KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Önce şunu belirtmek isterim: Biz, bu tarımı, sanıyorum Meclis Genel Kurulunda da çok konuşuyoruz, burada da çok konuşuyoruz, her zaman çok konuşuyoruz. Ancak global baktığımızda, tarım, Türkiye'de önemli desteklenen bir alan, globalden baktığımızda önemli desteklenen bir alan. Tarım 11 milyar lira civarında destekleniyor Türkiye'de. Türkiye'nin ilaç tüketimi 17 milyar lira, tüm ilaç tüketimi 17 milyar lira, tarıma 11 milyar lira destek veriyoruz. Böyle baktığımızda, ekonomimizi geliştirdiğimiz sürece tarıma destek vermeye devam edeceğiz, öyle gözüküyor, öyle de olmalı ama belli alanlara baktığımızda, en fazla eleştiri alınan yerde bu rakam unutuluyor çoğu zaman yani 11 milyar lira... Tabii, bunu Ziraat Bankası açısından söylemiyorum. Ben, Tarım Bakanlığı açısından söylüyorum. Ziraat Bankasının da kredilerle desteklediği açık yani sıfır faizli krediler var, yüzde 4 faizli krediler var orada, o açıdan söylemiyorum. Böyle bir destek var. Bu desteği çoğu zaman unutuluyor, çoğu zaman "Tarım alanı ihmal ediliyor." diye çok açık açık söyleniyor ama şunu belirtmek gerekir ki: Söylenen hemen hemen her şeyde adım atılıyor, söylenen her şeyde.

Çok sayıda toplulaştırma yapılıyor Türkiye'de. Her yıl toplulaştırma yapılıyor. Bu toplulaştırmanın miktarları belli yani Tarım Bakanlığınca toplulaştırma yapılıyor ve bunun miktarı belli. Daha önce böyle bir şey yoktu. Daha önce, toprak reformu, toprak dağıtmak vardı. Şimdi, biz toplulaştırıyoruz, buraları ekonomik alanlar hâline getiriyoruz yani kaynak tüketimini ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.

Şimdi, böyle baktığımızda, Ziraat Bankası çok kötü bir noktadan geri döndü. Çok kötü bir noktadan geri döndü Ziraat Bankası. Yani isterseniz 2000'li yılların başına, 1999'a falan gidin, Ziraat Bankasının durumuna bir bakın yani oradaki duruma baktığınızda göreceksiniz ki bugün gelinen durumla oradaki durum arasında inanılmaz bir fark var. Evet, bu politikalar global politikalardı, şöyle uygulandı, böyle uygulandı. Evet, doğru ama o siyasi kararı verenler o karara katlandılar yani sonuç olarak, o siyasi kararı verenler seçimleri kaybettiler yani bu, böyle oluyor Türkiye'de, başta türlü olmaz. O siyasi kararlar sonucunda ortaya çıkan manzara budur Türkiye'de. Dolayısıyla, böyle baktığımızda, Türkiye'de tarıma katkı sağlanıyor ama bu katkı daha fazla olmalı, doğru ama bu ne kadar fazla olmalı, bu konuda ben şimdiye kadar verili bir şey görmedim. Ne kadar fazla olmalı? Öyle bir veri yok. Peki, Ziraat Bankası ne yapmalı? Ziraat Bankası kendi ekonomisini sağlam tutarak daha geniş bir kitleye daha düşük faizli daha uzun vadeli kredi olanakları sağlamalı. Bunu yapmaya çalıştıklarını söylüyorlar. Hatta Sayın Genel Müdürün söylediğine göre, 5 milyar lira geri ödenemeyen kredileri yeniden yapılandırdıklarını ve 154 bin kişiye yeniden yapılandırarak olanak sağladıklarını da söylüyorlar.

Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Ziraat Bankasının geldiği durum sevindiricidir. Daha iyi olması hepimizin gönlünün istediği bir şeydir.

Siyasi iktidarların ekonomi politikaları seçimlere giderken vaatler şeklinde kamuoyuna açıklanır ve bu vaatler kamuoyu tarafından bilinerek siyasi iktidarlar seçilirler ve gelirler. Geriye giderek, işte şöyle oldu, böyle oldu, şu duruma geldi falan dememiz, bizim son seçimleri, bundan sonra olacak seçimleri unutmamız anlamına gelir. O hâlde, şunu demek istiyorum: Bu uygulanan ekonomik politikalar vatandaşlar tarafından onaylanıyor, tasvip ediliyor. Evet, daha iyisi olmalı, onun için de Ziraat Bankasını daha iyisi olabilmesi için nasıl biz yetkilendiririz, görevlendiririz, destekleriz diye düşünmeliyiz.

Teşekkür ederim.