KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET KERİM YILDIZ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarımız; insanın beden ve ruh sağlığı, insanın iyilik hâli olması herkesin ve devletin temel görevidir yani bütün insanların beden ve ruh sağlığını koruması, sağlaması, devam ettirilmesi. Tabii, mahkûmlar, tutuklular, mahpusların bir de özgürlükleri ellerinden alınmış, onlar daha zor durumda. Her ne kadar fiziki durumları olsa dahi psikolojik durumlarının iyi olmayacağını hepimiz biliyoruz.

Bu kapsamda değişik incelemelerde bulunuldu, bazı hastanelere gidildi. Türkiye'nin her tarafında, mahpusların bulunduğu cezaevlerinde, birinci basamak tedavi hizmetleri cezaevinde veriliyor. Nüfusu 5 binin üzerinde olan yerlerde kampus hastaneleri var; işte Sincan'da, Silivri'de, Maltepe'de, Aliağa'da, Türkiye'de 4 yerde. Bunlarda C tipi hastanelerimiz var ve yatılı olarak, yataklı tedavi veriyor. Binin üzerinde nüfusu olan yerlerde de cezaevinin aile hekimi var, o da her gün poliklinikliğini yapıyor, gerekli muayene ve tedavileri gerçekleştiriyor. Eğer ileri tahlil ve tetkik gerektirecek durumu varsa acil durumlarda cezaevinin ambulansı varsa kendi ambulansları yoksa 112 Acil Servis ambulanslarıyla hastaneye sevk ediliyor. Normal hastalar, acil olmayanlar da nakil araçlarıyla yapılıyor. Tabii, bu sistemlerde zaman zaman sıkıntılar yaşanıyor, cezaevi nakil araçlarında bekleme olabiliyor, hastaneye gidildiğinde hastanede mahpusların bekletme koğuşları, yerleri olmadığı için araçların içinde insanlar bekletiliyor, elleri kelepçeli bir şekilde hasta olarak gidenler bekletiliyor ve her istedikleri zaman da gidemiyor yani cezaevinde hafta boyunca şikâyette bulanan "hastayım" diyen insanlar biriktirilip birkaç gün sonra götürülebiliyor.

Cezaevlerinde hastalarla ilgili sorunlar üç ayrı bakanlığı ilgilendiriyor. Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı. Doktor Sağlık Bakanlığında muayeneyi yapar sevki uygun görür. İçişleri Bakanlığına bağlı olan Jandarma da güvenliği sağlıyor, cezaevinin dış güvenliğini, ona eşlik ediyor, onların da hazır olması gerekiyor. Zaman zaman eleman yetersizliğinde bu aksamalara sebep olabiliyor. Son olarak da hastayı taşıyacak nakil aracı da Adalet Bakanlığına bağlı. Aslında bu konu biraz problemli, sık sık tartışılmış bir konu, bir çalışma da var, tek elden organize edilmesi bu işin daha rahat ve hızlı yürümesini sağlayacaktır.

Tabii ki cezaevinde kronik hastalar var, ağır hasta olan insanlar var. İnfazın geri bırakılması Adalet Bakanlığının belirlediği tam teşekküllü hastanelerden alınan raporların Adli Tıp Kurumunca incelenip okeylenmesiyle ancak gerçekleşebilir. Özellikle bu çok zaman alıyor. Bazen terminal dönem hasta dediğimiz son dönem, ölüme yaklaşmış kanser hastaları var. Bunların raporlarının çok hızlı çıkması lazım. Yoksa sevklerle hastaneden randevu alıp, muayene olup, tekrar bir teşekküllü hastanede alınıp Adli Tıbba gönderilmesi, orada bazı eksikliklerin görülüp tekrar raporun iade edilmesi, tekrar edilmesi üç dört ayı buluyor. O zamana kadar da zaten hasta kaybediliyor. Dolayısıyla, bazı alternatif düşünceler de gelişmedi değil. Adli Tıp Kurumu, teşekküllü hastanenin raporu üzerinde inceleme yaparak karar veriyor, hastayı görmeden, evraklar üzerinde. Acaba alternatif olarak bazı üniversiteler de bu görevi yapabilir mi? Bu konunun tartışılması ve dikkate alınması gerektiği kanaatindeyim.

Raporların gecikmesi konusunU, sevkleri anlattık.

Tabii ki ağır hastalara bazen Cumhurbaşkanı affı da gerekiyor, yine rapor sonucu oluyor. Toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturup oluşturulmaması... Kolluk kuvvetleri "Toplum açısından böyle bir tehlike oluştu." dediği an, yine bu şeyler hükümsüz kalıyor, bu raporlar anlamsız kalıyor. Dolayısıyla, bu konu üzerinde de tartışılması, bir sonuca bağlanması gerektiği kanaatindeyiz. Terminal dönem kanser hastası veya yatalak birinin toplum için herhangi bir tehlike oluşturmayacağı kanaatindeyiz. Bu konulara daha ayrıntılı bakmak gerekir diye düşünüyorum.

Bütün cezaevlerinde olduğu gibi hastanelerde diyet uygulaması daha sağlıklı yapılıyor. Cezaevlerinde bu imkân yoktu ama bazı hastalara yine cezaevinde uygun diyet uygulanamıyor. Bu konulara da dikkat edilmesi gerekiyor.

Benim anlatacaklarım bu kadar. Arkadaşların katkıları olursa...

Teşekkür ediyorum.