KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN KALYONCU (İzmir) - Sayın Hocam, sunumunuz için teşekkür ediyorum.

Şimdi, Sayın Vekilimin de sorduğu sorunun bir açılımı olarak ben size bir şey okuyacağım: "Su ile ilgili geleceğe yönelik yapılacak çalışmaların yönlendirilmesi, takip edilmesi, ülkemizin kısa ve uzun dönemli su yönetimi stratejisinin geliştirilmesi ve su yönetimiyle ilgili görev yapmakta olan kurum ve kuruluşlar arasında eş güdüm sağlanmasına yönelik bilgi üretilmesi." Bu, sorduğunuz sorunun tümünün cevabını veriyor değil mi?

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Vermiyor bana.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Büyük ölçüde veriyor.

HASAN KALYONCU (İzmir) - Büyük ölçüde veriyor. Bunu yapması gereken Su Enstitüsü birazdan gelecek. Kuruluşunun ilk maddesi bu, bu amaçla kurulmuş bir kurum, bu madde aslında karşılıyor hepsini.

Şimdi, Hocam, bu maddede aslında daha önce düşünülmüş, suyun tek merkezden yönetilmesi gerektiği düşünülmüş ve planlamaya gidilmiş fakat oluşturulan kurum bu işi götürememiş.

Yer altı sularımız bizim için çok önemli fakat sizin de değindiğiniz gibi yer altı sularıyla ilgili kaçak kullanımlar, mesela Konya Ovası'nda yüzde 80 civarında, Türkiye'de ne kadar kullanıldığını bilmediğimiz gibi yer altı sularıyla ilgili de fazla bilgimiz yok. Şimdi, biz yer altı sularıyla ilgili strateji oluştururken tahmin üzerinden mi strateji geliştiriyoruz? Bir de yer altı sularındaki mevcut kirlilik durumu henüz net olarak ortaya kondu mu? Ayrıca, yer altı sularını atık sulardan besleme, barajlardan besleme gibi bir şey söylediniz. Bu yapıldığı takdirde yer altı sularındaki kirlenmeye engel olabilir miyiz? Bu suların yer altı sularına, barajlara değil de kullanım alanlarına yöneltilmesi daha doğru değil mi? Yani tarımda, sulamada, şehir içi sulamalarda vesair. Bir diğeri yer altı atık suların, yer altı, yer üstü sularının beslenmesinden zirai kullanımına kadar birçok alanda henüz bir kriter var mı, oluşturulmuş mu veya var olan kriter bu virüslerin doğaya dağılımını etkiliyor mu? Yani atık su tesislerimizden çıkan sular kullanıma ne kadar uygun Türkiye'de.

Bir sorum da şu: Bu kadar çalışma yapılmasına rağmen -birçok proje saydınız siz de Avrupa Birliğiyle uyum sürecindeki projeler- bunların hepsi yapılmasına rağmen saydığınız bu tüm eksikliklerin sebebi ne? Bir diğeri: Denizden su elde edilmesi, sizce ülkemiz için uygun bir sistem mi? Bildiğimiz kadarıyla enerji maliyeti çok yüksek, maliyetlerini düşürseniz de, bu sefer tuz atığını ne yapacaksınız? Böyle bir durum da söz konusu.

Son sorum: Su yönetiminin tek merkezden yapılması sizce gerekli mi? Su bakanlığı olabilir veya Cumhurbaşkanlığında bütün hepsini kontrol eden -burada örnek verdiniz- "su otoritesi" dediğiniz şeyle bunu mu kastediyorsunuz?