| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) AŞ'nin 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 03 .06.2021 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkanım, Kurumun değerli yöneticileri, Sayıştay üyeleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle Mevlüt Hocamın anlattıklarının tamamına imzamı atarak üzerine devam etmek istiyorum. Neticede, burada hepimiz kamu adına görev yapıyoruz; "Kamunun malını, kamunun müesseselerini en iyi şekilde nerelere götürürüz?"ün peşindeyiz. Yani Kit Komisyonu bence siyasetten biraz daha uzak. Temel meseleler üzerinde kurumun faydasına olabilecek konuların veya zarar ediyorsa bunların üzerinde durulması açısından Sayıştayın denetim raporları üzerinden tespitlerimizi yapmaya çalışıyoruz.
Şimdi, öncelikle, şunu söyleyeyim: Kesinlikle, görev yapan arkadaşlarımızın yani bu Yönetim Kurulu üyeliklerine atamaların veya... Birden fazla kurumda yönetim kurulu üyeliği yapılmasına ben şahsen karşıyım. Kendi müesseseniz gibi düşünün, kendi müesseseniz. Yani bir insan hem böyle bir devasa şirketi yönetecek hem de bir başka yerde görev alacak; bu, insanın doğasına ters. Yani bir işi en iyi şekilde yapar; ikincisi, o işten anlayabilir; üçüncüsü, hobisi olur ama yani bu devasa milyar TL'lik şirketleri böyle uzaktan kumandayla yönetmenin imkânsız olduğunu, insan gücüyle bağdaşmadığını ben bir defa vurgulamak istiyorum. Onun için burada özellikle mesela Yönetim Kurulu üyelerinin... Yönetim Kurulu üyeleri ya ayda bir toplanır, çok acil işler olursa on beş günde toplanır, buna göre karar alır yani yönetim kurullarının sınırsız harcamaları veya sınırsız yakıt... Bunlar önemli değil, bu büyüklükteki bir şirkette önemli değildir ama vurgulamak açısından söylüyorum; Genel Müdür zaten işin içinde, bunda bir sorun yok, sınırsız harcayabilir. Biz fayda maliyet analizine bakarız yani bütün bu işleri yaparken tabii, rakamlar harcanacak ama sonuçla ilgileniriz, sonuç nedir, ona bakmaya çalışırız. Onun için özellikle lojman giderleri, Deniz Bey'in de belirttiği...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sonuç 1 milyar 218 bin lira zarar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Şöyle söylüyorum: Yani o söylediğiniz küçük rakamların hani bu rakama ulaşmasının farklı sebepleri olması lazım. Yani ne diyeyim? Lojmanların 2 bin liraya, 2.500 liraya kiralanması gibi. Bazen küçük şeylere takılıp büyük işleri kaçırmayalım. Yani burada 1 milyon 200 bin liralık zararı iyi analiz etmek lazım, çok iyi analiz etmek lazım. Onun için burada aslında benim Sayın Genel Müdürden beklediğim, bu zararın bir izahı olması lazım. Yani kurum neden zarar ediyor? Mevlüt Hocamın söylediği gibi, şu an siz aslında pandemi sürecinden dolayı da kâr eden bir kurum olmalısınız. Neden? Artık hep e-ticaret üzerinden bu işler dönüyor, kargolarda insanlar sırada bekliyor, hatta "Ben günde 35 ya da 40'tan daha fazla kargo almam." diyor bugün şirketler. Yani dolayısıyla inanılmaz bir talep var. İnanılmaz bir talep olduğuna göre bu sektörde rakamların daha iyi olması lazım. Yani olmalı mı bu Kurum? Gayet tabii ki olmalı yani bugün kargo sektörü, bilgi iletişim, e-ticaret, haberleşme ve bunun yanı sıra bankacılık hizmeti yani bugün Türkiye'de sizin ulaşamayacağınız bir nokta yok. Yani bugün bilinen kargo şirketlerinin adını söylemeyelim ama şöyle bir baktığınız zaman, tahmin ediyorum, etkileşim alanı açısından herhâlde en yüksek oranda sizin ulaştığınızı düşünüyorum. Dolayısıyla bu hizmetleri yaparken doğal olarak bir rekabet içerisindesiniz yani herkes sizin fiyatlarınız ile diğer firmaların rakamlarını da mukayese ediyor, işe bu açıdan bakmanız lazım. Yani devlette şöyle de bir gelenek var, bunu ÇAYKUR'da da gördük: İşte, 300 kişi alınacak, sadece erkekler olmak üzere 30 bin civarında müracaat var, aynı zamanda eğer Gürcistan'dan elemanlar gelmezse biz çay toplamada da sorun yaşıyoruz. Yani insanların devlet kurumlarına inanılmaz bir talebi var ama çalışacak adam da yok yani burada bir şey var.
