| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Deprem Risk Yönetimi Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün, Bimtaş Genel Müdürü Özcan Biçer ve İmar A.Ş. Genel Müdürü Onur Soytürk'ün,, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde İstanbul ili için deprem hazırlık ve kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .02.2021 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Ben de değerli arkadaşlarımıza sunumlarından dolayı teşekkür ediyorum.
Tabii, bu sunum daha çok bir projeksiyon yani ne yapacaklarınıza dair bir fikir veriyor ama seçileli de bir iki yıl oldu, bu mart ayıyla beraber iki yıl oldu.
Türkiye'de deprem 2000 yılında oldu, 2000 yılından beri bu, depremle ilgili de 3'üncü Komisyon.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İstanbul'da seçim 23 Haziranda oldu. Samsun'la karıştırma.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Hadi, biraz daha tolerans olsun, önemli değil.
Ha, şunu demek istiyorum: Yani depremle ilgili de 99 sonrası bir komisyon kuruldu, 2010'da bir komisyon kuruldu. Bu tekrar. Şimdi biz gerçekten konuşurken çok zaman kaybediyoruz. Şimdi zaten burada var, diyoruz ki: 500 milyar ve yüz yıl. Şimdi, en temel konu şu, yani özellikle bu dönüşümlerle ilgili dediniz ki: "Devlet güvencesi olması lazım. Yani bunu KİPTAŞ ya da Emlak Konut devreye girmediği takdirde bu işlerde zorlanıyoruz." Belki de Fikirtepe'de biraz zorlandınız. Bugün de Emlak Konut belki orada devreye girdi ama şunu söyleyeyim...
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENEL SEKRETER YARDIMCISI MAHİR POLAT - Fikirtepe bizim değildi.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Hayır, hayır. Orada da bir dönüşüm vardı ya, bununla alakalı.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENEL SEKRETER YARDIMCISI MAHİR POLAT - Bizim İBB'yle ilgili bir konu değil bu.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yok, İBB'yle alakalı demiyorum zaten. Benim söylediğim, yani sizin söylediğiniz KİPTAŞ veya Emlak Konut bu dönüşümlerde devreye girsin, devlet muhatap olsun, devletin güvencesi bu işlerin ilerlemesinde ciddi mesafe kateder. Doğru, buna katılıyoruz ama devletin şu anki mevcut imkânlarıyla bu dönüşümü yapması da mümkün değil. Yani siz de söylediniz, yüz yıl ve 500 milyar da paraya ihtiyaç var. Yani, dolayısıyla burada mülk sahiplerinin muhakkak devreye girmesi lazım. Gerçi Başkanım burada, Fatih'teki dönüşümle ilgili söylemişti, yani özellikle oradaki yerli küçük müteahhitler, küçük iş adamları orada çok daha hızlı diyalog kurabilirler yani bir binada diyelim, ben de çok muhatap oldum, 10, 20, 30, 40 tane hissedar oluyor. Bu hissedarlarla devletin böyle bir bir görüşerek bu işi çözmesi inanılmaz zaman alıyor. Belki orada bir pratik vardır. Yani bunların üçünü bir arada yorumlamak lazım. Her üçünden de istifade etmek babından bunu söylüyorum. Tabii, bunun devamında özellikle bu, çatı katları, bodrum alanları. Yani neticede yine bir imar değişikliğidir. Belki dipnotlara şunu yapabilirsiniz: Kentsel dönüşümlerde ihtiyaç duyulması hâlinde, hani bu binalar yıkılıp yapılırken bazen metrekare ve alan problemleri yaşıyorsunuz, bu amaçla kullanılabilir. Yani bunu bir defa kesinlikli bir kanunla zapturapt altına almak lazım. Mesela bu AFAD var bir üst kuruluş, konudan konuya atlıyoruz ama bence burada muhakkak depremle ilgili bir bakanlığın kurulması. Bugün AFAD'ın belki bakanlığa çevrilmesi düşünülebilir ve buna göre bütçelerin hazırlanması icap edebilir. Yani sizin, hiçbir yerel yönetimin devlet katkısı olmadan bu rakamların altından kalkıp bu işi çözmesi mümkün değil. Yani bu yapılaşmaya doğru belki Başkanım, Komisyonda biz bunu önerebiliriz. Çünkü burada bir çatı var, çatının altında bir sürü de bileşeni