| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .10.2020 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli hazırun; 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'yle ilgili olarak genel bir değerlendirme yapmak istiyorum.
2021 yılı merkezi yönetim bütçesi giderler toplamı 1 trilyon 346 milyar lira, toplamı ise 1 trilyon 101 milyar lira olarak sunulmuş. Buna göre beklenen bütçe açığı 245 milyar lira olarak belirlenmiş. 2020 yılı için belirlenen bütçe açığı olan 139 milyar lirayı bu ilk dokuz ayda çoktan aşmışız zaten. 2016 bütçesindeki açık 30 milyar lira iken beş yılda bu rakam tam 8 katına ulaşmış. Bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 60'ını personel giderleri, faiz giderleri ve sosyal güvenlik sistemine aktarılan kaynaklar oluşturuyor bu bütçede. Faiz giderleri de tek başına bütçeden yüzde 19,5 bir pay alıyor. Yani tüm giderlerin beşte 1'i Sayın Cumhurbaşkanının diline pelesenk olan o faiz lobisi var ya, bütçenin beşte 1'i o faiz lobisine gidiyor. Yani hiç düşmanınız falan değil, ciddi ortağınız olmuş faiz lobisi. Türkiye Cumhuriyeti, ne yazık ki bir yıl boyunca 180 milyar lira faiz ödemek zorunda kalmış. Günde 490 milyon liradan fazla yani 83 milyon vatandaşımızın her biri bu faiz ödemeleri için günde 6 lira para ödüyor, ayda 180 lira ödüyor, yılda her bir Türk vatandaşı 2.160 lira devletin faiz gideri için para ödüyor. Bütçenin gelir tarafı incelendiğinde ise yaklaşık yüzde 15'lik bir artış öngörülmüş, artışın önemli bir kısmının da ÖTV ve ithalde alınan KDV kalemlerinden sağlanacağı öngörülmüş. Geçtiğimiz ağustos ayında yapılan ve sıfır araçların satışında uygulanan ÖTV oranının artırılması belli ki önümüzdeki yılın da önemli bir finansman aracı olarak görülüyor. Aynı şekilde, ithal ürünlere uygulanan yüksek vergi oranlarının da devam edeceği tahmin edilebiliyor bu bütçeye baktığımızda. Buna rağmen dâhilde alınan KDV için yüzde 2'lik bir artış bekleniyor. Enflasyona rağmen yüzde 2'lik artış meydana gelmesi
2021 yılında ticari aktivitenin daha da yavaşlayacağı anlamına gelir aslında. Benzer şekilde, gelir vergisi için beklenen yüzde 4'lük artış 2021 yılının istihdam açısından da olumlu bir yıl olmayacağını çok rahat gösteriyor. 2021 bütçesinden iki türlü beklenti içerisinde olmak bizler gibi her vatandaşımızın da hakkı. Bunlardan biri, yeni yıl bütçesinin ülkenin genel ekonomik sorunlarına çözüm getirmesi, diğeri de kişisel olarak vatandaşın bireysel olarak ekonomik sorunlarına, işsizliğe, vergi yüküne çözüm bulması olur. Bütçe teklifinde gördüğümüz kadarıyla makroekonomik sorunların çözüme kavuşmasını düşünmek gerçekten hayal olur. Türkiye Cumhuriyeti kur, enflasyon ve faiz sarmalının içine giriyor ve bütçe bunların hiçbirisine çözüm getirebilecek durumda değil maalesef. Şu an döviz kuru ben gelirken 8,15'ti oturduktan sonra ne kadar oldu takip edemedim; yani bir gün Genel Kurulda yerimden kalktığımda kura baktım, tam söyleyecektim, arkadaşlar ikaz etti yani Genel Kurulda oturduğum koltuktan kürsüye gidene kadar bile kur artmıştı, Türkiye öyle bir noktada. Sadece bir şey söyleyeyim size, sadece dünden bugüne kadar 63 milyon lira bizim dış borcumuz artmış. Sayın Bakan o tarafa hiç bakmıyor ama Sayın Cumhurbaşkanı bakmalı diye düşünüyorum yani birileri baksın bu tarafa; bu taraf bu kadar sahipsiz kalırsa nerede duracağı belli değil, bir sahibi olsun bunun. Bakın, 2020 yılında, hani şimdi bütçede var, Cumhurbaşkanının maaşının artışıyla ilgili millet feveran ediyor, aslında feveran etmesinler, Cumhurbaşkanı da kaybetmiş, maaşı artmamış. 2020 yılında Sayın Cumhurbaşkanının maaşı 11.750 dolar, artmasına rağmen maaşı şu anda 10.800 dolar yani Sayın Cumhurbaşkanı da maaşından her ay 1.000 dolar para kaybetmiş. Yani vatandaşın sesini duyduğunda abartı gelebilir belki ama kendi maaşına baktığında Sayın Cumhurbaşkanı durumun vahametini daha iyi anlayabilir diye düşünüyorum. "Vahamet" kelimesini kullanıyorum, "vahamet" kelimesiyle ilgili açıklama yapmam gerekir mi Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım bilmiyorum ama vahamet, korkulan şey demektir. Yani "çöp" kelimesinden demin alındınız ya, Türk Dil Kurumunda, çöp, kullanılmayan, işe yaramayan şey demektir veya hakaret değildir. Birisine "Çöpsün sen." dediğimizde "Siz işe yaramaz adamsınız" demektir. Çöp, bir değerdir aslında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Türkkan, lütfen tamamlayın efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Çöp, artık değerlendirilebilir kalemler arasında kalıyor çünkü Türkiye, çöp ithal eden bir ülke hâline geldi. Onu da biliyor musunuz Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, Türkiye, çöp ithal ediyor, bilginiz olsun, bilmiyorsanız da çöp ithal eden bir ülke durumunda. İngiltere'nin çöpünü alıyoruz biz. "En büyük 10 ekonomi arasına gireceğiz." dediniz ya, şu anda ilk 20'de bile durmakta zorlanıyoruz. 2023 için belirlediğiniz döviz kuruna; 2023 için diyorum, üç sene sonra belirlediğiniz döviz kuruna biz bugün ulaştık maalesef. En güvendiğiniz alan olan kamu maliyesi de bozuldu. "Bütçe açıklarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı da önümüzdeki üç yıl boyunca yüzde 3'ün hep üzerinde olacak." diyorsunuz. Yabancı yatırımcılara karşı güveni kaybettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Dünya eksi faizle borçlanırken biz yüzde 6'nın üzerinde oranlarla borç alıyoruz. Ülkeyi faizcilerin eline düşürdünüz gerçekten. Tefecilerin eline düşmüş, Galata bankerlerinin eline düşmüş son Osmanlı'nın durumları gibi oldu, üzülerek ifade ediyorum. Sosyal güvenlik sistemini hazineden her yıl biraz daha fazla destek almak zorunda bıraktınız. Kısacası, elinizi neye attıysanız kuruttunuz Sayın Başkan.
Tüm bunlara rağmen dileriz ki 2021 bütçesi vatanımıza, milletimize hayırlı olur, dileriz ki bahsettiğimiz tüm bu sorunlar çözüme kavuşur ve abartılı bulunan vatandaşımız rahatlıkla evine ekmek götürür.
Teşekkür ediyorum.