KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

TİGEM'in Değerli Genel Müdürü ve kıymetli yöneticileri, ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, TİGEM'in en ana konularının başında tohum geliyor. Biz, özellikle bu tohumun geliştirilmesini komisyonlarda da zaman zaman söyledik, buna her türlü katkıyı sağlayacağımızı da ifade ettik. Gerçi son dönemde belli gelişmeler var ama yine de işte 2019 yılı rakamlarıyla 177,3 milyon dolar tohum ithalatına para ödemişiz ve bunun önemli bir kısmı da sebze tohumu yani bunlar hibrit tohumlar, bir kez kullanılıyor ve ondan sonrasında yok. Tabii, bizim Samsun bölgesi de Türkiye sebze üretiminin yaklaşık yüzde 20'sini karşılıyor, bunları çok ciddi oranda kullanıyoruz. Tabii, tarıma her seferinde -arkadaşlarımız da vurguluyor- bugün savunma sanayisi kadar önemli diyoruz, stratejik diyoruz ve bunun arka bahçesi tohum olmadan da tarımdan bahsetmek mümkün değil. Dolayısıyla, bu tohumculuğun geliştirilmesine yönelik ben şahsen her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Belki son dönemlerde bu konuyla ilgili belli faaliyetler var, geçmişe nazaran rakamlar daha iyi. Mesela "2019 yılında yüzde 798 artarak 155,4 milyon dolara yükseldi." diyor tohum ihracatımız. Ama bunlar tabii yeterli değil, netice itibarıyla Türkiye bir tarım ülkesi; her ne kadar endüstri devriminden sonra Türkiye biraz daha sanayi ülkesi olsun diye gayret gösterdik ama ben bunun yerine yine de tarım; en azından kendi kendimize yeter hâle gelmek açısından ciddi oranda desteklenmesi lazım.

Şimdi, tabii, vakit sınırlı olduğu için özellikle, kendi bölgemizden işte, kenevirden arkadaşlar bahsetti, kenevirin ekildiği bölgelerden bir tanesi de Samsun'un Vezirköprü ilçesi. Buralarda belli bir ekim yapılıyor, mesela, uluslararası standartlar açısından baktığınız zaman verimi nedir, umduğunuz neticeleri alabildiniz mi? Bunun yanı sıra tabii, bunu üretiyorsunuz ama bunun bir sürü kullanım alanları var, bu sanayi alanları da bu bölgelerde yapılmadığı sürece çok da fazla bir anlam ifade etmiyor. Dolayısıyla bununla ilgili sanayinin gelişmesine yönelik yani en azından TİGEM olarak bu tür kenevirin işlenmesine yönelik bir faaliyetiniz var mı? Bu bölgede böyle bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Daha çok arpa, buğday üretimine yönelik, işte, tohum üretiminden bahsediyorsunuz ama bunun yanı sıra mesela, yine çeltik ve mısır üretimi; çeltik üretiminin de önemli bir kısmı bizim Bafra bölgesinde. Burada da tohum konusunda belli sorunlar yaşıyoruz, bunun da bir an önce istenilen seviyeye doğru çıkması lazım.

Tabii, biraz da sorularımızla; hayvancılık konusunda arkadaşlarımız uzun uzun sordular ama özellikle, şuna takıldım ben: Mesela, TİGEM'in özelleştirdiği veyahut da işte, 20 tane işletmeyi biz kiraya verdik. Bu 20 tane işletmenin durumu nedir? Kaç tanesi çalışıyor, kaç tanesi üretim yapıyor? Bunlardan kurumumuz ne kadar gelir elde ediyor?

Mesela, Muş Ovası, gerçekten çok ciddi tarım yapılabilecek bir alan, biz de geçen sene Muş'a gittik, koskoca ovalar bomboş. O almış öbürüne devretmiş, beriki almış bilmem ne yapmış, dolayısıyla onunla ilgili... Mesela, bunlar bu faaliyetlerini yapmadıkları zaman siz buna el koyuyor musunuz, geri alıyor musunuz? Bu 20 taneden kaç tane geri aldığınız var? Bunu söyleyebilir misiniz?

