AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.

Sayın Bakanım ve değerli bürokratlar; şimdiden bütçemiz hayırlı olsun. Sizlere de başarılar diliyorum.

Sayın Bakanım, evimizde bir evladımız var. Engelli bir kardeşimiz. Engelli olduğu için askere gidemiyor ama işe girecek, askerlik belgesi istiyorlar. Rapor yüzde 40'ın altında olduğu için askerlikten muaf belgesi var ama özürlü belgesi yok. Bu durumda o kadar çok kardeşimiz var ki bu konuya mutlaka bir çözüm bulmamız lazım. Yani bu kardeşlerimiz askere gidemiyorlar, askerden muaf oluyorlar ama askerlik belgesini sunup işe giremedikleri için, engelli oranları da düşük olduğu için arada kaldılar. Buna bir çözüm bulabilirsek ne mutlu bizlere.

Sayın Bakanım, özellikle İŞKUR üzerinden yaptığınız çalışmaları takdir etmemek imkânsız ve teşekkür ediyoruz fakat burada bir kıstas koymamız gerekir. Belde belediyeler, ilçe belediyeler ve il belediyelerinin kaç kişiyi ve nasıl çalıştıracaklarını baştan belirlememiz lazım. Eğer bu kıstasları, mesela nüfus oranı ölçüsünde koymazsak adalet duygusu zedeleniyor. Şöyle bir intiba olmaya başlıyor: X partinin belediyesi daha çok İŞKUR üzerinden eleman çalıştırıyor veya bir başka partininki az. Bu yapıldığı an otomatikman devlete olan güven de sarsılıyor. Buna da bir kıstas getirirseniz seviniriz.

SGK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı sigortaları birleştirildi ve tümüne tek sağlık sistemi oluşturuldu. SGK devletle değil özel sağlık kuruluşları da hizmet vermeye başladı. Bu değişiklik zamanla yoksul ve orta direk vatandaşın gidebildiği özel sektör kuruluşları hızla iflas edip kapatılırken zengin ve varlıklı vatandaşa hizmet eden yüksek farklar ve ücretler alan global sermaye büyük sağlık kuruluşları sektörün eline geçti. SGK'ye bağlı çalışmayan ve hastalardan fahiş farklar alan özel hastaneler ise sadece mutlu, zengin bir azınlığa hizmet eder hâle geldi. Kamudaysa özellikle kanser cerrahisi, endokrin, göz, beyin ve kalp cerrahisi gibi alanlarda hizmet veren doktorlar zincir hastane gruplarına transfer oldukları için bu alanda nitelikli doktor sayımız gittikçe azalmaktadır Sayın Bakanım. Şu anda ülkemizde diyaliz, kardiyoloji, tüp bebek, kemoterapi, radyoterapi, kanser cerrahisi, kalp cerrahisi gibi hizmetlerde hizmet sunucunun ağırlığı devlet üzerinde, başka bir deyimle bazı hizmetleri artık ya tümüyle devlet ya da tümüyle özel sektör vermektedir.

Sayın Bakanım, özel hastanelerde branş bazında anlaşma yapmaktan hemen vazgeçmek gerekir çünkü hastaneler özellikle çok büyük fark alabilecekleri branşlarda devletle anlaşma yapmayarak bunlardan çok ciddi bir şekilde fark almaktadır. Özel sektör on yıldır neredeyse değişmeyen SUT fiyatlarıyla perişan durumda. Bu farkı da vatandaştan istiyor. Bu fark bazen öyle fiyatlara çıkıyor ki Sayın Bakanım, insan şaşırıyor. Bunların içinde tabii ki düzgün, sağlıklı çalışan iş yerleri var ama bunun yanında da SUT fiyatlarını bahane ederek aşırı derecede fark isteyen sağlık kuruluşları var. Çünkü bunlara yıl içinde kestiğiniz cezanın caydırıcı bir özelliği yok. Senede bir kere o cezayı ödüyor ve farklı fiyat uygulamaya devam ediyor.

Sayın Bakanım, EYT, SGK veya buna benzer birçok problemi zamanla halledebiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Erbaş, tamamlar mısınız lütfen.

AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Ama en büyük sıkıntımız aile, aile mefhumu Sayın Bakan. Biz her aileyi bir devlet olarak görürüz. 32 milyon ailemiz var. Ben yalnızca Kütahya için söyleyeceğim Sayın Bakanım, yılda 1.400 ile 1.600 arasında Kütahya Belediyesi nikâh kıyıyor, daha 1'inci yıla varmadan 800'e yakın boşanmamız var. Bence en önemli unsur ailelerimizi korumak, ailelerimize sahip çıkmaktır. Biz ailemize sahip çıkarsak devlet ancak böyle ayakta kalır.

Şimdiden başarılar diliyorum, saygılarımı sunuyorum.