| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul Milletvekili Nevzat Şatıroğlu ile arkadaşlarının Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3116) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 21 .10.2020 |
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Şimdi, arkadaşlar, öncelikle dün bir kısmına katılamadığım toplantı sonrasında -olmadığımda- sanki Cumhuriyet Halk Partisi Ana Muhalefet Grubunun Komisyon üyelerinin arasında özellikle belediyelerle ilgili konuda farklı bir görüş varmış gibi bir ifadede bulunulmuş, ben yoktum burada, 7'nci madde sanıyorum. O maddede olduğumuz için onu bir aydınlatarak başlayayım önce.
Öncelikle yaptığım konuşmayı noktasına virgülüne ellemeden okumak istiyorum: "Teklifi, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilecek elektriğin artması, kişilerin ihtiyaçtan fazla elektriğini tedarik şirketine satma yolunun kolaylaşması, yenilenebilir enerjiye yatırım yapanların üzerindeki yüklerin hafifletilmesi ve yerli girdi teşvikinin uzatılması, fiyat desteklemelerine devam edilmesi, TL bazlı ihale sistemine geçilmesi anlamında destekliyoruz. Yapı kayıt belgesi almış ve imar affından yararlanmış binalara doğal gaz bağlanmasının önündeki engelin kaldırılması da kısmen olumlu sayılabilir. Teklif, doğal gaz dağıtım iletim firmalarının belediyelerdeki maliyet yükünü hafifletiyor." Bakın, tekrar söylüyorum: "Teklif, doğal gaz dağıtım iletim firmalarının belediyelerdeki maliyet yükünü de hafifletiyor. Doğal gazın o belediyedeki yeni yerleşim bölgelerine de ulaşması için talep bizzat belediyeden gelmiş ise -yani yerleşim birimleri olacaktır büyük ihtimalle bunlar- belediye altyapısı, kazısı, döşeme sonrası kaplama hizmetini kendisi karşılayacak, devlet de dağıtım şirketinden altyapı, kazı hizmeti, harç, kira geçiş bedeli istemeyecek." Burada bir yorum yapmıyorum, sadece şunu söylüyorum ki hepimizin başına geliyordur: İktidarın farklı, yerel yönetimin farklı olduğu belediyede -ki İzmir'in yüzde 90'ı böyle- ben birçok yerde gaz firmalarının kazıları yapıp, açıp, normalde bir ay, bir buçuk ayda kapanması gerekirken -ki artık bir ulaşım koordinasyon merkezi var, onu açtığın zaman orada, işte, bilgisayarın şey hattından tutun hepsi bir açılıyor kapanıyor, belediyeyle birlikte yapıyorlar bu işi, altyapısı tamamlanınca asfaltı yapılıyor ama- birçok yerde o açılmış 50 santimetrelik çukurların kapatılmadığı bize vatandaşlar tarafından şikâyet olarak gelmiştir, size de gelmiştir ve bunu kimin açtığını kapadığını da vatandaş bilmiyor. Yani gazı açsa da belediyeye küfrediyor -affedersin- "Niye yapmıyorsun bunu Sayın Başkan?" diye hakaret ediyor, siz de yaşıyorsunuzdur bunu. Yani "Çukur varsa belediyenin sorunudur." diyor. Şimdi, burada mesela...
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Sizin belediye asfalt parasını alıyor zaten.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Parasını alıp belediye yapmak zorunda.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Belediye doğal gaz şirketinden, elektrik şirketinden yaptığı, bozduğu, yapacağı, kazdığı yerin parasını alıyor.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Doğru, aynen öyle.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Döktüğü toprağın parasını alıyor, bozduğu asfaltın parasını alıyor.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Aynen öyle.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Bozulan asfaltın parasını alan belediye o işi yapacak kardeşim.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Evet, doğrudur.
ŞAHİN TİN (Denizli) - O zaman niye yapmıyor Tacettin Bey?
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ve onun da hesabını vatandaş belediyeden soracak.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - "Niye yapmıyor?" değil, orada döşeyen firma ki ben çok girdim araya yani tampon olmak için... Yani "Belediye bizdeymiş, devlet bizde değilmiş." gibi bir anlayış doğru bir anlayış değil. Uyumsuzluğu bulup çözmek lazım. Adamı arıyorum -İzmirgaz firmasını- "Kardeşim niye burayı belediye yapmadı yani belediye mi geciktiriyor? Arayacağım şimdi belediye başkanını." diyorum "Efendim, biz bunu döşedikten sonra bunun bekleme süresi var altmış gün, attığımız kumun, çakılın, bilmem neyin oturması gerekiyor." diyor. O da öyle bir gerekçe atıyor yani âdeta sabote eder gibi. Belediye başkanına...
