KOMİSYON KONUŞMASI

İSMET UÇMA (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum Başkanım.

Sevgili arkadaşlar, hepinizi sevgiyle selamlıyorum.

Ülker Hanım'ın aktardığı bilgiler ve yaptığı sunum gerçekten hepimiz için çok yararlı olmuştur. Bunda hiç kuşku yok. Değerli arkadaşlarımızın ilave ettikleri de öyle. Özellikle Burhan Bey'in bıraktığı yerden devam etmek gerekiyor.

Hep birlikte anılmaya değer bir iş yapalım diyorum sevgili arkadaşlar ve bir Rönesans yapalım hakikaten, ezber bozalım ve Türkiye modeli dünyaya örnek olsun. Örneğin, basit bir örnek vererek size, bunu nasıl başlatabilirizi örneklemek için söylüyorum. Yıllarca katıldığım bir panelde söylemiştim. Hiç kimsenin aklına hayvanların veya bitkilerin erkeğinin mi, dişisinin mi önce yaratıldığı gelmemektedir ama insan söz konusu olduğunda hangisinin önce yaratıldığı ve hangisinin ötekinden üstün olduğu konusunda geliştirilen çok yanlış otantikler var. Şimdi Tevrat kaynaklarına gittiğinizde siz zaten hanımefendiler olarak potansiyel olarak suçlusunuz, bizde uydurma hadis kaynaklarına gittiğinizde potansiyel suçlusunuz. Siz bizi kandırdınız, siz bize ilk günahı işlettiniz. Yani insanlığın daha sonraki hayatta helak olmasının müsebbiplerisiniz.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Müslümanlıkta yok ama biliyor musunuz onu?

İSMET UÇMA (İstanbul) - Asla yok tabii Sevgili Hocam. Hocamla gayet iyi anlaşıyoruz biz her konuda.

Şimdi, sevgili arkadaşlar...

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Birlikte o elmayı koparmaya karar veriyorlar benim bildiğim Müslümanlıkta.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Ama işte siz ayartmışsınız Sevgili Hocam.

BAŞKAN - Hocam rica ediyorum. Usule çok riayet edersek zamanı verimli kullanırız.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Şimdi, ben diyorum ki bu zamana kadar bu konuda Başkanım -bunları öneriler bağlamında da söylüyorum- çok şey yazıldı, çizildi, söylendi, kategorize edildi. Bakınız, samimi kanaatim şu: Bunu polisiye tedbirlerle... Mesela, biz bunu uluslararası camiada nalojistik buluruz ekonomik boyutuna ilişkin, yargısal boyutlarına ilişkin; ulus içinden ve ulus dışından bulabiliriz. Ama arkadaşlar olayı doğru tespit etmek lazım. Şu kadın-erkek ayrımından kurtulmamız lazım. "Hangisi üstündü, önce yaratıldıydı, sonra yaratıldıydı?" olgusundan bir kurtulmamız lazım. Hangisi daha çok günaha, şerre ya da iyiliğe, kötülüğe meyyal konusundan bir kurtulmamız lazım.

Bakınız, eğer biz bunu başlatabilirsek, bu ayrımcılığı ortadan kaldırabilirsek öyle zannediyorum büyük bir Rönesans'la başlamış oluruz ve Türkiye'yi herkes örnekler diye düşünüyorum.

Şimdi, bir de yapmamız gereken -Ülker Hocam da onu ifade etti zaten- çağın trendleri var. Tarım toplumunun trendleri farklı. Tamam, envanterlerin hepsini toplayalım. Sanayi toplumunun trendleri farklı, modern toplumların trendleri farklı. Şunları ayrık düşünemeyiz bu ana felsefemizi ortaya koyarken: Yani iletişim, bilişim, teknoloji, özgürlükler ve kültür yönetimi bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bir kampanya başlatılacaksa bu bütünlük içinde yapılması gerekir.

Mesela, biz kızlarımızın eğitimi, öğretimi için, işte kız-erkek diye de orada mecburen cinsiyet ayrımı yapılıyor, tesmiye edilirken yapılıyor ama bundan kurtulmak gerekiyor. İşte "Haydi Kızlar Okula" kampanyaları büyük başarıyla sonuçlanmıştır. Biz buna ilişkin yani kadın ve erkek ayrımı olmaksızın kadın kardeşlerimize ilişkin ciddi bir kampanya başlatabiliriz ama temel felsefesini oturttuktan sonra. Diğerleri Sevgili Başkanım, o kadar çok ki, yabancı yayınlara bir girin, bu konuda yazılmış dünyaca makaleler var hakikaten akla hayale gelmedik. Bizim burada özel, özgün bir filozofiye ihtiyacımız var, bir Rönesans'a ihtiyacımız var. Bizim Komisyonumuz bunu başarabilir. Bunun yolu da bu ayrımlardan kurtulmak ve ayrımları yok sayarak -daha doğrusu olması gereken o, asıl ana kaynaklarda olması gereken o- sonra oluşan otantiğin içinden kadını ve erkeği bir sıyırıp almak.

Samimi kanaatimi sizlerle paylaşıyorum, bana alınmayacağınızı umuyorum. Fiziki gücünüz yetse siz erkekleri daha çok döversiniz mesela diyelim. Bunlar ayrıca konuşulması gereken şeyler, ayrı bir şey o. Demek ki ana konu bu değil. Sonra ne yapacağız? Sonra da toplum geliştikçe, eğitildikçe, Hadariliğe doğru kaydıkça, Medine-i Fazıla'ya kaydıkça, Bedevilikten kurtuldukça bu sorunlar çözülecek.

Dolayısıyla arkadaşlar, şimdilik teklifim, önerilerim bunlar. Ama ben diyorum ki gelin, hep birlikte bir yeni başlangıç yapalım madem bu Komisyonun bir işlevi olacak. Zaten hepimizin gayreti o, çok da değerli katkılar veriyorsunuz. Her birerlerimiz bu gayret içindeyiz. Gelin, biz bunun ajandasını yeniden oluşturalım. Dünya da Türkiye'deki bu modeli alsın, örneklesin.

Ben çalışmalarımızın verimli olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun.