KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Genel Müdürüm, arkadaşların hepsi teşekkür ettiğine göre güzel işler yapmışsınızdır dolayısıyla ben de teşekkür ediyorum.

Şimdi, özellikle bu tünellerde mesela geçtiğimiz dönemde Bolu Tüneli açılırken 1999 depreminde kısmi çökmeler oldu işte, "Hat falan değişti." gibi. Bunlarla ilgili, tabii, orada olayı görünce Türkiye'de son dönemde de çok ciddi tüneller yapıldı; Ovit Tüneli'dir, Zigana Tüneli'dir. Artık teknoloji de gelişince bol miktarda tüneller yapılıyor. Mesela bunlarla ilgili özellikle Bolu'da çökmeler olmuştu, diğerleriyle ilgili genel bir çalışma var mı?

Bir de biz genelde şunu söylüyoruz, diyoruz ki: 1999 yılından sonra yapılan binalar nispeten depreme daha dayanıklı, işte, biraz daha standartlar değişti. Peki, sizde de, Karayollarında da deprem deyince, yol çökmeleri bir tarafa -yol çökmeleri de esas ama köprü aklımıza geliyor, köprü üzerinden gidiyoruz- yani sizde de şu takvimden önce, mesela, "1999'dan önce veya 1990 yılından önce yapılan köprülerde belli sıkıntılar yaşıyoruz." gibi böyle bir takvim var mı? Biz hep bunu 99 yılı sonrası için genelde milat gibi konuşuyoruz.

Mesela, şöyle bir şey söyleyeyim, bu sektörle biraz alakalı olan birisi olarak söylüyorum: Mesela, Almanya, şu an, 1970 yılından önce yaptığı bütün köprülerle ilgili bir yenileme yapıyor. Dolayısıyla sizde de böyle bir takvim var mı? Köprülerde yenileme başka bir şey, yıkıp yeniden yapma başka bir şey. Sayın Başkanımızın söylediği bu mesnet değişiklikleri, işte sabit mesnetler, hareketli mesnetler, mafsallar, şunlar bunlar derken... Teknoloji tabii değişti, biz deprem izolatörleri diyorduk, hastanede kolonların altına konan o izolatörlerin aynısı artık köprü ayaklarımızda da -onun amcasının oğlu gibi- çanak mesnetler. Hatta, benim bildiğim kadarıyla 32-33 santimetreye kadar gidiyorlar ve geliyorlar, yanal yükleri alıyorlar. Çanak mesnetler, artık, Türkiye'de de üretiliyor, eskiden bunlar İtalya, İspanya, Almanya'dan geliyordu ama şimdi Türkiye'de de bu çanak mesnetler üretiliyor.

Mesela, yenileme derken, bazen eski binalara makyaj yapmak da bir yenileme oluyor; pırıl pırıl binalara bakıyorsunuz, depremde yerle bir olmuş. Mesela, bu prefabrik köprüler belki daha hızlı yenilenebilir, ayakları sağlamsa o kirişleri kaldırır atar, yenilerini koyabilirsiniz. Yani Türkiye'deki bu durum ne, ne aşamada veya bunu nasıl ölçüyorsunuz? Beton mukavemetlerinden giderek mi "Bu, artık, taşır ya da taşımaz." diyorsunuz?

Bir ikincisi de köprülerin yüksekliği. Ne diyorsunuz ona?

KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRÜ ABDULKADİR URALOĞLU - Gabari.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Gabariler önemli. Bizim, mesela, Dereli'deki o sel felaketinde caddeye dönüşünün en büyük sebebi şuydu: Önceden yapılan köprülerin belli bir gabarisi var, diyelim ki bu işte 3 metre. Bizde asfaltı söküp tekrar kullanma, geri dönüşümlü kullanma son zamanda başladı dolayısıyla bundan önce her seferinde üzerine bir kat geliyor; yeni gelen 10 santim, öbürü 10 santim, derken köprü aşağıda, yol yukarıda kalıyordu. Mesela, buradaki en büyük hadiselerden biri, köprünün altında da bir miktar rüsubat vardı, Dereli'de de ağaçlar gelip beş on saniyede orayı tıkayınca aynen, rüsubat, olduğu gibi caddeleri, sokakları, dükkânların tamamını doldurdu. Mesela, bunlar da öncelikli, özellikle sele maruz kalan bölgelerde, bizim Samsun bölgesinde de böyle. Geçtiğimiz dönemlerde sel felaketleri oldu. Bu sel felaketlerinin bence -istatistiki bir belge bende yok ama- tahminen yüzde 50'si, yüzde 60'ı hep o köprü tıkanmaları, köprünün önüne gelen malzemelerle suyun yön değiştirmesi gibi. Gümüşhane'de de aynı olayı yaşamıştık. Dolayısıyla bunları bir gözden geçirmek lazım, bunların gabarilerini yükseltmek lazım. Hep eskiye atıfta bulunuyoruz ama eski köprüler -gördüğünüz gibi- hep böyle eğri, bu kesimlerde böyle bir problem olmuyor ama bizdekiler hep dikdörtgen kesit. Mesela -o da tam bir faciaydı- Doğankent'de bir menfez vardı, 5 askerimizin şehit olmasının sebebi kesinlikle ve kesinlikle imalat hatasıydı -yani oradaki menfezin çökmesi bu devirde düşünülemez- menfez orta yerden kırıldı, kırılınca yol çöktü, yol çökünce de o an o yolun üzerinden geçen araçlar suya gitti, 5 askerimizi de kaybettik. Bize orada verdikleri bilgiye göre yapılalı da daha bir iki yıl oldu bildiğim kadarıyla.

Denetim de çok önemli. Mesela, menfezin donatısını ben gördüm, hakikaten evlere şenlikti. Bu ne kadar denetleniyor bilmiyorum ama... Şu an yolların açık olması açısından bunlarla ilgili bir öncelik sırası orta yere koyup özellikle deprem bölgelerinden başlayarak, ki bunun en başı da İstanbul, oradan işi esas alarak bu köprülerle ilgili ciddi bir çalışma yapılırsa ben iyi olacağı kanaatindeyim.

Teşekkür ediyorum.