| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ve Kamu Denetçisi Celile Özlem Tunçak'ın, kadına karşı şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesinde ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un uygulanmasında yaşanan sorunlara ilişkin Kamu Denetçiliği Kurumunun tespitleri ve kararları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 28 .04.2021 |
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sağ olun.
Şimdi, bu Kamu Denetçiliği Kurumu -kurulduğu zamanları bildiğim için- o dönemde Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğunda böyle bir denet... Ombudsmandı bunun adı, şu anda bizim dilimize herhâlde Kamu Denetçiliği daha kolay geliyor, iyi oluyor ama o zaman, Kamu Denetçiliğinin kurulma aşamasında büyük işler yapılacağı konusunda çok büyük bir şey vardı. Neticede, 6328 sayılı Kanun'dan sonra, 17'nci maddesinde gördük ki kuruma başvuruda bulunulabilmesi için idari başvuru yollarının tüketilmesi gerekiyordu ve kurum kendisine yapılan şikâyetlerle ilgili olarak 6 farklı karar verebilmekteydi. Yani Avrupa'daki uygulamaları -o dönem ben incelediğim için biliyorum- daha etkin bir kurum niteliğinde... Avrupa'daki bazı ülkelere, İrlanda'ya kadar gitmiştik o zaman komisyonlarla, onu söylemek istiyorum.
Biraz önce sizin de ifade ettiğiniz gibi Sayın Başkan, tanınırlık konusunda sıkıntınız var yani o ikinci verdiğiniz verilerin ben ne kadar doğru olduğunu şey yapamıyorum çünkü biraz önce Özlem Hanım da bahsetti, işte, bir elektronik ortamda başvuru... Neyin başvurusu? Yani başvuru yapacaklar, bütün yolları tükettikten sonra size ancak başvuru yapabilecekler, bunu iyi anlatmak gerekiyor. Ben, mesela, şunu sormak istiyorum: Kamu Denetçiliğinin, 6328 sayılı Kanun'un 7'nci maddesinde Başdenetçinin görevleri sıralanırken bu görevlerden birinin "Birisi kadın ve çocuk hakları alanında görevlendirilmek üzere, denetçiler arasındaki iş bölümünü düzenlemek." olduğu ifade ediliyor. Bir de yönetmelik var buna uygun çıkarılan, bunun yine 7'nci maddesinde "Şikâyet eğer insan hakları, temel haklar ve özgürlükler, kadın hakları, çocuk hakları ve kamuyu ilgilendiren genel konulara yönelik ise menfaat ihlali şartı aranmamaktadır." diyor yani kadın haklarını vurgulamak için söylüyorum. Bir de 44'üncü maddesinde denetçiler arasında iş bölümüne ilişkin konular sıralanırken "Kadın ve çocuk hakları bu alanlardan biri olarak belirtilmiştir." diyor. Yani yönetmeliğin 7'nci maddesini de göz önünde bulundurursak bu 3 maddenin dışında -yani hem kanun ve yönetmeliği- kadın haklarıyla ilgili olarak kanun ya da yönetmelikte başka bir düzenlemenin yapılmadığı ortaya çıkmaktadır. Benim birinci sorum şu: Başka bir düzenleme gerekmiyor mu?
Aynı zamanda, kadına yönelik şiddet olayları kapsamında Kamu Denetçiliği Kurumuna yansıyan şikâyetlerin oranı ve şikâyetlerle ilgili yapılan iş ve işlemler ile sonuçlar nedir? Onu sormak istiyorum. Size ne kadar müracaat yapıldı? "Kadına şiddet de var bunun içinde, yardım da var, başka şeyler de var, mobbing de var." dediniz ve çok enteresandır, Sayın Başkan biraz önce birçok şey sıraladı, dedi ki: Kadın hakları; akademi kurulması lazım; kurumlar arasında koordinasyon eksikliği var; aslında sorumluluk Aile Bakanlığına düşüyor; 207 üniversite maalesef bir şey yapmıyor, bu konuda çalışmaları yetersiz... daha bir sürü şey söylediniz STK'lerle ilgili falan ama bu kanıya kendi birikimlerinizle mi vardınız yoksa size gelen, Kamu Denetçiliği Kurumuna gelen bu şikâyetler sonucunda mı bu şeyleri bize listelediniz, görüşlerinizi ifade ettiniz? Şimdi, elimizde çok veri olmalı ki bu verilerden çıkacak olan sonuçları sizin burada bizlere aktarmanızın, tecrübenizi bizlere aktarmanızın önemli olduğuna inanıyorum.
Kamu Denetçiliği Kurumu olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede idari makamların sorumluluğunu yerine getirip getirmediğini takip ediyor musunuz? Şimdi, siz bize birkaç örnek okudunuz, o örneklerde şunlar yollandı şu kurumlara. İşte, tekraren bunların görüşülmesi dediniz, peki, siz bunları takip ediyor musunuz veya takip ettiyseniz sonuç aldınız mı? Yani sonuçta mağdur olan kişinin -bu kadın olabilir, şiddet de olabilir veya mobbing olabilir iş yerinde- o hakkını alabildiğini takip edebildiniz mi?
En son sorum: Sayın Malkoç, siz geçmişte de milletvekilliği yaptınız, hatırladığım kadarıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Sözcülüğü yaptınız, yine, Anayasa Komisyonu Başkanvekilliğinde bulundunuz ve YSK Temsilciliği yapmış ve aynı zamanda yıllarca hukuk üzerinde çalışmış bir kişi olarak bu soruya vereceğiniz ama samimiyetle vereceğiniz cevabı da bekliyorum. Yani 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan -Avrupa Komisyonu tarafından- ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve bütün partilerin, grupların kabul ettiği İstanbul Sözleşmesi'nin bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle feshedilmesini hukuki teknik açıdan doğru buluyor musunuz? Samimi olarak soruyorum bunu yani Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmeden -bu konu -ki bütün, çoğunlukla çıkmış- bir sözleşmenin bu şekilde feshedilmesini doğru buluyor musunuz? Bunun sonuçlarının neler doğuracağını da... Sizin daha önce İstanbul Sözleşmesi'nden övgüyle bahseden birçok konuşmanız var, şimdi ne diyorsunuz? Bunu da merak ediyorum.
Çok teşekkür ediyorum.