Bu manada, bakın, burayı eğer kendi şirketiniz olarak idare ediyorsanız Sayın Genel Müdürüm, yüz ihtimam gösteriyorsanız; siz, şu an 84 milyon adına bu Kurumu idare ediyorsunuz, bin ihtimam, hassasiyet göstermeniz lazım. Yani neticede biz de biliyoruz ki bunun hesabını hepimiz vereceğiz yani siz de vereceksiniz. Denetim olarak eğer biz de bu salonda üzerimize düşenleri söylemiyor, sadece bu problemleri halının altına süpürüyorsak biz de vebal altındayız. Onun için bildiklerimizi söylemek zorundayız, sizin de idare ederken, yönetirken bu hassasiyetlere uymak zorunluluğunuz var. Bu hesabı, ben size söyleyeyim; hiç kimse sizi kurtaramaz, eğer hepimiz inanıyorsak, hepimizin inanç değerleri varsa bunu siz vereceksiniz; ben bunu size hatırlatıyorum, biz de vereceğiz, burada doğruları söylemediğimiz takdirde.
İyi şeylerden dolayı tabii ki teşekkür ediyoruz. Yani İstanbul'da kule yapılmış mimarisiyle, görüntüsüyle, turizm açısından tutun da her yönüyle takdir ediyoruz, teşekkür ediyoruz. İnşallah, Ankara'da da -Çankaya olabilir, Şentepe olur- böyle bir şeye ihtiyaç var mı, var; yapılırsa edilirse iyi olur. Tabii, bunlar yapılırken bazı şeylere dikkat etmek lazım, alabildiğine şeffaf olmak lazım. Hani Anadolu'da bir söz var: "Açık yaraya kurt düşmez." Yani bu 21/b hikâyesi veyahut da yine İhale Kurumunun 20... Bunlar ayrıcalık oluşturulan... Ne kadar bu işi şeffaflıktan uzaklaştırırsanız, inanın, o kadar problem yaşarsınız; onun için alabildiğine şeffaf yapın. Hani, çok özel şartlar vardır; depremdir, doğal afettir. Şunu da söyleyeyim: Hadi bunların dışında bazı özellikli işler diyoruz. Ya, Türkiye ekonomisi veya Türk özel sektörü o kadar gelişti ki özelin özeli diyebileceğiniz işler olabilir yoksa genelde bu işleri yapan firma sayısı inanılmaz fazla. Ne kadar rekabete açarsanız rakamlarınız o kadar düşer yani şeffaf olmalı. Burada özellikle mesela taşıma şirketleriyle çalışmaya başladınız. Normal şartlarda taşeronlarla çalışmaya başlandığı andan itibaren maliyetlerin düşmesi lazım ama sizde tam tersine maliyetler artıyor. Hani kıdem, ihbar -biraz önce hocamızın söylediği gibi- bunlar bir maliyettir ama özel sektörden bu dağıtım işlerini eğer havale etmişseniz otomatikman personel sayınızda da ciddi düşüşler olur. Bu çerçevede maliyetlerinizin de düşmesi lazım.
Tabii, bağlı kuruluşların denetlenmemesi, bence bu, tam bir facia. Yani siz şimdi bir şirketi idare ediyorsunuz ama 2014'ten bu tarafa yüzde 100'ü size ait olan bir şirketin denetimi yoksa, orada ne olup bittiğini bilmiyorsanız o zaman o şirketle ilgili gelecekte ne olacağı konusunda da fikriniz olmaz. Yani kurum zarar eder, zarara gider, siz bunun farkında olmazsınız. Hâlbuki özel sektörde insanlar tırnağının üzerinde birim maliyet hesabını yapar. Mesela şu an, bildiğiniz kargo şirketleri, onlar da özelleştiriyorlar; işte "Ankara'nın belli bölgelerini özelleştirelim." diyorlar. İşte, parça başına 6 lira, 7 lira, 8 lira, 9 lira gibi rakamlar ifade ediyorlar. Siz de maliyetlerinizi en az onlar kadar bilmelisiniz ki onlarla rekabet edebilesiniz. Yani bu hizmetler alınırken sadece taşerona verip -hepimiz siyaset yapıyoruz- siyasilerin gönderdikleri elemanları taşeronlar üzerinden yükleyerek istihdam sağlarsanız yani bu bunun adı "istihdam" olmaz yani bunun adı, ne derseniz deyin bilemem ama yani kamu hizmeti veren kurumların bu hassasiyetleri göstermesi lazım, bunlar önemli.
