| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ve 110 Milletvekilinin Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2875) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 02 .06.2020 |
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sevgili Başkanım.
Burada bulunan arkadaşlarımızın aslında büyük bir bölümü bu yasanın asıl amacının ne olduğunu bilen insanlar ama yine de ben kendi açımdan hafif bir açmak istiyorum. Yani bu ülkede hâlâ üretim sevdalısı insanlarımız var. Bu insanların haksız rekabete karşı korunması, tekelleşmenin önüne geçilmesi, kartelleşmeye izin verilmemesi, tüketicinin haklarının korunması gibi, yatırımcıya güven vererek yerli ve yabancı yatırımcıyı, sermayeyi üretimin içine çekmek; asıl amaç bu olmalıdır. Çünkü bugün ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik problem ve istihdam problemi ancak ve ancak bu şekilde çözülür. Kırk küsür yıllık bir iş adamı olarak bu tespitlerimi sizinle paylaşmak isterim.
Bizim şu anda yapılması gereken en önemli işlerimizden bir tanesinin -bu yasa içerisinde- özellikle uygulanan ekonomi politikaları sonucunda yabancı sermayeyi, ülkeyi terk etmeye başlayan yabancı sermayeyi tekrar yatırıma çekmek olmalıdır diye düşünüyorum.
Peki, hemen arkasından şunu sormak istiyorum: Yabancı sermaye bir ülkeye yatırım yapmadan önce nelere bakar?
1)
Mülkiyetimde bulunan fabrikalar, yatırımlarım elimden alınır mı? Bunu sorgular.
2)
Sahip olduğum şeyler alınırsa tarafsız yargı ve demokrasi o ülkede işler mi?
3)
Devlet beni üretim ve yarattığım katma değer açısından korur mu?
Bu soruların cevabı "evet" ise sorun yok, "hayır" ise bugün içinde olduğumuz gibi yabancı sermaye ve yerli sermaye bu ülkeyi terk eder, yatırımdan vazgeçer, istihdam sorunuyla karşı karşıya kalırız.
Şimdi, bu yasanın içerisinde -tabii ki maddelerde söz alıp konuşma hakkımız saklı olmak üzere hızlı hızlı geçip kestirme bir tespit yapmak istiyorum- ticari sır... Bilgisayarda teknik olarak hazır olan bir bilginin -muhtemel ki hepimiz ticaretle uğraşıyoruz- rakibe sızdırılması ya da art niyetli bazı kişiler tarafından o bilgisayarlara müdahale edilmesi olayına bizzat 2011 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesinin bilgisayarlarına el konulduğunu da yaşamış birisiyim, il başkanıydım o zaman. Yani bu güvenceyi nasıl vereceğiz?
İki, gördüğüm en büyük problem liyakat mi, sadakat mı? Buradaki arkadaşlarıma göre burada önemli olan şey nedir? Yani, bugün, açıkça ifade etmek gerekirse iktidarınızda ne yazık ki sadakat önde, liyakat geri planda kalmış durumda. Oysa bu konuda hakem olacak kişilerin yani Rekabet Kurumunun deneyimi önemlidir. Eğer Rekabet Kurumu bu konuda hakem konumunda ise hâkim olarak konuya son kararı verecek, ihtisaslaşmış mahkeme -belki de yargı reformu olarak- kurulabilir, yeni bir mahkeme kurmaktan bahsediyorum. Böylelikle belki yabancı sermayeye şirin gözükebiliriz, belki "Ya, evet, ben bu ülkede yatırım yaparsam benim malvarlığıma dokunulmaz." algısını yaratabiliriz. Yani tarafsız ve güvenilir bir ticaret mahkemesi var ama ticaret mahkemesindeki arkadaşlarımızın bu konuda yeterince bilgi ve birikimi olduğunu söyleyemeyiz, üstat değiller yani.
Ben bu anlamda şimdilik böyle kısaca toparlamak istiyorum, bu maddeler üzerindeki konuşma hakkım saklı kalmak üzere.
Teşekkür ediyorum.