TACETTİN BAYIR (İzmir) - Tabii, ben de öyle ama bildiğimiz bazı şeyler de var yani yaşanmış şeyler var.

Şimdi, az önce kadınlarımızın altın gününü ben attım ortaya, bilerek attım. Birçok arkadaş da bu işi yapan "Evet, benziyor." dedi. Özellikle kır saçlı arkadaş "Çok benzer." dedi. Şimdi, ona bir sorum var benim mesela: Kadınların altın gününde kadınların herhangi bir masrafı yok; kendi evlerinde toplanıyorlar, dükkân kirası yok. Dolayısıyla orada elektrik, su, telefon parası masrafı yok, personel parası yok ve altını o günün değeriyle alıp, götürüp, verdikleri için hakikaten faiz yükselme, enflasyon falan hepsi boşta, böyle bir şey yok. Dolayısıyla, altın sistemiyle ilgili mesela bir eleştiri getiremiyoruz ama kimler arasında yapıyorlar? Birbirine güvenen komşular, akrabalar arasında yapıyorlar ve bir sıraya koymuşlar. Otomatikman işte sen 9, o 10; 10 kişi arasında döndürülüyor. Mutlaka 10 ayda bir sırası geldiğini biliyor, toplu para geçiyor eline; bir dayanışma gibi, bir kumbara gibi bir anlamda.

Şimdi, ben, son altı ayda, İzmir Havalimanı'yla şehir merkezine giden Yeşillik Caddesi vardır, meşhur ticaret Karabağlar Yeşillik Caddesi. Bankaların çok olduğu bir bölgede inanılmaz derece burada şimdi adını telaffuz ettiğiniz dâhil olmak üzere Eminevim, Huzurevim, Birevim, İmece; 7-8 firma daha, en az 10 firmanın yeni bürolar açtığını gördüm ve açtıkları büroların hepsi bankalardan daha muntazam, kaliteli döşenmiş, konforlu döşenmiş, albenisi çok yüksek, dikkatimi çekiyor. İşin ilginç tarafı, o boşalan dükkânları, esnaf kirasını ödeyemedi diye boşalttı. Adam parke satıyordu, abajur satıyordu, battılar yani bu pandemi sürecinde. Oraları bu arkadaşlarımız kiralıyor şimdi.

Şimdi, geleceğim soruya. Diyorum ki: Bu arkadaşlar her ne kadar bu işin içinde "Faiz yok." deseler de bu parayı ödeyen arkadaşlar bankalardan ödüyor mu? Ödüyor. Taksitleri bankalardan ödüyor yani faizle çalışan bir sistemin içine bu para giriyor, bu para oraya giriyor. Yatan aylık taksit bankadan yatıyorsa buna "Faiz yok." demek bence çok iyi niyetli çünkü parayı da oradan ödüyorsunuz. Yani o para, hamur orada, faiz sisteminin içindeki bir para. Bir kere o çok iyi niyetli bir yaklaşım.

Şimdi, şunu sormak istiyorum: Yani bu kendi işletmelerindeki büro, personel giderleri, kira giderleri -bu az önce anlattı arkadaşım- devasa reklam giderleri bu paralar faiz olmayan bir sistem içerisinde kimden, nasıl kazanılıyor? Bir. Nasıl kazanıyorsunuz bu parayı? Eğer bir sistem yoksa yani bunun maliyetinin muhtemelen bunun katılımcılarına yüklenmesi gerekir.

BİREVİM GENEL MÜDÜRÜ MAHİR ORAK - Komisyon alıyoruz.

TACETTİN BAYIR (İzmir) - Bak, işte, komisyon ama bu devasa bir şey oluyor. Yani ben, burada, sanki...

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ -Milletvekili arkadaşlarım burada. Kimse buna cevap "Şöyledir, böyledir." demeyecek. Sadece milletvekilleri bu konuda sayın milletvekilimizin sorduğu soruya katılabilir. Oradan sektör temsilcileri "Şöyle, böyle." diye ne homurdansınlar ne ses çıkarsınlar. Sadece milletvekilleri birbirlerine laf atabilir.

TACETTİN BAYIR (İzmir) - Geçmiş yıllarda bazı bankalarımızın aldığı özel imtiyazlarla batan bankaların bu ülkeye verdiği zararı -vatandaşımıza ve ülkemize, devletimize verdiği zararı- hep beraber yaşadık. Böyle bir şey yaşayamayız. Biz bankalara alternatif ekonomi kurumları falan da yaratmıyoruz, yaratmamalıyız da. Yani bankanın yapabildiği "devlet garantisi" adı altında bir şeye alternatif sadece "Faiz yok." adı altında, özde "Faiz yok." adı altında birtakım finans kurumlarını oluşturarak geçmişte yaşadığımız... Şimdi örneklemek istemiyorum, daha çok taze yaşadığımız tombalak tombilik neyse çocuk geliyor aklıma.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Tosuncuk.

TACETTİN BAYIR (İzmir) - Tosuncuk. Doğrusunu siz söylediniz.

Yani bunlar geliyor aklıma, bunları düşünmek zorundayız arkadaşlar. Yani bir sistemi getirdiğimizde, insanların ev alabilmesi için biz bankalara alternatif bir sistem mi getiriyoruz şimdi? Bir, bunu sormak lazım.

Ben ifademde şunu söylemek istiyorum: Yani her ne kadar bu sistemde vatandaşın daha erken ev alması, daha erken araç alması gibi bir yardımlaşma görünse de asıl meselenin gözden kaçırıldığını, bankalardaki farklılığın ortaya çıkacağını yani parasal akışın faiz olmayan, faiz sisteminde çalışmayan İslami bankalar üzerine yönleneceği gibi endişem var. Ha, bunun bir sakıncası var mı? Benim için yok. Ben Elhamdülillah Müslümanım ama bir başka sıkıntı var. Yani siz, kendi ülkenizdeki devlet bankalarınıza, işte, Vakıfbanka, Halkbanka, kamu bankalarına sahip çıkmaz da bunları onların pençesine atarsanız, bunları, onların karşısında zor duruma sokarsanız o zaman ekonomiği düzeltmemizi kimse beklemesin bizden, hele bizim Komisyonumuzun bu konuda üstüne büyük günah olur yani. Bunları söylemek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.