KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tabii, bugün farklı komisyonlar var; bir taraftan Deprem Komisyonu, bir taraftan KİT Komisyonu. Sayın Başkanım, saatler çakışınca Sayın Genel Müdürün de tabii sunumunda bulunamadık, belki bu sorularımız onun için tekrar olacaktır.

Şimdi, tabii, Türkiye özellikle kömür tüketimi açısından dünyada 10'uncu sırada, ithalatta ise 7'nci sırada. Bunun anlamı şu: Bizim bütçemiz her zaman bu ithalat ile ihracat arasında... Bu sene yaklaşık 39-40 milyar dolar civarında bir açık var. Yani bu ithalata... Türkiye'nin yaklaşık -bendeki kayıtlara göre- 39 milyar ton rezervi var ve bir taraftan da ihtiyacımız var. Hâlbuki bu, özellikle kömüre ödediğimiz para herhangi bir katma değeri olmadığı için yani üretimde yabancı bir şeye bağımlılığımız olmadığı için tümüyle bu aradaki makası azaltmaya yönelik bir faaliyet. Yani ihtiyacımız olan miktarı mümkünse kendi kaynaklarımızdan çıkarmamız lazım ki en azından bu ithalat ile ihracat arasındaki makası azaltalım. Bu çerçevede düşündüğümüz zaman, bu kömür üretiminin artırılmasına yönelik bir faaliyetiniz var mı? Mesela sizin yönetim kurulunuz 2020 yılında 2 milyar lira kullanmak üzere karar almış. Bu 2 milyar krediyi ne amaçla kullanacaksınız mesela? Hangi alanlara yatırım yapmayı düşünüyorsunuz?

Tabii, yatırım yapılırken şirketin gelir dağılımı açısından baktığınız zaman 2017 yılında 173 milyon zarar, 2018'de 198 milyon dönem kârı, 2019'da 101 -biraz önce de ifade ettiniz- 2020 yılında da 34 milyon liralık bir kâr var. Yani şöyle söyleyeyim: Normal şartlar altında siz yılın başı geldiği zaman bir bütçe yapıyorsunuz. Her yıl için bir bütçe rakamınız var. Yani bu bütçe rakamları arasında bu kadar anormal bir değişiklik olmaması lazım yani 100 milyon kâr hedeflerken 200 milyon kâr etmek gibi veya 100 milyon kâr hedeflerken 100 milyon zarar etmek gibi bir ilinti olmaması lazım. Yani hedeflerin maksimum yüzde 5, yüzde 10 şaşması lazım. Mesela 2021 yılı için hedeflediğiniz bir kâr rakamınız var mı? Yine, bu 2 milyar krediyi ne amaçla kullanacaksınız veyahut da şu an 2 milyar için aldığınız bu kararla ilgili herhangi bir kredi kullanımı yaptınız mı?

Bizdeki bilgilere göre özellikle farklı kurum ve kuruluşlardan alacaklarınız var; -işte arkadaşlarımız da ifade etti- Tunç, Çelikler grup, AKSA grup, Odak AŞ, Soma AŞ, Torku Şeker gibi kurum ve kuruluşlarda ne kadar alacağınız var? Bu alacaklarınızla ilgili bir yapılandırma yaptığınızı ifade ediyorsunuz. Yani ne kadar zaman içinde bunları tahsil etmeyi düşünüyorsunuz? Herhangi bir yapılandırma var mı? Bununla ilgili yine, tabii, diğer işletmelerde de var, Ciner grubuyla ilgili de var.

Bununla beraber, yine, terk edilen alanlar var. Mesela Eskişehir Koyunağılı'ndaki TKİ, KİAŞ ve EÜAŞ'ın ortak olduğu tamamen bitmiş ve üretime hazır Adularya Termik Santrali neden devreye alınmayıp çürümeye terk edildi diye soruyoruz veyahut da devreye almayı düşünüyor musunuz?

Bu Soma faciasıyla ilgili son durum nedir? Yani davalar sonuçlandı mı? Bazen kamuoyundan da takip ediyoruz. Buradaki son durum nedir? Kurum açısından yani kurumla ilgili kurumun yönetici ve idarecilerinden bu davalarla ilgili yargılanan var mı?

Yine, özellikle, bu sosyal yardım ve dayanışma vakıfları aracılığıyla gönderdiğimiz kömürler var. Bunların arasında standardizasyon sorunları olduğu söyleniyor. İşte, bunların kilogramlarıyla ilgili belli sorunlar var. Bununla ilgili tespitler var mı? Yani bu zaten Sayıştayın raporlarında var, yeni bir şey değil. Bunlarla ilgili bir çalışmanız var mı, bir tespitiniz var mı? Onu merak ediyorum.

Devamında, özellikle, tabii, bu kömür sektörü çevreye de çok ciddi oranda zarar veriyor yani özellikle bu termik santralleri biliyoruz işte filtreler, bacalar... Tabii, bununla ilgili Türkiye Kömür İşletmelerinin belki çok fazla bir şeyi yok ama belki burada biraz standardı yükseltebilir mi, kaliteyi yükseltebilir mi? Yani bunun daha çok kullanılan kömürün kalitesinin düşüklüğünden, kalorisinin düşüklüğünden kaynaklandığı ifade ediliyor. Tabii, bu hiçbir şeye de gerekçe olamaz. Eğer bir problem varsa bununla ilgili de muhakkak çözümleri vardır. Ümit ediyoruz ki bu termik santraller artık bir an önce şu bacalarla ilgili filtrelerini takarlar da biz de bu büyük çevre felaketinden kurtulmuş oluruz.

