DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Milletvekilim Abdüllatif Şener Bey'in analizine yüzde yüz katılıyorum deyip konuşmaktan imtina edebilirim ama izin verin, benzer şeyleri ben de tekrar etmek istiyorum.

Vatandaşın iletişim hakkının gerekli olduğunu, yerine getirilmesi için devletin sorumlu olduğunu düşünen karar alıcılar makul, mantıklı, ayağı yere basan birtakım kurallar silsilesi oluşturmuşlar ve bu çerçevede vatandaşın iletişim hakkının yerine getirilmesine çalışmışlar ama bunu yaparken de vatandaşın sağlık ve yaşam hakkını öncelemişler. Metnin içeriğinden anladığımız kadarıyla, bu düzenleme çerçevesinde ilgililer bu kuralların bazılarına uymamışlar, buna aykırı işlem yapmışlar ve ortaya bir "çıkmaz sokak" çıkmış, bir çatışma ortamı gibi bir şey çıkmış. Dolayısıyla, bunun çözülmesi gerekiyor. Tabii bunun arkasında yabancı sermaye var, vesaire var vesaire var. Bunu halletmek o kadar kolay değil iken elektronik bilgi ağı sisteminde pandemiden dolayı ortaya çıkan sorun bu işin çözümü için âdeta bir kılıf hazırlamış, ona bir yol göstermiş.

Şimdi, benim buradan anladığım, bu pandemi sürecinde ortaya çıkan EBA sisteminin çökmesinden dolayı ilgililer bunu bir fırsat bilmişler, bunu fırsata çevirmişler ve dolayısıyla şu anda biriken, ortaya konulan kurallara uymadan, uyulmadan; İmar Kanunu'na vesaire bir sürü kanuna aykırı olarak yapılan ve dolaysıyla arkasına bir sürü ceza vesaire olan işleri halletmek için bunu fırsat bilmişler ve böylece bir kanun da bizim önümüze getirdiler. Yani burada bir, tabiri caizse "laizssez faire" var. Yani diyor ki: Sistem çöktü -bunu bahane ederek- istediğini veriyorum, istediğini al, cezalarının hepsini siliyorum, ortadan kaldırıyorum ama bir an önce şu EBA'yı ayağa kaldır ve herkese erişimi sağla. Son derece masum bir şey ama bunun arkasında, dediğim gibi, büyük bir rant kavgası var, bunun da kayıtlara geçirilmesini istiyorum.

Teşekkür ediyorum.