DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Bu kanun teklifi size ulaştıktan sonra siz Komisyon üyesi olarak bizleri aradınız ve sizin makamınızda biz, BDDK mensubu arkadaşlarımız ve SPK mensubu arkadaşlarımızla aşağı yukarı iki buçuk saat bir ön görüşme yaptık. O ön görüşmede 1'inci maddeden sonuncu maddeye kadar gittik ve her madde hakkında da görüşlerimizi söyledik ve dedik ki arkadaşlara: "Rica ediyoruz, Komisyon aşamasında bu soruları tekrar sordurmamak için gerekçelerinizi öyle yazın ki herkes bunu anlasın ve biz vakit de kaybetmeyelim." Fakat bunun hiçbirisine uyulmadı, noktasına, virgülüne dokunulmadan aynı şekilde geldi ve dolayısıyla ben bundan çok alındım ve hiç konuşmama kararı almıştım ama dayanamadım, kusura bakmayın.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Şimdi, bu 1'inci maddeyle ilgili olarak, şu anda değiştirmekte olduğumuz 5411 sayılı Kanun 2005 yılında geçirilmiş, aradan on beş yıl geçmiş. Orada da söyledik, dedik ki: "Arkadaş, bu on beş yılda ne oldu, ne gibi olaylarla karşılaştınız da bu yasanın düzenlemesi size bunların üstesinden gelememe gibi bir sıkıntı çıkardı, dolayısıyla bu düzenlemeyi onun için yapıyoruz deyin. Kaç tane olayla karşılaştınız, bunun esası, gerekçesi nedir; bunu bize getirin." dedik ama böyle bir şey gelmedi.

Ben o zaman şimdi bir kere daha soruyorum: 5415 sayılı Yasa 2005'te çıktı, on beş yıldır uygulamada. Bu durumda kaç tane işlem oldu? Kaç kişi bu işlemlerden dolayı sistemi sıkıntıya soktular, bankaya soktular ve hakkında işlem oldu? Bu düzenleme kendi içinde hukukun normal işlediği bir...

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - 548 adet işlem.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - O zaman buraya niye yazmadınız? Hukukun normal işlediği bir yerde... Şu ana kadar hiç problem de olmamış zaten, hiç problem de yok. Hukukun normal işlediği bir düzende yanlış yapanın tepesine gidilmiş, çullanılmış ve gereği de yapılmış. Ha, orada birtakım hukuki boşluk varmış, onu da doldurmaya çalışıyoruz. Ama bence bu düzenlemenin asıl nedeni sistemde çalışanların ve bu sistem içerisinde eleştirel yaklaşanların başına Demokles'in kılıcını sallamaktan başka bir şey değil.

Ben BDDK Başkanına soruyorum: Şu anda 11 tane genel müdür yardımcısı sizin talimatınızla işinden oldu mu olmadı mı? Türk ekonomisiyle ilgili olarak rapor yazan piyasa değerlendiricilerinden ben biliyorum en azından 10 kişi şu anda rapor yazmıyor veyahut da yazıyor da dağıtmıyor. En azından 2'si yurt dışına gitti, yazmıyor bu raporları.

Uğur AYDEMİR (Manisa) - Söylediklerinizle çelişiyorsunuz Sayın Yılmaz.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Niye çelişeyim?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Madem aynı şeyi yapıyorlarsa da yapmışlar.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hayır, niye çelişeyim?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yeni almışlar genel müdür yardımcısını görevden.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hayır, almamış işte.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Öyle diyorsunuz.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hayır, hayır, öyle değil, BDDK Başkanına telefon ediyor "Bu adamı al görevden." diyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Almışsa...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hayır efendim, hakkında hukuki işlem vesaire diye bir şey yok.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - O zaman söylediğinizle çelişiyor.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Bir saniye ya...

Lütfen, lütfen arkadaşlar.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Eğer bir kişi bankayı batıracak hâle getirdiyse, sistematik olarak bir risk yarattıysa zaten sermaye sahibi buna her şeyden önce izin vermez, vermemeli.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Teşekkür ediyorum.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bitmedi efendim, bir dakika.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dolayısıyla bu madde doğru bir madde fakat normal işleyen bir hukuk düzeninde. Bugün böyle bir düzen yok.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Yalnız, böyle bir ifade yanlış bir ifade.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hayır, hayır, ben gayet doğru söylüyorum.

GARO PAYLAN ( Diyarbakır) - Doğru söylüyor.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Şunu söyleyeceğim: Şu anda kamu bankaları ile özel bankalar arasında 5415 sayılı ve bu düzenlemeler açısından, uygulama açısından herhangi bir fark var mı? Yok, ikisi de aynı yasaya tabi, ikisi de aynı kurallara tabi. Ama şu anda, Türk parasının kıymetini korumadan sorumlu olan kurum Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Kurumun politikası açısından, Merkez Bankası yönetimi uygun gördüğü seviyelerden piyasaya müdahale eder, kurul seviyesini uygun gördüğü seviyede tutmaya çalışır, gayret eder; döviz alır, döviz satar. Ama şu anda kamu bankaları yedi gün yirmi dört saat döviz satıyor diye piyasada bilgi var. Bakıyoruz kamu bankalarının bilançolarına, açık pozisyonları yok. "Sizin öngördüğünüz seviyede." diyor ama bunlar döviz satıyor. Bu, bilinen bir şey. Şimdi, bunlar kimin dövizini satıyor? Eğer bu döviz, sattıkları döviz kendilerinin veya başkalarınınsa hangi seviyeden satılacağını bilir. Bu bir "ınsider trading" değil mi bankacılık sisteminde? Niye buna izin veriyorsunuz, niye sormuyorsunuz, niye üzerine gitmiyorsunuz? Var mı bunun bir izahı?

Teşekkür ediyorum.