KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Şimdi, ben şöyle bir açıklama yapmak durumundayım: Şimdi, içimizde Haluk Eyidoğan Hocam var. Teknik Üniversiteden benim öğrenciliğimde kendisi de asistanımızdı bizim, o zaman doktora öğrencisiydi, kendisi de jeofizik mühendisi. Kendisi de zaten haritaya baktığında görecektir. Hakikaten şu kırmızı olanlar, aşağı yukarı 450'ye yakın -ben bizzat saydırmaya çalıştım- 400'ün üzerinde irili ufaklı kırıklar var burada. Bu kırıkların çoğu bizim "tavan-taban yolları" dediğimiz galerilerdeki mühendislerin tespit edip koydukları. Onlar tespit edebildikleri yere kadar işaretlemişler. Belki o kırıklar aşağı kadar iniyor.

Şunu söylemeye çalışıyorum: Burada biz sağlıklı teşhis koyarsak buradan doğabilen bir sonuçta çözüm üretebildiğimiz zaman, bir panoda eğer söylediğimiz bir sıkıntı varsa diğer panoların önüne geçebilme imkânımız olacak. Bu ocaktaki bu sorunun önüne geçersek İmbat'takinin önüne geçebilme imkânımız olacak. Yani buradaki bazı şeyleri göz ardı edemeyiz. Biz, şimdi, işçileri de dinledik, hapishanedeki arkadaşları da dinledik. Hepsinin söylediği şu, bir şeyde mutabıklar: "Burada çok güçlü bir duman geldi, duman beni içine aldı ve duman temiz havayı geriye itti." Bunu işçi İbrahim Genç de söylüyor...

BAŞKAN - Tabii, oraya geleceğim.

700 bin metreküp boşluğu kapatabilmek için 700 bin metreküp kül basmanız lazım. Burada da böyle bir şey söz konusu değil yani reel anlamda birebir stabil hâle getirmeniz için. Fakat tavan göçtüğü zaman siz oradaki, yüzde 60 mı olur Haluk Hocam, yüzde 40 mı olur kırıldıktan sonra 1 metreküplük solid bir kayaç?

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Evet, oradaki jeolojik yapıya bağlı.

BAŞKAN - Yapıya bağlı olarak değişir.

Şimdi, orada olduğu gibi oturmuyor. Otururken kırıklı oturuyor. Onun için boşluklar oluşuyor. Boşlukların içerisinde kömür de kalıyor, kayaç da kalıyor, o boşlukları külle dolduruyorlar bunlar. Önce bir kül, arkasından onu süzüyorlar kül oturuyor, arkasından bir ikinci kez daha kül koyuyorlar ama benim gördüğüm, burada bir yönetmeliği yok kül basmanın, bir standardı yok, bir teknolojisi yok. Yani "Buraya kül bastım." diyor ve şeyi kapatıyor. Her ne kadar yüzeyden aşağı 5-6 barlık bir basınçla külü de aşağı indirseniz en aşağıda bir U borusuyla birlikte o sizin galerinin ağzından öbür tarafta U borusu kadar yükselir. Oradan tavana kadar yeryüzüne çıkmıyor ve dolayısıyla tepelerde bir boşluklar var. Bunu Uyar'da da yaşamışlar. Mesela Uyar'da benzer bir sorunu teftiş eden Mehmet arkadaşımız, o da İzmir Bölgeden...

Mehmet o konuda, Uyar'da yaşadığın şey hakkında biraz bilgi verir misin?