlar ortaya koyan ama bazı konularda da, bazı dizilerde de böyle olmadığı da açık... Şimdi kadın programları var, gündüz kadın programları. Bir ara bende bir ayak kırılması oldu, uzun bir süre evde yatmak zorunda kaldığımda izledim arkası yarın gibi ve gerçekten dehşete düştüğüm konularla karşı karşıya geldim ve çok da fazla izleyicisinin olduğunu gördüm. İşte, bu programlarda bile kadınlara şiddeti de vardı; ilişkilerin çok çarpık olduğu sonuçları görmekten ve "Türk toplumu nasıl bu hâle geldi?" demekten kendimi alamadım. Bu konulara dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Diziler... Evet, biliyorsunuz, bizim milletimizin çok fazla bir eğlence, sosyal hayatı yok, televizyona bağlı bir yapı içinde. Bu dizilere ve saat sekizde başlayıp özetiyle birlikte on ikileri bulan, yani bütün bir gece insanların bağlandığı bu dizileri çok iyi ele almak gerekiyor. Evet, yurt dışına da satmaya başladık bu dizileri. Eskiye nazaran daha gerçekçi çekiliyor ama verilen mesajların çok dikkatli seçilmesinde fayda var. Evet, medyanın toplumsal konumlanmayı yapan en önemli araçlardan biri olduğunu hepimiz biliyoruz. Aynı zamanda, yerleşmiş olan yanlış algıları toplumsal kanıyı güçlendiriyor da medya, yani toplumdaki güç ilişkilerini ortaya koyuyor. Hatta bu güç ilişkilerini yeniden üretiyor, değiştiriyor, bazen başka biçimlerde kurgulayabilir. O yüzden, medyanın önemi yadsınamaz ve şiddetin yaygınlaşmasında ve artmasındaki medya rolü de hiç göz ardı edilemez.

Kadına yönelik şiddet ve işkence sahneleri hem özendirici oluyor bazen hem de kişileri şiddete karşı duyarsızlaştırıyor. Biraz önce bir arkadaşımız bahsetti, sadece kadına yönelik şiddet değil, o kadar çok dizi var ki yani savaş dizisi adında çekilen, yeraltı dünyasına anlatan, hiç durmadan insanların öldürüldüğü ve insanların birbirine çok farklı şekilde yaklaştığı dizilerin mutlaka bazı kişileri etkilediği bir gerçek. Yani gerçek ile kurguyu ayırt edemeyen ve bilişsel fonksiyonları da yeterli şekilde gelişmemiş hem bireylerin hem de çocukların açısından değerlendirdiğimizde bu görüntülerin sık sık tekrarlanmasının bu kişileri etkilememesi mümkün değil. Yani sanki dizilerde kadına yönelik şiddet toplum nezdinde normal hâle getiriliyor mu diye ben sizlere sormak istiyorum, yani normalleşiyor mu gözümüzde acaba. Evet, hani, birkaç örnek verdiniz, "İşte, en azından uyarıyoruz, 183 yazıyoruz." Yani sizin de dediğiniz gibi daha önce, gerçekten o önemli bir şey, daha başlamadan bu konular... Ki işlenmeli, işlenmesin demiyorum, kadına yönelik şiddeti işleyeceksiniz ki bunun yanlış olduğunu göstereceksiniz. Murat Bey'e de katılıyorum. Sadakatsiz dizisini çok seyredemedim, fırsatımız olmuyor bizim ama birkaç bölümünü seyretmiştim, gerçekten orada bir ders var sonuçta, evet, yani birilerini kızdırdı ama sonuçta bir ders var.

Şunu söylemek istiyorum: Yani medya kapılarını daha çok erkek egemen bir dünyaya açtığı için kadınlar ya daha çok dişilikleriyle öne çıkıyor ya da erkek egemenliğinde iyi bir eş, iyi bir anne olarak yani bulabiliyorlar. İşte, kadının rol modellerinin bu konuda arttırılması çok önemli. Burada da tabii ki medyaya çok büyük görev düşüyor. Ama biraz önce de yine medyadan gelen arkadaşların ifade ettiği gibi, bu tek taraflı değil, aile eğitiminden de başlıyor, adaletten başlıyor ki özellikle devleti yönetenlerin şiddet dilini kullanmadığı bir Türkiye'de, kardeşliğin, birlikteliğin, insanların birbirini kucaklayabileceği bir ortamın hazırlanması gereken bir sürecin ve ortamın ortaya çıkması lazım ki bu şiddet dilinin her yere yansımasının engellenmesi gerekir diye düşünüyorum. Ama dediğim gibi, sizin de şeyinizde birçok dizi var. İşte, kadını zincirleyen, döven bir adam ATV kanalında, Sen Anlat Karadeniz'deydi herhâlde. Bunlar ister istemez dikkat çekici konular. Ama hiç mi gösterilmesin? Şimdi, kadına şiddet oluyor; haberlerde, haber programlarında bunu göstermek gerekmiyor mu? Göstermek gerekiyor ama kınayarak göstermek gerekiyor, hem de bu kınamanın yani toplum içinde bir daha yüze bakamayacak hâle gelmeleri gerektiğini ifade etmekten geçiyor.

İnşallah iyi olur yani ama bilemiyorum. Ben yabancı dizilere de zaman zaman bakıyorum, onlarda da aynı şeylerin yaşandığını görüyorum. Ama Türkiye'nin kültürel yapısı da göz önüne alındığında, hani bizim aile müessesesine bakışımız da göz önüne alındığında, kadına bakışımız da göz önüne alındığında bu konuların daha hassas incelenmesi ve işlenmesinin çok doğru bir yaklaşım olacağını düşünüyorum.

Ben teşekkür ediyorum geldiğiniz için.