var. Bunların bir araya gelip işte siz "Valilik, bayındırlık bakanlığı, buna benzer bir sürü kurum ve kuruluşlarla eş güdüm içerisinde bu işleri çözmemiz lazım." diyorsunuz, doğru. Ama hep lazım, vakit de geçiyor. Yani bunu bir kanuni çerçeveyle belli bir süreye, belli bir periyotlara bağlarsak bu işte mesafe alabiliriz diye düşünüyorum. Yani muhakkak her işin bir takvimi olması lazım, bir iş programı olması lazım, "Şu zaman dilimi içerisinde olmazsa resen yapılır." gibi. Mesela, örnek, siz şu an tespitler yapıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Bina envanterlerini çıkarıyoruz. Umduğumuzun daha üzerinde." diyorsunuz. "Sağlam binadır, Schmidt'le, PERA yöntemi." diyorsunuz. Aslında özellikle 1999 öncesi yapılan binaların ayakta duracak hâli yok ister Schmidt'le ateş edin, ister karot alın, ister tokmakla analiz edin, ne yaparsanız yapın bunlar biliniyor ama elimizde rakam olarak bilinmesinde de fayda var. Yoksa hani bundan böyle kesin sonuçlar alırız diye bir şey yok, sadece ayrıntı olarak bunu söylüyorum. Schmidt yöntemi statik yani betonun mukavemetini ölçmekte bir yöntemdir ama en az güvenilir yöntemdir. Yani tam doğrultusunda ateş edeceksin, 90 derece ateş edeceksin falan. Ama bunların bir önemi yok. Neticede bir tespittir, bunun üzerinden gitmek lazım. Muhakkak her yeri kendi şeyine göre değerlendirmek lazım. Yeri gelmişken hemen mesela bu envanter çalışmasını ne zaman bitireceksiniz? Demeniz lazım ki: "Bu çalışmayı..." Ve envanter çalışması bitti diyelim, ondan sonra, sizin, bir tarafı aslında biten kısımları da var, sonunu da muhakkak beklemezsiniz, bununla ilgili yine orta yere bir formül koymanız lazım. İşte İstanbul'un herhangi bir yerinde bunu herhâlde en riskli alanlardan başlayarak bir ortaya formül koymanız lazım. Yani şimdi herhâlde önümüzdeki günlerde Parlamentoya gelir mi bilmem ama gelmeden de rakamlar artırıldı, 200 bin liraya çıktı bildiğim kadarıyla Başkanım, o biraz daha herhâlde 2, 3, 4 konutta olursa farklı. Yani devlet o konuda bir adım atmaya çalışıyor. Burada amaç şu: Herkes kendi binasını yenilesin mümkünse, mümkün olduğunca kendi binasını yenilesin. Zaten bunların tamamı vergiler ve harçlardan da muaf yani kentsel dönüşüm kapsamına girdiği için. Belki bu konuda mesela der ki: İki yıl içerisinde binasını yenilemeyen, tabii bunun finansmanını da oluşturmak kaydıyla bu yıkılıp yapılmakta muhakkak İstanbul'da bir rant oluşur. Yani İstanbul'un taşı toprağı altın, bence İstanbul'da hani bu yeni yapılaşma... Yıkılan binalar, belli ada bazında yıkılabilirse -2 ada, 3 ada, 5 ada- burada bir rant oluşabilir. Burada bir finansman kaynağı da oluşabilir. Mesela belediyenin ana parayı kendisi ödeyip faizlerine biz bir katkı sağlayalım, bir yaklaşımdır. Çözüme yönelik katkı sağlar mı? Sağlar.
Tabii, İstanbul gibi tarihî bir kent, muhakkak tarihî kısmının bu işin dışında tutulması lazım. Yani tarihî alanların iyileştirilmesi de dâhil, depreme hazırlanması dâhil, bu sistemin dışında tutulması lazım. Dünyanın her tarafında kent merkezleri en pahalıdır ama maalesef hem bugün İstanbul'da da siz söylüyorsunuz, daha çok işte sığınmacıların olduğu yer. Ankara da böyledir, Hacı Bayram Ankara'nın merkezidir, onun etrafında da aynı şey vardır.
Mesela, "Depreme dayanıklı olmayan binalar kiralanamaz." hükmü getirilebilir. Yani dolayısıyla bu binaların önemli bir kısmında zaten kiracılar oturuyor. Aslında bu kentsel dönüşümün en büyük problemleri de kiracılar. Yani "Tamam, çıkalım. Nereye gidelim?" gibi. Neden? Çünkü buralardaki kira fiyatları çok ucuz, insanların b, c, d, e planlarında sorun var. Bu manada çözülebilirse insanlar buraya hiç gelmeden, işte, bu bina sorunludur; bir yıl süre, iki yıl süre, belki kiracılara da bir çözüm bulunabilir diye düşünüyorum.