Bunun devamında, tabii, "güneş enerjisi" dediniz. İyi bir şey 6 megavat aslında rakamlar açısından bu çok da yüksek bir şey değil, belki biraz kulağa hoş geliyor ama mesela, toplam enerji ihtiyacınız ne kadar? Güneş enerjisinden bunun ne kadarını sağlıyorsunuz? Yüzde kaçına tekabül ediyor? Bu kendi enerji üretiminizi üretmeniz açısından önemli, birim maliyetlerinizde enerji girdi rakamları da önemli yere sahiptir. Dolayısıyla bu yolda, sonra... Bu da tabii önemli, bunun daha çok verimsiz arazilere bunların kurulması lazım. Yani güneş enerji panellerini eğer sizler verimi yüksek tarım arazilerine kuruyorsanız, bence bunun da hiçbir anlamı ve önemi yok ama tahmin ediyorum herhâlde daha kırsal, ekim verimi düşük olan arazileri bu amaçla kullanıyorsunuzdur diye düşünüyorum.

Yine bunun devamında özellikle, hayvan ırkı... Yani Türkiye'de şu hayvancılıkla ilgili bir türlü somut adımlar atamadık yani herkes rakamlarından ciddi oranda bahsediyor ama bugün Türkiye'de hayvancılık yapanlar zarar ediyor, diyor ki: "İşte, maliyetimiz..." Şu an 32,5 liraya alıyorlar, siz daha iyi bilirsiniz Sayın Vekilim. Tahmin ediyorum Et ve Balık Kurumu 32,5 liraya alıyor kilogramını, canlı. E, bunların maliyetleri diyorlar: "37-38." Yani resmen zarar ediyorlar. Şimdi, tabii Türkiye'deki hayvan girdi maliyetleri yüksek olduğu için, yem fiyatları yüksek olduğu için, enerji fiyatları yüksek olduğu için, elektrik fiyatları yüksek olduğu için bu hayvancılık işletmelerinin sahipleri zarar ediyor. Yani 32,5 liraya Et ve Balık Kurumuna götürüyor, 38 lira da maliyetleri var. Bu sefer bunu insanlar tekrar yapmamaya başlıyor, bu konuda sizin bir öncülüğünüz olabilir, bir önderliğiniz olabilir, yapıyorsunuz, belki daha ileri götürülebilir. Bursa Milletvekilimizin söylediği küçükbaş hayvancılık meselesi, koyun işte olabilir mi? O konuda da faaliyetleriniz var ama netice itibarıyla öyle bir yere gelip tıkanıyoruz ki Türkiye'de insanlar süt hayvanları dâhil kesmeye gidiyor. Demek ki bu işin bir yerinde bir yanlış var. Bizim bu yanlışı düzeltmemiz lazım. Yani Türkiye'de artık büyükbaş hayvan ve küçükbaş hayvan sayısında artış olmasına rağmen insanlar bu işten gelir elde edemiyor. Bu ki Türkiye'nin her tarafına yaygın, tarımın, hayvancılığın ta ücra köylere kadar aile işletmeleri olduğuna göre demek ki bunların yine desteklenmesi lazım. İşte, kişi başına düşen et miktarına bakıyorsun, Türkiye'de çok aşağılarda, yani Avrupa ortalamalarının çok aşağısında. E, diyorsun niye et yemiyorsun? Diyor ki: "Et alacak para mı var?" Yani demek ki bu işler hep birbirine zincirleme. Yani insanların gelir seviyesi düşünce maalesef bu ete verecek paraları da olmuyor. Demek ki hiç olmazsa bunu yerli olarak bir miktar üretebilirsek en temel gıda maddeleriden birini de tedarik etmiş oluruz.

Türk İneği Projesi... Mevlüt Ağabey, biliyorsun bizim hocamız vardı, neydi o bizim zamanımızda Tarım Bakanı?