Yine, özellikle bu iş kazalarında dünya standartlarının bizdeki rakamlarına göre biraz üzerindeyiz. Almanya'nın en büyük kömür üreticisi olmasına rağmen kaybettiği kişi sayısı bizim çok çok altımızda. Bununla ilgili yeni bir çalışmanız var mı? Arkadaşlarımız ifade etti, devletin bu tür kurum ve kuruluşları aynı zamanda öncü rol de oynar yani diğer özel sektöre göre öncü rol de oynamalı. Yani laboratuvarlarınız dâhil, üretim alanlarınız dâhil, iş güvenlikleri dâhil, iş güvenliğiyle ilgili alınması lazım gelen tedbirler de dâhil muhakkak devletin bu konuyla ilgili öncü rol oynaması lazım. Bununla ilgili tedbirleriniz var mı?

Duyuyoruz zaman zaman bu Varlık Fonu'na devredileceğine dair yani Türkiye Kömür İşletmelerinin veya maden alanlarının Varlık Fonu'na devredilmesi, Varlık Fonu'nda bir şirket bünyesinde toparlanarak işte özelleştirilmesi gibi. Zaman zaman bize... Zonguldak'ta da bununla karşılaştık yani TTK'nin de Varlık Fonu'na devredileceğine dair...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Zarar eden kurumları almazlar Varlık Fonu'na.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Şöyle söyleyeyim: Yani zarar eden kurumlar bazen... Ne zaman bu kurumlar el değiştirdiyse bunlar bakıyorsunuz ondan sonra da kâr etmeye başlıyor. Bunun en bariz örneklerinden bir tanesi Karabük Demir Çelik İşletmeleridir. 1 TL bedelle -biliyorsunuz- devredildi ama bugün kâr rekorları kırıyor, bunları da izliyoruz. Asıl olan bu tür temel müesseselerin yaşaması. Bazen, tabii, kamuoyu özellikle, bu kurum ve kuruluşlar -yani sizin özelinizde bunu söylemiyorum ama genelde böyle bir kanaat var hani- zarar ettirilerek Varlık Fonu'na devrediliyor, otomatikman da orta yerden kalkıyor. Yani ÇAYKUR da bunlardan bir tanesi, o da ciddi oranda zarar ediyor. Aslında bunların da bir özelliği var yani TTK zarar ediyor ama TTK'nin üretiminin 9 katını da biz ithal ediyoruz. Yani bir taraftan TTK'nin sağladığı kömür diyelim 1 milyon tonsa bizim 10 milyon tona ihtiyacımız var, 9 milyon ton da bu konuda ithalat yapıyoruz. Burada da demek ki tabii...

Biz geçtiğimiz ay Zonguldak'taydık, orada bütün hem sendikaları ziyaret ettik, bu konuyla ilgili ticaret odasını ziyaret ettik, herkesle görüştük. Genel kanaat şu: Yani yer altında çalışan her 1 kişiye yer üstünde düşen sayısı 5-6'yı buluyor, yoksa aynı paralelde çalışan özel sektörle -ki siz şu an tahmin ediyorum kömür üretiminin biraz önce Süleyman Bey'in de uzmanlık alanıydı- mukayese ettiğiniz zaman mesela birim başına maliyetiniz onlarla mukayese edildiği zaman ne kadar? Yani 1 ton kömürü diyelim sizin bir işletmenizde elde etmek için ödediğiniz bedelle özel sektörde 1 ton kömür için ödenen bedel arasında bir fark var mı? Yani muhakkak var ki işte, Zonguldak'taki özel sektör ki aşağı yukarı üretimin yüzde 50'sini de onlar karşılıyor, onlar kâr ediyor ama maalesef TTK zarar ediyor. Aynı şey şimdi çay için de geçerli yani biz, Türkiye'deki çay üretiminin yüzde 42'sini devlet, ÇAYKUR üretiyor, yüzde 58'ini özel sektör üretiyor. Özel sektör bu konuyla ilgili zarar etmiyor ama ÇAYKUR zarar ediyor. Yani genelde böyle bir KİT'lerle ilgili genel bir temayül var.

Aslında bizim önerimiz şu: Bunların rehabilite edilmesi yani teknolojik olarak eksikleri varsa biz bunlara teknoloji yatırımı yapalım. İşte, orada hep söylediler: "Bizim daha çok madenlerde dikey üretim var, dolayısıyla üretim zorluklarımız var." Ama muhakkak onunla ilgili de teknolojik yatırımlar vardır. Bizim teknolojiye yatırım yaparak özellikle -böyle nasıl söyleyeyim- dışarıya bağımlı olmayan... Mesela bizim otomotiv ihracatımız var ama bunun yüzde 89'unu ithal ederek üzerine yüzde 20 ilave edip ihracat yapıyoruz ama kömür, enerji üretimi tümüyle bize endeksli, buraya yaptığımız her yatırım yüzde 100 bize daha fazlasıyla dönecektir. Bu manada yatırımlarınız var mı? Şimdilik soracaklarım bu kadar.

Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.