Yine, tabii, pandemi dolayısıyla hakikaten PTT çok ciddi hizmetler verdi; yani herkesin evden çıkamadığı bir dönemde siz en ücra köşelere kadar bu hizmeti götürdünüz, onun için ayrı ayrı hepinize, nezdinizde bütün çalışanlara teşekkür ediyorum. Muhakkak pandemi dolayısıyla hayatını kaybedenler vardır, onlara da Allah'tan rahmet diliyorum. İşte, devlet bugünler için var, bu kurumlar bugünler için var ama bunlar denetim konusunu, eksiklerini gündeme getirme konusunu orta yerden kaldırmaz. Burada konuştuklarımızın tamamı kurumun geleceğine yönelik, daha iyi hizmetler vermesine yönelik görüşmelerdir yoksa... Size bir örnek anlatayım.
Sürem var değil mi Başkanım?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Doldu süreniz.
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Ben hakkımı ona teslim ediyorum, sadece bir dakika konuşacağım.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Biz Yasin'le konuştuk, ayarlıyoruz, merak etmeyin, Yasin'le yirmi dakikaya anlaştık, o tamamlayacak. Basit bir şey söyleyeyim, oradan da tamamlayacağım.
Şimdi, hastanın biri ameliyata giriyor. Sülale de yoğun, bekliyorlar, hasta hakkında bilgi verilsin diye. Doktor sekiz, on saat sonra ameliyattan çıkıyor diyor ki: "Hepiniz toplanın, toptan bilgi vereceğim, öyle ayrı ayrı uğraşmayacağım. Tıp literatürüne geçecek bir ameliyat yaptık, inşallah bundan sonraki öğrenciler de bu ameliyatlar üzerinden dünyaya hizmet edecekler ama hastayı kaybettik." Mevlüt Hocam, şimdi, hastayı kaybedince geriye bir şey kalmıyor yani biz çok iyi yönetimler, idareler yaptık ama kurumu batırdık, bunun bir karşılığı yok.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Allah sonraki hastaları korusun.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Evet, bunu feda ettik ama feda edecek kurumumuz da bu manada yok. Değerli arkadaşlar, onun için ben bu zararın sebeplerini sizden rica ediyorum, muhakkak. Bilmiyorum, mesela, bu vericileri yaptık; kendi bütçenizden mi yaptınız, devletin bütçesinden mi yaptınız? Hani bazen zarar rakamlarını izah ederken "Tamam, biz şu şu yatırımları yaptık, bu yatırımların da bize şöyle şöyle dönüşleri var. Tamam, 2019 yılında 1 milyar 218 milyon ama 2020'de 740 milyon, 2021'de -inşallah daha devam ediyordur- bu 500'e düşer, 300'e düşer, zararımız sıfırlanır. Bunun taban, dip noktası vardır, ondan sonra da yükselerek şuraya geliriz." gibi bir projeksiyon verirseniz biz de tamam, kurumun belli yatırımları var, bu yatırımlardan kaynaklanan şeylerden dolayı bu zarar rakamları var ama üç, beş sene sonra biz bu rakamları değil, yine eski günlerdeki gibi kârlı rakamları konuşacağız deriz.
Tabii, otomatikman rekabet ortamında olan bir kurumla ilgili meseleleri konuşurken haklıdır; neticede, mesela, işte, PTT-Bankta zimmetine para geçirenlerden veyahut da başka türlü yolsuzluklardan bahsedersek insanlar bu kurumları kullanmazlar daha. Neden kullansın? Bunlara da dikkat etmek lazım. Bu çok önemli bir hizmet yani bunun üzerinden çok ciddi işlemler dönüyor. Mesela bilgi saklama işleri. Tamam, bugün dijital çağdayız ama bunların güvenilir bir kurumda saklanması lazım. İşte, herkesin kendi özel şirketleri de olsa bu tür özel şirketler de var, siz de varsınızdır muhakkak, yani burada kurumun rekabet edebilir hâle gelmesi lazım. Eğer bir keze mahsus hazineden de sermaye desteği alacaksa alsın, eğer finansman maliyetleri çok yüksekse bu işten kurtulsun ama o unutmayalım ki burada 84 milyonun hakkı var, hukuku var; bu bilinç ve bu duygular içerisinde bu şirketleri idare etmemiz lazım diyorum.
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Allah yardımcınız olsun.