ŞAHİN TİN (Denizli) - Hayır, belediyenin onu söylemesi lazım aslında.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Yani bir uyumsuzluk var.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Tacettin Bey, bu teknik bir problemdir muhtemelen, altına döşemiş oldukları isale hattının daha sonraki baskılara vesairelere maruz kalmaması için koruyucu bir malzeme koyuyorlar.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Hayır, ben eleştirmiyorum, ben yanlış demiyorum. Bunun ikisi de devlet kurumu ya; belediye de olsa bizim devlet de olsa bizim, fark etmez; A partisi, B partisi diye bakmamak lazım, bu işin ortasını, doğrusunu bulmak lazım; benim kastettiğim şey bu yani söylemek istediğim şey bu.
Şimdi burada herkesin konuşma biçimi farklı olabilir yani arkadaşlarımın... Hani her yiğidin bir yoğurt yiyiş biçimi vardır. Mesela, gerek hanımefendi gerekse Tokatlı abimiz çıkıp dedi ki: "46 maddenin 26 maddesinde sorun yok." Kesti attı mesela. Şimdi onun anlatım biçimi öyle, ben "26 maddesine katılıyoruz, sorun yok." demedim, tam tersine doğru olanlara doğru yapmışsınız, yiğidi öldür, hakkını yeme diye anlattım. Yani bunu anlatırken buradan farklı bir şey çıkarmayalım ama bunun 20 küsur maddesinde de sıkıntımız var. Şimdi eğer burada ortak bir noktaya ulaşacaksak -ki biz beş yıldır da ulaşıyoruz yani ben daha önce farklı komisyon başkanları, birlikte olduğumuz arkadaşlarla beş yıldır buradayız ya. Birçok şeyi birbirimizi ikna ederek yol aldık- bak saat birde toplandık, saat dört olmak üzere. Üç saatte kaçıncı maddedeyiz? Neden? Çünkü bazı şeyler üzerinde inanılmaz derecede inatçı davranıyoruz, geri vites yapmıyoruz, siz de yapmıyorsunuz. Sayın Başkanımı da bugün çok gergin buluyorum. Yani ufacık bir maddede "mücavir" kelimesinde nasıl geri vites yapmadı şaşırdım mesela, yani ne olur bu mücaviri kaldırıver oradan ya.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Şimdi ben aynı kanaatte olduğumu söyledim ama.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Söylediniz ama geri vites atmadınız, yani çok basit, bekledim şahsen. Niye yani...
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Şimdi, Tacettin Bey, konuştuğumuz iş teknik bir iş.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Bağcıyı dövmeyeceğiz, üzüm yiyeceğiz, bir an önce karşılıklı...
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ben aynı kanaatte olduğumu ifade ettim ama konuştuğumuz iş çok teknik bir iş yani bu teknik işi yaparken biz alttaki bir dayanağı mı çekiyoruz, sonuçta ne olur diye oraya soruyoruz. Arkadaşlara diyoruz ki: "Ya, bak, böyle böyle." Bana göre mücavir saha kalktığı takdirde bu iş daha doğru olur diyorum. Aslında şimdi diyorum ki bizim verdiğimiz önerge madencilerin elini çok daraltan bir önerge. Sizin verdiğiniz önerge...
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Hemen arkasından şeyi geçirdin, adam cürufunu, atığını, bilmem neyini tarlaya attı.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Çok doğru bir şey o.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Doğru falan değil, o çok büyük problem.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ben öyle kanaatteyim.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Biz gene burada olacağız, gene biz bu Komisyonda olacağız. Bu konuyla ilgili buradaki bürokratlar ve Sayın Bakan buraya bunu tekrar getirecek.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Mücavir konusu tekrar gündeme gelecek diye tahmin ediyorum ben. Sizin önergeniz daha geniş bir önerge.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Yan komşuya attığımız cüruflar, bilmem neler de gelecek; ek madde ihdas ettiniz ya, o da gelecek, o da. Bence gelecek çünkü o çevrecileri ayaklandıracak, onu bilin yani o ciddi bir sıkıntı olarak gelecek karşımıza.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Çevreyle alakası da yok ya.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Konuyla hiç alakası olmayan bir şey.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Ya neyse, benim görüşüm bu. Yani aynı düşünmeyebiliriz ama benim görüşüm o insanları sıkacak yani onu söylüyorum.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Hayır, hiç kimse bundan rahatsız olmaz.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Ben kendi görevimi yapıyorum.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Arkadaşlar, Sayın Tacettin Bayır'ın gözlemlerini dikkate alıyorum. "Başkan gergin." diyor, gerilimimi azaltıyorum, onu dikkate alıyorum. Daha önce Tahsin Bey uyarmıştı bizi, alt komisyondaydı herhalde.
Şimdi, Tacettin Bey'in uyarılarını dikkate alıyorum.
Tacettin Bey, devam ediyor musunuz?
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Evet, şimdi yani sonuç itibarıyla, bu 7'nci maddede öyle bir karşı görüş falan vesaire yoktur, hemfikiriz. Sadece anlatım biçimimiz farklı onu ifade etmek istedim. Arkadaşlarım direkt "Bu 26 maddede sorun görmüyoruz ama diğer maddelerde endişelerimiz, çekincelerimiz var." dediler, ben de o 26 maddede sorun yok demek yerine doğru yaptıklarınıza "Bravo, doğru yapmışsınız." dedim, aradaki fark bu anlatım tarzı yani.