| Komisyon Adı | : | (10 / 124, 226, 320, 321, 336, 601, 637, 958, 1055, 1126, 1127, 1128, 1129, 1130, 1131, 1132, 1133, 1134, 1135, 1136, 1137, 1138, 1139, 1140, 1141, 1142, 1143, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .02.2015 |
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sözlerime başlarken, ben de Mersin'de katledilen, canice, hunharca öldürülen Özgecan Aslan kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gerçekten, maalesef devam eden bu hadiseler bu tür çalışmaların ne kadar önemli olduğunu, bunun, toplum gündeminde, bu mesele çözülünceye veya en aza indirilinceye kadar ne kadar ısrarla takibe devam edilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
Şimdi, benim, tabii, tespitlerim ve sorularım olacak. Şimdi, sunumlar yapılırken, cezaevinde annesiyle birlikte kalan çocuklar var. Aslında, tabii, şiddet öğreniliyor yani hiç kimse annesinden doğduğunda şiddetle doğmuyor ama yaşadığı hayat ona şiddeti öğretiyor. Eğer şiddet içeren bir ailede yetişiyorsa ya da ortamda yetişiyorsa ileride bu çocuk da o hadiseleri yaşarken -bunu nasıl eleştiriyorsa eleştirsin- bir müddet sonra kendisi de meselesini izah edemediği, kendini ifade edemediği için istediklerini alabilmek için şiddete başvuruyor ya da şiddet kendini bir ifade etme şekli olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla, annelerin yanında kalan çocukların cezaevinde -şartlar ne kadar iyi olursa olsun- kalması hususunda uzmanların görüşü nedir yani nasıl bir yöntem izlenebilir? Çünkü, tabii annesinden ayırmak apayrı bir sorun ama bu şartlar altında cezaevinde çocuk büyütmek de bambaşka bir sorun. Yani, bu hususta öngörebileceğiniz infaz kurallarında değişiklik ya da tespitleriniz var mı? Bu hususu merak ediyorum.
Tabii, cezaevinde, cezaevine girdikten sonra ıslah, uslandırıcı çalışma, rehabilitasyon ya da topluma kazandırma, tabii bunlar önemli şeyler ama biz genelde hukuk sisteminde tersinden çözüm arıyoruz. Yani, aslında hukukun da böyle bir zorluğu var, daha önce de birkaç kere söyledim. Hukuk koruyucu hekimlik gibi bir şey değildir yani şu şu şu şu şeyleri yapmazsanız işte grip olursunuz, yaparsanız grip olmazsınız, işte şunlara dikkat ederseniz, sıkı giyinirseniz, terlerseniz falan gibi şeyler olabilir tıpta ama hukukta maalesef şu şu şu şu kurallar şeklinde bir sıralama yapılarak bir koruyucu önlem alma şansımız yok. Bir sonuçtan yani ortaya çıkan sonuçtan çözümleri üretmeye çalışıyoruz. Bunu şunun için söyledim: Şimdi, hem erkek hem de kadın cezaevleri bakımından ve hükümlüler ya da tutuklular bakımından şiddete sebep olan istatistik çalışmanız var mıdır, nedir? Yani, neler şiddete sebep? Mesela, konuşurken söylediniz "Alkol ve madde bağımlılığı önemli sebeplerden." dediniz. Bunun şeyi nedir yani gerçekten vakıalardaki etkisi nedir? Bizim insanımız, kendisinin, psikolojik olarak rahatsız olsa bile hep olmadığına inanır. Ben avukatlık yaparken de bunu sürekli yaşadım. Ailelerin aslında boşanmaları, aile içi şiddetin meydana gelmesi, çocuğa karşı şiddet uygulanmasında hep sorunlu bir şey vardır yani psikolojik bir durum vardır, bir rahatsızlık vardır ve bu şiddet olarak aile içerisinde ortaya çıkar ama şunu dediğiniz zaman "Tedavi olsanız." ya da "Bu hususta siz de gayret gösterseniz." dediğiniz zaman hemen inkâr eder -parantez içinde söylüyorum- "Ben deli miyim ya, ben niye tedavi olacağım?" Yani, ilk refleksi bu olur. Bunun, cezaevindeki yansıma yani karşılığı nedir, olayların meydana gelmesindeki etkisi nedir? Sizin gözlemleriniz nelerdir? Bunu gerçekten merak ediyorum, öğrenmek istiyorum.
Biraz önce Başkanım da söyledi, tabii sürekli vakıalarla uğraştığınız zaman aynı psikolojiyi bir müddet sonra ya siz de yaşıyorsunuz ya da yaşadığınız hadiseler sizin açınızdan sıradanlaşıyor yani meslek körlüğü meydana gelebiliyor bir yerde. Bunu aşabilmek için grup terapi programınız var mı, bilgi, tecrübe paylaşımı var mı? Çünkü, sorunların çözümünde bu tür aktiviteler de bence çok önemlidir. Yani, farklı farklı karşılaşılan vakıalar paylaşıldığında -aynı şu anda yaptığımız gibi aslında- çözüm yolu üretilebilir ama insanlar sorunları kendi kendilerine tespit ederler, kendi kendine düşünürler, çözemeden de belki o toplantı ya da o çalışma sonlanır, böylece dosya içerisinde bir evrak olarak kalır. Bir diğer sormak istediğim şey buydu.
Bir de, kadına karşı şiddet uygulama -özellikle Ayşen Hanım için soruyorum bunu- biz hep kadına karşı şiddeti, tabii özelde ama genelde de insana karşı cinsiyet ayrımı olmadan kadın, erkek ya da çocuk olması fark etmeden şiddetin sebeplerini araştırıyoruz. Yani, özellikle şiddet uygulayanlar ya da suç potansiyelinde konuştuğunuz insanlar kendinin şiddet uyguladığını bir kere kabul ediyor mu? Mesela bu önemli bir şey. Ya da sizin gözlemlerinizde şiddet uygulama sebeplerini kendine göre neye atfediyor, izah ediyor ya da kendinde hak gibi mi görüyor? Bunun, bu hak görmesinin, tabii bunları özellikle şu açıklıkla söylemek lazım- bu bir hak falan değil yani böyle bir anlayışı kabul etmek mümkün değil ama suçlu gözüyle bakarak bu soruyu soruyorum yani bu hak görmenin altında yatan sebepler nelerdir? Şimdi, toplumda töre veya işte buna benzer bazı referanslar alınarak ya da haksız olarak din suçlanarak bunu da yaşıyoruz. Maalesef İslam dinine atfen yapılan bazı yanlış şeylerle bunu yapabileceğini, şiddet uygulayabileceğini düşünüyor ve kendinde hak görüyor. Sizin tespitleriniz arasında şiddeti uygulama sebepleri ve gerekçeleri olarak neler var, bunları merak ediyorum.
Teşekkür ederim.