| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı ç)Anayasa Mahkemesi d)Yargıtay e)Danıştay f)Hâkimler ve Savcılar Kurulu g)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ)Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 25 .11.2019 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, biz geçen hafta burada bu Komisyonda İçişleri Bakanlığının bütçesini tartıştık. O görüşmeler, müzakereler esnasında İçişleri Bakanımıza "Kanun hükmünde kararnameyle ihraç edilmiş ama hakkında herhangi bir hukuki iddianame vesaire düzenlenmemiş, mahkemeye sevk edilmemiş insanlar var. Onun dışında, hakkında hukuki iddianame düzenlenmiş, mahkemeye sevk edilmiş, mahkemede beraat etmiş, gelmiş insanlar var. Dolayısıyla bunlarla ilgili olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz, ne yapacaksınız?" diye sorulduğunda Sayın Bakan şöyle bir şey söyledi, tutanaktan -zaman almamak için baş kısmını okumuyorum, isteyen eğer başında başka şeyler var derse gider, oradan okur- aynen okuyorum: "'26 bin kanun hükmünde kararnameliye hâkimler, savcılar beraat verdiler, bunlar işlerine dönecek mi dönmeyecek mi?' Bakınız, beraat ayrı, orada karşı karşıya kaldığı durum ayrı. Adamın hiçbir şeyini bulamıyorsun, bakınız, adamın veya kadının hukuken bulamıyor hâkim, bulamaz da, beraat veriyor ama herkes FETÖ'nün oradaki baştemsilcisi, para toplayanı, sözde imamı, FETÖ adına şey olduğunu biliyor. Alalım, devletin içine tekrar koyalım o zaman." Birisi diyor ki: "Hukuk devletisiniz Sayın Bakan." O da "Hayır, hayır, koyalım o zaman." diyor. Arkasından kargaşa çıktı, devamında da şunu söyledi, dedi ki: "Şu anda istinaf mahkemesinin kararı var bugün; bak, bunu ben söylüyorum, bir de istinaf mahkemesinin kararı var, bu karardan bağımsız bir şekilde söylüyorum, o da aynısını söylüyor, diyor ki: 'Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesinin bu kararına göre, bir kişi FETÖ üyesi olduğu suçlamasından adli yargıda takipsizlik veya beraat kararı alsa dahi bu kişinin terör örgütüne irtibat veya iltisakı tespit edilirse idari yargıda açılan göreve iade davası reddedilir.'" Bir başka arkadaşımız: "Ama 'olursa' diyor, 'tespit edilirse' diyor."
Bence bu da anlaşılabilir. Yani bir yerde beraat etmiş, işine iade edilmemiş, idare mahkemesine gidiyor, idare mahkemesinde durumu görüşülürken yeni bir kanıt, delil ortaya çıkıyor ve diyor ki: "Evet, sen oradan beraat ettin, geldin ama dolayısıyla yeni bir şey ortaya çıktı, seni iade etmiyorum." Bu da anlaşılabilir. Eğer böyle bir şey yoksa da biz kime, neye, nasıl güveneceğiz?
Bildiğiniz gibi, yaşamı anlamlı kılan şey belirliliktir. Eğer biz önümüzdeki süreç içerisinde, bugünden, neyin doğru neyin yanlış, neyin suç neyin suç olmadığını bilmez isek ve her defasında da acaba neyle karşılaşacağız endişesi içinde yaşarsak bu hayat çekilmez bir hâl alır. Dolayısıyla, hayatın anlamlı olabilmesi için belirliliğin olması... Belirliliği sağlayan da hukuk. Hukukun olduğu yerde... Hukuk, belli şeyleri doğru buluyor, belli şeyleri yanlış buluyor; vatandaşına, topluma diyor ki: Bunları yaparsan ceza alırsın, bunları yapmazsan da hayatına mutlu bir şekilde devam edersin. Durum böyleyken, şu anda biz günün sonunda bir suç işlesek yürürlükteki mevzuata göre ve de mahkemeye gitsek ve mahkemede de bizim işlediğimiz isnat edilen suç ispat edilemezse ve beraat etsek, geri gelsek, ondan sonra biz normal yaşantımıza nasıl devam edeceğiz? Birileri çıkıp mahkemenin verdiği karara rağmen: "Hayır, öyle değil, sen beraat ettin ama bende hâlâ şu bilgi var, bende hâlâ şu inanç var, bende hâlâ şu görüş var dolayısıyla sen bu işi yapamazsın." diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayınız.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Siz de bu görüşte misiniz? Yani bu hayatı normalleştirmek için ne yapmamız lazım? Sayın İçişleri Bakanının bu görüşüne katılıyor musunuz? Dolayısıyla, şu anda mahkemeye gitmiş, yargılanmış, beraat etmiş ve ondan sonra da idare mahkemesine gitmiş, göreve iade istiyor, orada da bir şey bulunmamış ve göreve iadesi yapılmayan bu insanlar hakkında gerçekte ne düşünüyorsunuz, merak ediyorum.
Teşekkür ediyorum.