Tabii, bunun paralelinde, tahmin ediyorum, artık imar çalışmaları belediyelerde muhakkak vardır ama bu "revize" manasında, yoğunluk çalışmaları konusunda, yoğunluk verilmesi yönünde veyahut mevcut binaların, mevcut imarlı alanlara rant yasası çıktı... Mesela, bu konuda, İstanbul Büyükşehir Belediyesine, rant yasası çıktıktan sonra, yoğunluk artışıyla ilgili bir talep var mı, ben bilmiyorum, varsa da bir elin parmaklarını herhâlde geçmiyordur. Benim sorduğum belediyelerde böyle bir şey yok. Aslında iyi de çünkü buradan elde edilebilecek arsa sahibinin bir faydası yok, elde edilecek gelir zaten Bayındırlık Bakanlığına ve bağlı belediyelere gidiyor. Yani bu bile mesela otomatikman bu yapılaşmayı bir noktada durdurur ama buna benzer tabii ki planlar yapılamaz mı? Her zaman yapılır. Gecekondulardan bahsettiniz ama en kolay yerler bunlar yani neticede bu gecekondular tek katlı, 2 katlı binalarsa, bazen "gecekondu" deyince 5-6 katlı binalar da var içinde bunların. Hani gündüz kondu da adı oldu "gecekondu". Onları çözmek biraz zor, Ankara'da Demetevler'de 10-12 katlı binalar var, hepsi işte tapu tahsis belgeleriyle kimlik ve hüviyet kazandılar, artı, uzantılarıyla imar barışından kimlik kazandılar. Dolayısıyla bu manadaysa zor olabilir ama tek katlı, bizim anladığımız manada gecekonduysa herhâlde buralarda yeterli arsa olduğu için bu iş daha hızlı çözülür diye düşünüyorum.
Tabii, her şey geliyor bürokrasiye dayanıyor yani bürokrasiyi nasıl aşarız? Bürokrasiyi çözmemiz lazım çünkü bunun 3-4 tane ayağı var. Diyelim bugün Hükûmet mevcut, belli bir parti, yerel yönetimler belli bir parti, işte ilçe belediyeleri farklı... Abdulah Ağabey diyor ki: "Sizinkiler büyük ihtimalle Avcılar'a itiraz etmemiştir, Fatih'e itiraz etmiştir." Plancılar odaları, şunlar... Bunlar bir takvime bağlanırsa, bir kanuna bağlanırsa, daha hızlı sonuçlanır diye düşünüyorum. Eğer iş mahkemeye intikal ettiyse Allah hepimizin yardımcısı olsun zaten, davalar evladiyelik, oradan da bir sonuç çıkmıyor. Dolayısıyla, bu saatten sonra madem planı, projeksiyonu, her şeyi hazırladınız, ben o konuda Başkan Vekilimize katılıyorum, sizin artık ortaya bir şey söylemeniz lazım. Yani demeniz lazım ki: 2022'de hedefimiz bu, 2023'te bu, 2024'te kentsel dönüşümle ilgili yani sadece yapılaşma değil, buna benzer diğer şeyler de olabilir, neler yapacağınıza dair bir şeyleri orta yere koymanız lazım ki sizden sonra gelenler de bir şeyleri ilave ederek gitsinler; yoksa işte, siz bugün geldiniz, dediniz ki: "Mezarlıklar kaldı toplanma alanı." Mezarlığın neresinde toplanacaksınız, yani her birinin başında 2 tane taş var? Ne yapacaksınız, lahidin üstüne mi çıkacaksınız? Yani bunlar olacak şeyler değil ama zaruretten dolayı diyorsanız buna da bir şey diyemiyorum ben. Ama muhakkak bunların eş güdüm içerisinde bir koordinasyonla yapılması lazım. Bu iş siyasetüstü bir iştir. Bunun siyaseti olmaz, hiçbir parti yani "Ben bunu yaptım, şunu yaptım." diyerek buradan zaten bir rant elde edemez. Sizin de iktidar ömrünüz bu işe yetmez, sizden sonra geleceklerin de yetmez. Dolayısıyla bu konuda ne kadar iyileştirme yapabilirsek hiç olmazsa bir temel oluşturup o temelin üzerine nasıl bir bina inşa ederiz diye gitmekte fayda var diyorum.
Ben çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Buyurun.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENEL SEKRETER YARDIMCISI MAHİR POLAT - Soru oluşmadı, görüşlerini belirtti.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yani plan program yapabilirsiniz, tarihî alanlarla ilgili bir termin yapabilirisiniz. Bu söylediklerim zaten kayıtlarda var, toparlar sonra da cevap verebilirsiniz.