| Komisyon Adı | : | (10 / 124, 226, 320, 321, 336, 601, 637, 958, 1055, 1126, 1127, 1128, 1129, 1130, 1131, 1132, 1133, 1134, 1135, 1136, 1137, 1138, 1139, 1140, 1141, 1142, 1143, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .01.2015 |
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Değerli Başkanım, değerli üyeler, değerli katılımcılar; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Benim birinci sorum: Özellikle şiddetin oluştuğu en önemli yerlerden, kurumlardan birisi aile mahkemelerinde boşanma ve velayete ilişkin davalarda belli bir usul uygulanıyor. Meslektaşlarımız var, ben de avukatım. Hâkim davaya başlarken usul gereği soruyor, uzlaşmaya davet ediyor, uzlaşma ihtimali olup olmadığını araştırıyor ama bu sadece orada bir cümleden ibaret şekil olarak kalıyor. Buna ilişkin ayrıntılı bir çalışmanın ve bu uzlaşma uyarısının, barıştırmanın yani meselenin sulhen çözülebilmesi için hem ortam olarak hem de uygulama teknikleri olarak bir usul çalışması olup olmadığını soruyorum. Birinci sorum bu Başkanım çünkü bu çok önemli. Orada aile mahkemesinde oluşturulan ortam yani şiddetin ayrıntılı olarak araştırmasına da imkân vermiyor, sebeplerini ortaya koymaya da, çözmeye de imkân vermiyor. Yani, her şey çok böyle... Bazı şeylerin çok aleni olması, özellikle aile mahremiyetini ortadan kaldıracak düzeyde aleni olması çok şey gelmiyor insanlara. Anlatacaklarını anlatmıyorlar, gizliyorlar, neyin ne olduğu hususu tam olarak ortaya çıkmıyor ta ki suçun mağduru ya da katili olunca; işte, katledilince, öldürülünceye kadarki süreç devam etsin. Dolayısıyla, aile mahkemelerinde özellikle boşanma ve velayet davalarındaki usulün yeniden yargılama noktasında gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum, bunun rapor olarak bizim raporumuzda da yer alabileceğini düşünüyorum.
Biraz önce aslında soracağım soruya istatistikten sorumlu hâkim arkadaşımız cevap verdi. UYAP üzerinden müessir fiil ve adam öldürme suçlarında yani şiddete dönük olarak değerlendirebileceğimiz suçlarda, öncelikle müessir fiil ve adam öldürme suçlarında yaş ve cinsiyet ayrımının bulunup bulunmadığını... Yani şiddete maruz kalanın yaşının ve cinsiyetinin tespitinin mümkün olup olmayacağını soracaktım. Bence bu önemli çünkü alınacak tedbirler ve uygulanacak yöntemler açısından bunun belli olması lazım. Yani, ülkede ne kadar çocuk şiddete maruz kalıyor, ne kadar kadın veya ne kadar erkek yani bunların bence tespit edilecek yöntemler açısından önemi var.
Aile Bakanlığıyla ilgili 6284 sayılı son çıkardığımız Kanun'da Adalet Bakanlığıyla birlikte çalışmayı öngörecek düzenlemeler var ve oldukça önemli düzenlemeler. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın altyapısı bu şeyi yürütmekte yetkin değil. Mesela işte orada panik butonu uygulaması getirdik, onu Başkanım da defalarca dile getirdi. Onun için ayrı bir gündemde, ayrı bir başlıkta onu tartışacağız. Mesela en basitinden panik butonu. Suç işlendikten sonra uygulanması gereken yöntemlerle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bir altyapısı yok, burada İçişleri Bakanlığından ve Adalet Bakanlığından yardım alınması gerekiyor. Bu çalışma yapılırken bunun önceliğe alınıp yani ne olabileceği hususunun ve mesela Adalet Bakanlığının denetimli serbestlik üzerinden nasıl bir katkı yapılabileceğinin özellikle araştırılıp bir çalışma olarak ortaya konulmasını ve Komisyonumuzun bu hususta aydınlatılmasını istiyorum.
Teşekkür ederim.