KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, iktidarın bu ülkenin savunması avukatlarına son bir ayda yaptığı zulmü tarih mutlaka yazacaktır. Yürütmediniz, konuşturmadınız, dinlemediniz, "dediğim dedik" dediniz, Meclisin kapısını dahi barikatla kapatıp tarihe kara bir leke olarak geçecek uygulamalar yaptınız. Keşke empati yapabilseniz ya da gidip, çoğu sizin de arkadaşınız baro başkanlarıyla orada konuşup taleplerini dinlemek için Komisyona davet etseydiniz. Bu hırs ve kin neden? Ülkenin her sorununun çözüldüğü, işçi, işsiz, çiftçi, esnaf, emekli, engelli hatta sanayicinin sorunu bitti de bir çoklu baromuz mu eksik kaldı? Kanun yapmada genel amaç sorun varsa çözüm içindir, olmayan bir sorunu ürettiniz. Anayasa'nın 135'inci maddesine göre barolar kamu kurumu niteliğindedir, kanunla kurulan kamu tüzel kişiliğidir. Baro üyesi olan avukatlar bu görevi ifa ederken meslek kurallarına uymak, meslek saygınlığına gölge düşürmemek zorundadır. Rekabet etmeme kuralı vardır, reklam yapamaz, tabelasını bile belirtilen kıstasların dışına çıkaramaz, avukatlık kutsal bir görevdir. Siz bu mesleği ve bu mesleğin birliğini dağıtmak ve bozmak için kanun teklifi getiriyorsunuz. Yargı sistemini kendi siyasi çizgi ve amacınıza raptettiniz. Hâkimler ve Savcılar Kuruluyla oynadığınız süreç bu ülkede darbe yarattı. Barolarla ilgili bu düzenleme yeni bir bölücülük üretecektir. Yaptığınız tam bir akıl tutulmasıdır. İşleyişinde sorun olmayan ve de 80 baro başkanının karşı olduğu bir düzenlemeden ne umuyorsunuz? Dört gündür -Cumartesi, Pazar dâhil- bu düzenleme Komisyonda devam ediyor. Bu kadar acil ve vahim durum nedir ki canımızı tehlikeye atarak böyle bir düzenlemeyi zorluyorsunuz?

Buraya yazın, birkaç yıl içinde pişmanlığınız oluşacak; seçim öncesi, kanunu yeniden eski hâline getireceksiniz çünkü bu yasa teklifiyle avukatlar mesleklerini icra edemez hâle gelecekler ve kaos oluşacak, kargaşa doğacak, avukatlık rekabete dönüşecek. Ne yazık ki yargıyı kontrol altına aldınız ama savunma, bunu size sağlamayacak, yaşayarak öğreneceksiniz. Devletin kurumlarını ve yapısını bu kadar dağıtan, parçalayan ve kamu varlıklarını satan bir anlayış ve yaklaşım, doğru bir yol değildir. Hukuk ve demokrasiden uzaklaşmak bu ülkeyi kalkındırmaz, sorunları çözmez. Tele1, Halk TV'yi karartıp gazetecileri hapse atıyorsunuz. Yüzde 95'ini ele geçirdiğiniz basının, ele geçiremediğiniz yüzde 5'inin etkisinin yüzde 95'ten büyük olduğunu bu olayda görüyorsunuz; bu örnek bile sizin böyle bir düzenlemeden vazgeçmeniz için yeterli olmalı. Çoğunluk sahibi olmakla her şeye sahip olunmayacağı örnekleriyle sabittir.

Ülkeyi iş cinayetlerinde Avrupa birincisi yaptınız. Kadın cinayetleri patladı. Uyuşturucu yaşı 10'a indi. Aile yapıları bozuldu. Yokluk, yoksulluk yaygınlaştı. İşsizlik patladı, 10 milyona dayandı; üniversiteli binlerce işsiz var. Çalışanı köle gibi görüyorsunuz. Şans oyunuyla yaşama tutunmaya çalışan binlerce insan yarattınız. Çiftçiler, esnaflar mağdur. Pandemi, binlerce işsiz varlığına yeniden katkıda bulundu. Virüsten sonra don, dolu, sel üreticinin belini büktü; çiftçi borçlarını iki yıl erteleyin, faizlerini silin. Sicil affına takılan esnafın kredi almasının yolunu açın. Öğrenci affını çıkarın, ehliyet affını çıkarın, esnafın sicil affını çıkarın, adliye sicil affını çıkarın; biz de sizlere bunlar için destek verelim. 3600 ek göstergeyi bir an önce uygulamak için kanun teklifini Meclise getirin. Emeklilikte yaşa takılan binlerce mağdur insanın sorunlarını çözmek için kanun teklifi getirin, destekleyelim. Taşeron firmada kalan binlerce kişi var; bunların mağduriyetini giderecek kanun teklifini getirin, destekleyelim. Üniversiteli işçilerin özlük haklarıyla ilgili beş yıldır yapılmayan düzenlemeyi sağlayın, destekleyelim. Stajyer ve çırakların işe başladığı gün, yaşlılık sigortası hakkını verin, destekleyelim. Atanamayan sağlıkçıya, atanamayan öğretmene, atanamayan engellilere olanak yaratın; biz de sizi destekleyelim. İnfaz koruma memurlarının özlük haklarını iyileştirin. Emekli intibak yasasını bir an önce çıkarın. Emeklilerin Ramazan ve Kurban Bayramı ikramiyesini asgari ücrete yükseltelim; kanun teklifi verdik, gelin, bunu da destekleyin. PIKTES öğretmenlerini, rehabilitasyon merkez öğretmenlerini kadroya alın. 30 bin milli eğitim görevlisi, hizmetli, dün itibarıyla işsiz kaldı; gelin, bu arkadaşlarımızı sürekli kadroya alacak düzenlemeyi yapalım. Toplum Yararına Program kapsamında bu ay 80 bin kişi işsiz kalıyor; gelin, bu arkadaşları kadroya alacak düzenlemeyi yapalım, kadro verelim. Asgari ücreti vergi dışı bırakacak kanuni düzenlemeyi yapalım.

Keşke burada ülke sorunları için kanun tekliflerini konuşsak ya da avukatların mesleki sorunlarını çözecek düzenlemeler için bu süreci değerlendirsek. Yol yakından gelin, bu yanlıştan dönün, bu kanun teklifini geri çekin. Sorunların varlığı bir gerçek. Ülkede pandemi döneminde geçmişe oranla daha da artan sorunlar var; bunlara çözüm üretmek yerine daha çok kaos yaratacak, kargaşa yaratacak ve o işin içinde olanları mutlu etmeyecek düzenlemelerin ne ülkeye faydası var ne de gelecekte sizlere katkı sağlar. Gelin bu yanlıştan dönün diyorum.

Teşekkür ediyorum.