KOMİSYON KONUŞMASI

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Şimdi, ben sadece iki soru sormak istiyorum kısa ve öz, o da şu: Oral Çalışlar, sayın meslektaşımızın güzel bir sunumunu yazılı olarak da okudum. Oradaki çözüm önerileri içerisinde karar mekanizmalarında yani medyada yönetici olan gazetecilerin... Bunu 1'inci maddeye koymuş, çok güzel. Bir KEFEK'te bir önceki dönem, iki yıl önceki bir çalışmamızda "Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve medya" başlığında bir alt komisyon oluşturmuştuk hocam ve bu çalışmanın bütün... İstanbul'da yaptığımız toplantıda üst düzey kadın yöneticileri medyada... Hani, bakış tarzımız, 1'inci maddeye koymuşuz ya çözüm önerileri... Doğru bence bu tespit, kesinlikle doğru, bakış tarzı çok daha farklı olur çünkü. Orada gördük ki yüzde 5'le yüzde 11'i geçmiyor, dönüşümlü oranlarda. Genel yayın yönetmenliği, haber müdürleri, idari merkez, karar veren... Hani, 2'nci maddeye koyduğunuz dil ve üslup... Çünkü gazetecilikte ne verdiğinizden öte nasıl verdiğiniz değerlidir, kamuoyu algısı oluşturma kaygısı önemlidir. Dolayısıyla, burada karar mercilerinde kadın gazeteci oranının çok düşük olmasından hareketle bu sayıyı artırmaya yönelik bir düşünce jimnastiği yapmak lazım diye düşünüyorum, bu bir.

İkincisi: Benim de üyesi olduğum Gazeteciler Cemiyetindeki üyeliğiniz, oradaki çalışmalarınızdan örnekleri şimdi okudum burada. Bu çok güzel bir şey. Keşke bu oran artsa, keşke kadın oranı orada da artıyor olsa. Ben birçok meslek grubunda meslek odaları, cemiyetler veya konseyler ona bir yaptırım uygulamıyor olsa bile süreç itibarıyla hassas olunan noktalarda mutlaka etkili oluyor. Yani, mimarlar odası, barolar, farklı farklı yani kendi meslek gruplarına yönelik çalışmalarda ortak hafıza, ortak dilde bir şeyler yapılabiliyor. Acaba, Basın Konseyinin, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin, yönetiminde bulunduğunuz için de söylüyorum... Ki bir dönem, hani yönetimde yüzde 50 kadın, yüzde 50 erkek veya işte onunla ilgili gayretiniz de çok hoş. Ama o bakış tarzı acaba buna yönelik de bir çalışma yapar mı? Hani konseyin ya da cemiyetin bu meslek örgütü bu konuda da etkili olabilir mi? Çünkü gerçekten işin özünde insan hakları... Rencide edilmiş aile, kadın; öldürülmüş fotoğrafları; ne yazık ki çoğu çıplak, çoğu farklı. Ve ailede evlatları, işte, görüntüde gözüne bir bant çekiyor ama görüntü devam ediyorken bir bakıyorsunuz o da çıkmış ve o ailede toplumsal travmaya dönüşüyor.

Yani ben önemsediğiniz üç maddeyi de Belma Hanım'ın yaptığı sunumdaki "öldürülen kadının kişilik hakları" deyip son paragrafa koyduğu maddeyi de çok önemsiyorum. Özünde tamamen bakış açısıyla, bu mesleğe de bakış açısıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Çünkü hemen empati yaptığınızda, kendinizi yerine koyduğunuzda -bu, bir- bunu yapamıyor olacağınızı fark edersiniz. İki: Bu mesleği icra ederken kamu menfaati, kamu için yapılan bir yayıncılık, kamu menfaatini toplumsal travmayı önleyecek, bu amaçla yapılacak bir yayıncılığı ilk öne, en ön safa taşıyan bir mantık itibarıyla baktığımızda bunları en başa koyduğunuzda bu her üç maddede de, hanımefendinin sunumundaki son paragrafta yer alan o şiddet görmüş kadınların kişilik haklarını her şekilde... Ben şuna katılmıyorum bu meslekte: "Vatandaş istiyor diye böyle. İşte, toplum bunu istiyor. Görüntüde o yüzden bunu yapıyoruz. Bunu yaparsak reyting alırız." Gazetenin manşetine, daha önce üçüncü sayfalardaydı, bizim meslekte öyle bir şeyimiz vardı, üçüncü sayfa haberi. Üçüncü sayfadan bire taşınıyor sürmanşete ya da farklı noktalara.

Bu artık yani tekrar en başta söylediğim son cümleyle tamamlayacağım. Bu mesleği icra ediyorken ki hedef kitlenizin kamu menfaati, amacınızın kamu menfaati olduğundan yola çıktığınız zaman gerçekten sadece bu cinsiyet ayrımcılığı, sadece şiddet değil, toplumsal refahı sağlayacak olan tüm maddelerde uzlaşılır. Kadın ya da erkek hiç fark etmez. Bu mantaliteyle yola çıkan her yönetim tarzında bu hassasiyet mutlaka olur.

Ben yazı notlarındaki tüm çalışmalardaki hem öneriler için hem o yaşadığınız örneklerden sunduğunuz bilgiler için de çok teşekkür ediyorum. Meslek örgütleri de acaba katkı sunabilir mi, siz orada yönetimde olduğunuz için öyle bir umudunuz var mı, bunu merak ediyorum.