KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sizin anlattığınız ile bizim alanda yaşadığımız örtüşmüyor. Tarım tam bir çöküş içindedir. Çiftçinin yol göstericisi, destekçisi devlete ait kurumlar kapatılmış ya da içi boşaltılıp işlevsiz kılınmıştır. Her alanda çiftçi aracıya, faizciye, ithalciye ve tüccara boğdurulmaktadır. İşlenen yaklaşık 24 milyon hektar tarım arazisi varken neredeyse ithal etmediği ürün kalmayan bir ülke durumundayız. İthal tohum, gübre, ilaç sürekli zamlanıyor. Mazot ve sulama suyu için de elektrik pahalı olunca artan girdi fiyatlarıyla üretici üretimde zorlanıyor, ürünü değerinde satamıyor, tüketici pahalı ürün almak zorunda kalıyor, aracılar ve ithalciler vurgun yapıyor. Üretici ürününü ekecek ya da hasat edecek. O ürünün gümrük vergisini sıfırlayıp ya ekimde ya da hasatta üreticiyi tüccara mahkûm ettirip üretimden uzaklaştırmaktasınız.

"Bu yıl TMO 1.350 liradan buğday alacak ."dediniz, bazı üreticiler 1.100 liradan buğday satmak zorunda kaldı. O kadar zorda ki bir an tüccardan parasını alıp borcunu kapatmak için ürününü borcu karşılarsa tüccara veriyor. TÜİK, buğday üretiminin düşeceğini belirtiyor. Domates, karpuz, fasulye, nohut üreticisi bölgemde maliyetine ürününü satamadı. Patates maliyeti 90 kuruş ancak tüccar 60 kuruşa almadığı için depolanıyor. Dış satım için teşvik düşünüyor musunuz? "2018 yılı için nohut ithal etmedik." diye yazılı soru önergeme yanıt verdiniz, TÜİK ise 2018'de 117 milyon dolar nohut ithalatı yapıldığını belirtiyor. Hangi bilgi doğru, kime inanalım? Küçük üreticiyi, aile tipi işletmeleri korumak yerine yabancı tekelcilerin dayatmalarını tarım politikası olarak uyguluyorsunuz. Üretim gerilemesi ithale bağımlılığı her yıl artırdığını göre göre bu süreci devam ettirmek ülke tarımına yapılan en büyük kötülüktür. 15 milyon hektar çayır merası varken et ve hayvan yemini dahi ithal ediyoruz, sonra plansızlıktan fazla etler elde kalıyor. Stokta et kalacak kadar ithalin yolunu açarak birilerinin vurgun vurması sağlanıyor. Kim bu et ithal firmaları? Süt üreticisini, besicisini perişan etmişsiniz. Yem fiyatları almış başını gitmiş. Yerli ırk büyükbaş hayvan sayımız yüzde15'lere düşmüş. Süt üreten hayvanları kesime veriyor Ulusal Süt Konseyi. Fiyatı sanayici baskılıyor, üretici maliyetinin altında ürünü sanayiciye vermek zorunda kalıyor. Tarım bittiği için köyler neredeyse boşaldı. Yaş ortalaması 50'nin üzerinde bir nüfus köylerde kaldı. Çiftçi ailelerinin çocukları tarımdan uzaklaştı. Sayın Bakan, çiftçi ödeme sezonu geldi. Üreticilerin bankalara borcu 100 milyarı aştı, icra takibinde 5 milyara ulaşan borcu var. Çiftçi banka ve tarım krediye borcunu ödeyemiyor. Çiftçi, besici yapılandırma, erteleme ve faizlerin silinmesini bekliyor, aksi durumda gelecek yıl çiftçi sayısı daha da düşecek, borç batağındaki çiftçiyi kurtarmak şart. Ziraat Bankasının çiftçi kuruluşu saymadığı Tarım Kredi Kooperatifine ticari faizle krediyi yüksek fiyatla veriyor. Bakanlar Kurulunun "Çiftçi faizi yüzde 8'i geçemez." diye kararı var. Tarım Kredi bu durumda yüksek faiz ödediği kredi için çiftçiye kredi kullandırırken faizi yüzde 8 gösteriyor ancak kaynak kullanım bedeliyle çiftçiden ek bir faiz daha alıp yüzde 20'ler üzerinde krediye faiz işletip çiftçinin ocağını batırıyor. Binlerce çiftçi borcunu ödeyemez durumda. Bu bağlamda mutlaka Bakanlığın soruna bir çare üretmesi şart, aksi takdirde Çiftçi Kayıt Sistemi'nde dahi her yıl düşen çiftçi sayısı gelecek yıllarda daha da azalacak, eken, diken çiftçi kalmayacak. Çiftçi finansman sorunu en büyük sorunlardandır. Çiftçi sayenizde önemli ölçüde yoksullaşmıştır. Ürünü değer bulmadığından borç ödemek için faizcilerin eline düşmüştür. Sayın Bakan, desteklemeleri ya ürünü ekerken ya da hasat zamanında verin, bir yıl sonra desteklemeleri müjde diye çiftçiye verdiğinizde fayda getirmiyor. Zamanında ve doğru hedef kitleye desteklemeler verilirse belki bir nebze çiftçiye katkınız olmuş olur. Toplulaştırmayı bitiremediniz, sorunlar katladı. Mahkemeler, dosyalar patladı. Kuyu suyu ruhsat sorunları devam ediyor. Sulama suyunda vahşi sulama toprağı tüketiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız efendim.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - GAP ve KOP Sayıştay raporlarına baktık, 2018 yılı bitmesi gereken onlarca proje başlanmadan sona ermiş.

Sayın Bakan, gıda güvenliğiyse evlere şenlik, ne yediğimizi ne içtiğimizi bilmiyoruz. 5996 sayılı Kanun'a göre düzenli taklit ve tağşiş ürünleri açıklamanız gerekir. Bakanlığınız süresince nihayet aylar sonra liste açıkladınız. At, eşek, domuz etini millete yedirenlere ceza olarak ne uyguladınız? Bir de olmaması gereken yerde kanatlı hayvan eti tespiti var. Bu kanatlı hayvan nedir, tavuk mu, sülün mü, hindi mi, keklik mi, yoksa araya martı da karışmış mı? Vatandaş süt ürünlerinde, bitkisel yağ ürünlerinde, zeytinyağında, balda hile yapanlara ne gibi yaptırım uyguladığınızı merak ediyor. Enerji içeceklerinde zararlı katkılar, boyalı gıda maddeleri ve sentetik tatlandırıcılarla üretilen ürünleri sürekli takip ediyor musunuz? Gıda üretenlerin lokantalarda portör muayenesi ve akciğer filmi kontrolleri yapılıyor mu? Kayıt dışı ürünü üretenleri kontrol altında tutuyor musunuz? Merdiven altı üretimi de izliyor musunuz? Sağlık için mutlaka yememiz önerilen ıspanak dahi denetimsiz ve kontrolsüzlükten 200'ü aşkın yurttaşımızı zehirledi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ispanakla ilgili son bir cümle söyleyeyim.