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Hüsnü Yusuf Gökalp.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Hüsnü Yusuf Gökalp. "Deli" diyorlardı. İşte, "Biz bir tarım ırkı geliştiriyoruz." adına "Ayşe" diyordu, "Fatma" diyordu. Bu ne oldu? Ne aşamada? Bununla ilgili projenin akıbeti nedir? Yine, aynı buna benzer kara sığır ırkı gelişimi ne düzeyde? E, tabii, bu kadar TİGEM'in arazileri varken Sudan Projesi'ni arkadaşlar sordu ama ben şahsen çok anlamlı bulmuyorum. Keşke Sudan yerine gidip şu Muş Ovası'nı ıslah etmiş olsaydınız, inanın ondan çok daha fazla faydası olurdu. Bizim tarımımız yurt dışına açılmasın, faaliyet göstermesin gibi bir düşüncemiz yok. Yani buradan da bu sonuç çıkmasın. Öncelikle kendi varlığımızı en aktif hâle getirelim ondan sonra değerlendirelim daha sonra da yurt dışına tabii ki bunun da ihracatını yapalım, bunun da peşinden gidelim. Buna hiçbir itirazım yok.

Tabii, biz, burada hep zarar eden kurumları incelediğimiz için doğrusu sizin 2019 yılında 20 milyon kârınız, 2020 yılında 45 milyon kârınız... Zaten 2020 yılını yaşıyoruz, önümüzde bir ay var. Mesela, 2021 için projeksiyonunuz nedir? Mesela, ne kadar kâr elde etmeyi düşünüyorsunuz? Muhakkak kurum ve kuruluşların, biz burada nasıl bir bütçe yapıyorsak sizin de 2021 yılıyla ilgili muhakkak bir bütçeniz vardır. 2021 yılı bütçesindeki kâr hedefiniz nedir?

Hâlâ 200 milyon civarında krediniz var. Bununla ilgili projeksiyonunuz var mı? Yani bunu 2021, 2022, 2023'te sıfırlama imkânımız var mı? Nereye doğru gidiyoruz?

Arkadaşlarımızın gündeme getirdiği tarımsal destek yani muhakkak TİGEM'in de her yönüyle destekliyoruz. Bu tarımsal destek alma konusu bundan önceki Komisyonda da gündeme gelmişti, buradaki Komisyon üyelerimizin tamamı da bu konuyla ilgili her türlü katkıya hazır olduğumuzu ifade etmişti ama biz bunu gündemden düşürmüşüz. Dolayısıyla, bunun ben tekrar gündeme alınmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bunu muhakkak hep beraber takip de etmemiz lazım. Mesela, tarımsal destek almış olsaydı sizin bütçenizde nasıl bir değişiklik olurdu? Ne kadar bir destek alırdınız? Hani bunun muhakkak bir katkısı olurdu ama en azından onu da somut adımlarla görürsek çünkü devletin genel manada toplanan gayrisafi millî hasılanın yaklaşık yüzde 1'i bildiğim kadarıyla bu amaçla dağıtılıyordu, sizin payınıza ne düşerdi? Bunu da tekrar gündeme getirebilirsek iyi olur diye düşünüyorum.

İşte zaman zaman...

Sürem doldu mu Başkanım?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Dolmak üzere.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Süreye de bağlı kalıyoruz.

Hep şunu söylüyoruz: Maalesef burada daha çok gelen KİT'lerimizde, kurumlarımızın başında hep erkek arkadaşlarımızı görüyoruz ama biz geçmişte de söylemiştik ilk defa bir hanımefendi yöneticimiz var ve hem de ne güzel şirketi de kâra geçirmiş. İşte, Sayın Başkanım, KİT'lerin veya kurumların başına bir hanımeli değdiği zaman şekil değişiyor. Diyoruz ki "Ya, Türkiye'ye de bir hanımeli değse inanın, problemlerin çoğu düzelir."

Ben şimdiden 2021 yılının da sizlere hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Tabii, bu eleştirilerimizin yanı sıra bu faaliyetlerinizden dolayı da tebrik ediyoruz. İnşallah 2021 yılı daha iyi olur diye düşünüyorum.