KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Bakanım, Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, gençlerimiz "Oy moy yok." dediler. Neden oluyor bunlar, ben biraz bunlardan bahsetmek ve size sualler yöneltmek istiyorum.

Bakanlık her yıl övünerek gençlik merkezlerindeki faaliyetlerde yer alan 1,5-2 milyon arası gencimizden bahsediyor ancak bu merkezlerde verilen kurslar ve etkinlikler içerik olarak hobi faaliyetlerinin ötesine gitmiyor. Mesleki alanda kullanılabilecek ve sivil topluma girişi artıracak herhangi bir nitelik veya formasyon sağlayan merkezler olmadığını görüyoruz. Örnek verelim: Belki dil eğitimi veya yazılım programları olan kurslar bu manada katkı sağlayabilir normal şartlarda ancak Millî Eğitim Bakanlığının okullarda verdiği dil eğitiminin ötesinde ya da yazılım programı alanların istihdamını sağlayacak nitelikte programlar değil bunlar. O yüzden bunların seviyelerinin artırılması gerekiyor. Şu ana kadar inşa edilmiş eğitim anlayışında Gençlik ve Spor Bakanlığının vizyonu ve misyonu hep gençlerimiz için bir şey yapmak üzere kurulmuş yani hep alıcı konumdalar; hep toplumun onlara biçtiği rolü aslında yapmak zorundalar, böyle bir dayatma var gençlere ve gençler çok daha fazlasını istiyor ve aslında hak ediyorlar da.

Şimdi, bütün dünya dâhil olarak öğrenmeye odaklı sistem içerisinde sahada öğrenme metotlarına geçmiş, biz hâlâ geleneksel eğitim metotlarını maalesef kullanıyoruz. Gençlerimiz çok hevesli, hayata, topluma bir yerden dâhil olmak istiyorlar ancak nereden başlanır, ilk adım nasıl atılır, toplumun, sektörlerin, ülke yönetiminin hangi katmanında işler nasıl yürür; buraya onları kanalize edecek araçlardan ve programlardan yoksunlar.

Şimdi, bunu devlet olarak eğer siz vermezseniz, genç işsizliğinin yüzde 27'lere dayandığı ülkemizde kaygı, umutsuzluk ve antidemokratik ne lazımsa, eğer hâkimse bir de, gençlerimiz kaçıyor ülkeden ve imkânı olmayan da gitmeyi hayal ediyor. Türkiye'nin gençlerimize Türkiye'de kalarak küreselleşebilecekleri bir rotası yok yani. 2002'de yüzde 19 olan oran yüzde 27'lere çıkmış ve 2019'da 330 bin kişi buradan gitti, bunun 84 bini Türk vatandaşı, Türk kökenli ve dört yılda 404 bin vatandaşımız kaçmış. 2016'dan beri sayılara baktığımızda da 177 binlerden 330 binlere varmış; artmış gidenler. Bu nedenle bunun mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Sonra, uyuşturucu kullanma yaşına bakıyoruz, 9 yaşına inmiş ve 2019'da 340 kişi uyuşturucudan ölmüş.

Şimdi, Sayın Bakanım, metropollerimizden Avrupalılar gitti, turist profili çeşitsizleşti, pek çok yabancı firma ayrıldı ya da küçüldü, yurt dışı kaynaklı proje fonları azaldı. Kur artışıyla gençlerin turistik faaliyetleri ve eğitim faaliyetleri olumsuz etkilendi. Mesela, paralı yayınları da takip etmek gençler için zorlaştı.

