| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi (2/2537) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2020 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bütününe baktığımız zaman, bir ihtiyaçtan kaynaklanan bir kanun teklifi bu. Bu anlamda Avrupa Birliği uyum kriterleri dikkate alınarak yapılmış ancak bir gerçeği söylemekte yarar var. Bu tür teklifler kanunlaştıktan sonra uygulamasında çok ciddi sorunlar da problemler de oluşuyor. Kanun yazılı olarak metinde kalıyor ama bunun alandaki takibi, kontrolü, denetimi ve sürdürülebilirliğinde sorunlar oluyor. Örneğin, bugün gıdayla ilgili baktığımızda, açıkçası, ülkemizde yasalar var, düzenlemeler var ama takibi ve kontrolü sağlanamadığı için ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmiyoruz. Bu anlamda çıkarılmış olan düzenlemeler de yeterince takip edilmediği için... Örneğin, bugün bir kasaba gittiğiniz zaman at satın alırsanız, domuz satın alırsanız onu satan kişi suç işlemiş olmuyor çünkü 2006 yılında çıkarılan düzenlemeyle ülkemizde at ve domuzun kasapta satılması serbest, ne var ki bunların dana eti diye satılması suç. Bunlarla yeterince ilgilenilmediği için de kamuoyunda bir bilgi kirliliği var.
Ben uzun yıllar gıda gruplarında yöneticilik yaptım. Denetimlerde genelde gıdalar alınır, örnekleme usulü oluşturulur, kontrolü yapılır, sonra yurt dışına gönderilir. Üzücü olan şu: Avrupa Birliği normlarına uydurulmaya çalışılanın kendi ülkemiz insanına yedirilmesini olağanlaştıran bir durumdayız. Bunu ortadan kaldırmadan bu tür yapılan düzenlemeler yalnızca şekilsel olarak işlev görüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuda daha farklı düzenlemeleri de beraberinde ele alması gerektiğini düşünüyorum.
Burada da ürün örneklemelerinde yapılan kontrollerde genelde üreticinin kendisinin gelen kontrolöre sundukları denetleniyor veya inceleniyor. Onun dışındaki denetimlerde ürün gittikten sonra ortaya çıkan sorunlar oluşuyor yani "örnekleme" denilen yöntem üreticinin kendi isteğine göre düzenleniyor. Onun yarattığı sıkıntılar da ürünlerin yurt dışına gidişinde geri dönüşüne neden oluyor. Ayrıca, ülkemizde şu anda kontrol olduğu söylenmesine rağmen, özellikle çocukların kullandığı oyuncaklar dâhil, ithal edilen çok sayıda ürünün insan sağlığına zararlı olduğu piyasada örnekleriyle sabit. Keza, son dönemde Greenpeace'ın yaptığı araştırmada kullanımının zararlı olduğu kesinleşen tarım zehirlerinden olan ve Tarım Bakanlığının da yasakladığı bir ilaç, 2018'de yasaklanmasına rağmen, geçen ay yapılan denetimde ne yazık ki ürünlerimizde çıktı. Yani salt kanunun çıkması değil, bunun caydırıcılığının da beraberinde ele alınması lazım.
Buradaki parasal değerler yeterli görülebilir ama bu anlamda şöyle bir mantıktan arınmamız gerekiyor: "Ya, müteşebbisi koruyalım." Müteşebbis ahlaklı olsun. Para kazanmak, düzgün çalışan adamların en büyük hakkıdır. O düzgün çalışan insanlar yanlış yapanların yüzünden zarara uğruyorlar. Bunun için de yapılması gereken... Hapis cezası da bu tür kanunlarda ve uygulamalarında gündeme alınsın. Özellikle gıda insan sağlığı açısından çok önemlidir. Bu tür uygulamalarda hapis cezası caydırıcı olarak uygulamaya alınmazsa para cezası o firmanın... Tıpkı otoparkı yapmayan apartmanda bir daire parasının yarısını ödeyip de otoparktan farklı gelir elde edilmesi noktasına taşınıyor.
İçerik olarak baktığınız zaman, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde düzenlenmiş bir yasa bu. Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Bana göre karşılamıyor. Bu anlamda yasanın farklı biçimde de düzenlemelere ihtiyacı var.
İkincisi, ülkemizdeki ekonomik kriz nedeniyle üretimi en ucuz şekilde elde etme duygusu, kaliteli insanın iş alanlarında varlığını zorluyor. Bu anlamda, üretimin en ucuza mal edilecek yöntemleri aranıyor. Kalite konusunda sıkıntılarımız var. Yurt dışına giden ürünlerde de AR-GE çalışması yapıp... Kurumsallaşmış ciddi firmaların ürünlerinin zaten bu düzenlemelere ihtiyacı yok çünkü o firmalar bu düzenlemelere göre çalışıyorlar. Bu anlamda, onlarla ilgili bir düzenleme de değil bu. Bu, bizim ülkemizi sıkıntıya sokan, yanlış iş yapanların kontrolüne yönelik bir düzenleme. Onun için, bu tür iş yapanlara da cezai hükümlerin daha da artırılması gerektiğini düşünüyorum. Bütünüyle ilgili faydalı ama ülkenin gerçekleriyle yetersiz bir yasa teklifi olduğunu belirtmek istiyorum.
Teşekkür ederim.