Örnek verelim; çok sınırlı sayıda kamu stajı olması, eğitim-sektör bağlantısını sağlayacak yüksekokul seviyesinde karma iş okullarının olmaması, sivil toplum kuruluşları ve derneklerde gençlere yer verilmiyor olması ve daha da bu örnekler artırılabilir aslında. Biz, 2018 OECD Gençlik Envanteri Raporu'na baktık. Buna bakınca Türkiye'de gençlerin kayıtlı olarak yalnızca yüzde 4'ü spor ve hobi faaliyetlerinde, yüzde 3'ü sanat, müzik ve eğitim alanında, yüzde 2'si iş örgütleri ve sendikalarda, yüzde 3'ü insani yardımlaşma kurumlarında ve yüzde 2'si çevreyle örgütlerde, yüzde 5'i siyasi parti ve organizasyonlarda yer almış. 7,5 milyon genç geçen sene internet kafelerde.

Şimdi, OECD ülkelerinde bu rakamlara bakınca yüzde 20 ila yüzde 7 arasında bir bantta olduğunu söylersek ve spor alanında özellikle yüzde 30 ila 50 civarında olduklarını söylersek bizdeki başarısızlık ne durumda daha anlamlı hâle gelir az önce Türkiye için verdiğim rakamlar. Özür diliyorum, bu durumda ya bir anlaşılamama durumu var hadisenin ne olduğunu ya da bir vizyon eksikliği var. Eğer, siz kalkıp yaptığınız hizmetlerle -az önce olduğu gibi- övünürseniz, haklısınız övünürsünüz ama niteliğe bağlı olarak sonuçları böyle olunca bu hizmetlerin övünülecek bir yanı kalmamış oluyor çünkü on sekiz yıldır siz yönetiyorsunuz bu ülkeyi.

Almanya'ya bakıyoruz, Almanya federal bütçesine. 2020 yılında bütçenin yüzde 2,98'i gençlik politikalarına ayrılmış ve 10 milyar 448 milyon 322 bin euro ediyor bu. Bizde 2020 bütçesinden ayrılan oran yüzde 1,6 ve üstelik Bakanlığın sorumluluk alanında spor da var ve bütçenin çoğu da bu alana kaydırılmış vaziyette; bir de böyle baktığınızda katbekat artıyor.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Tamamlayalım Sayın Vekilim.

AYLİN CESUR (Isparta) - Yine, genç nüfusumuz 16 milyonken, Almanya'da genç nüfus 8,5 milyon. Böyle bakınca 1 kat daha artıyor. Yani nominal farka bakmazsak eğer Almanya her bir gencine sizin kendi gençlerimize layık gördüğünüzün 4 katını veriyor ve nominal farkı da alacak olursak 17 milyar bizde 10,5 milyar euro yanında bir çerez parası bile değil. Herhâlde Almanlar bizi bu yüzden kıskanıyorlar!

Şimdi, topluma dâhil olma yönünde gençlere alan açılmıyor diyorum ya...

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, ek süre verdim, tamamlayalım.

AYLİN CESUR (Isparta) - Teşekkür ederim.

Aslında, çok daha katılımcı olmaya başladıkça gençler, küreselleşme yeni dünyada yerini almış bir trend ve dünya gençliği daha çok katılımcı olmaya odaklı. Bütün bunlardan, kırtasiyecilikten ve bürokrasi okyanusundan gençlerimizi kurtarmamız gerekiyor.

Sosyal medya ve internet platformları üzerinden dünya gençleri inanılmaz bilgiler paylaşırken, bizim gençlerimizin hâlâ İngilizce kaynak ve Türkçe içeriklerin İngilizceye göre binde bir olduğu bir ortamda İngilizce bilmiyor olmaları veya toplumda çok az İngilizce biliniyor olması çok ciddi bir olumsuzluk. Eurostat 2016 verilerine göre Türkiye'de yabancı dil bilmeyen nüfus yüzde 81,8; Avrupa'da yüzde 40'ın altında.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Teşekkür ederim Sayın Vekilim.

AYLİN CESUR (Isparta) - O yüzden bunların derlenip toparlanıp Bakanlık tarafından diğer bakanlıklarla birlikte koordineli bir şekilde götürülmesi gerekiyor. Sürem bitti, söylenecek çok şey var.

Teşekkür ederim.