| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Gençlik ve Spor Bakanlığı ç) Spor Genel Müdürlüğü d) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu e)Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .11.2019 |
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Çok Kıymetli Sayın Bakanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, çok Kıymetli Bakan Yardımcılarımız, çok değerli bürokratlarımız, basınımızın çok değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle muhabbetle selamlıyorum. Allah sabrımızı artırsın diyorum.
Kıymetli Bakanım...
BAŞKAN - Hemşehrin gitti.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Bakanım, hemşehrim olduğu için pozitif ayrımcılık yapıyor bana, teşekkür ediyoruz.
O zaman, normal konuşmamla devam edeyim, Bakanımız gelince düşüncelerimi ifade edeyim.
Barış Pınarı Harekâtı'ndan dolayı sporcularımızın yapmış olduğu selamlamalarından dolayı buradan sporcularımızı tebrik ediyorum, Bakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza sahip çıktıklarından dolayı teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, 2002 ile 2019'u kıyaslamayacağım ama sporda tesisleşmede geldiğimiz noktaya baktığımız zaman, hakikaten çok büyük bir aşama kaydettiğimiz ortada, rakamlara girmeyeceğim. Tesislerin sayısı arttı, altyapı yatırımlarımız arttı ve Allah'a şükür, bununla da kalmadık, ne yaptık; bu tesislerin bütün milletimizin hizmetine 7/24 açık olması için azami gayret gösteren Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanımız, daha önceki bakanlarımızın da başlatmış olduğu "Yüzme bilmeyen kalmasın." ve "10 bin pota" gibi projeleriyle hakikaten yüz binlerce çocuğumuz hem yüzme öğrenecek hem basket oynayacak ve takım ruhunu kazanacak, birbirleriyle kaynaşacak ve dolayısıyla da bu gençlerimiz hakikaten kötü alışkanlıklardan kurtulacaklar diye düşünüyoruz. Sporun böyle güzel bir tarafı da var.
Spor engel tanımıyor değerli arkadaşlar. Futbol, sahada belki 22 kişiyle oynanıyor, basketbol, voleybol sahada belki 10 kişiyle, 12 kişiyle oynanıyor ama tribünlere baktığınız zaman, binlerce insan aynı anda, hiçbir şeyi gözetmeden, bir takımdaşlık ruhuyla takımlarını destekliyorlar. Dolayısıyla Sayın Bakanımızın bu aktiviteleri başlatmasından dolayı da kendisini tebrik ediyorum.
Gençlerimiz tabii ki geleceğimiz, gençlerimiz yarınlarımız. Onları hayata en donanımlı şekilde hazırlamanın hepimizin önceliği olması gerekiyor. Bakanımızın da bunlara çok dikkat ettiğini biliyorum. Bakanımız bir de sporun tabana yayılması, bütün vatandaşlarımızın hayatında yer alması için de büyük bir çaba sarf ediyor. Bundan dolayı da Bakanlığı tebrik ediyorum, kendilerine teşekkür ediyorum.
Amatör takımlara hem ayni yardım yapıyorsunuz hem nakdî yardım yapıyorsunuz. Amatör kulüplerin takımlarını desteklememiz lazım. Ben hemen hemen her Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinde bir şeye önem veriyorum, bugün yine tekrarlayacağım. Mahalle takımları oluyor, gayrifedere takımlar oluyor. Çocuklar orada çeşitli branşlarda spor yapmaya çalışıyorlar. Bizim de her bölgemizde beden eğitimi öğretmenleri oluyor. Beden eğitimi öğretmenlerimizi bir şekilde Millî Eğitim Bakanımızla paslaşarak bu takımların başına hoca olarak, teknik direktör olarak görevlendirme imkânımız olursa çocuklarımız daha bilinçli bir şekilde spor yaparlar ve geleceğe daha iyi hazırlanırlar diye düşünüyorum.
Evet, Sayın Bakanım, şimdi konuşmamı bir daha toparlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz dışarı çıkınca Uğur Bey'in motivasyonu bozuldu.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Yabancı değilsiniz diye şey yaptım.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Bakanım, pozitif ayrımcılık yaptınız. Sayın Bakanım pozitif ayrımcılık her zaman yapıyor bize, sağ olsun, teşekkür ediyoruz.
Sayın Bakanım, çok güzel bir bakanlıkta Bakanlık yapıyorsunuz. Gençlik Bakanısınız, hakikaten çok mutlu, zevkli, heyecanlı bir bakanlıktır, öyle düşünüyorum ve Spor Bakanlığı yapıyorsunuz, o da çok zevkli ve güzel bir bakanlık ama bunun yanında çok zor bakanlıklar ikisi de. Gençliğin de hakikaten çok zor bir bakanlık olduğunu düşünüyorum, spor da öyle. Güzellikler ve zorlukları, ikisini bir arada çok güzel bir şekilde yürütüyorsunuz. Sizlere teşekkür ediyoruz, tebrik ediyoruz.
Sayın Bakanım, inşallah öyle bir gençlik yetiştirelim ki, öyle bir gençlik olsun ki rüzgârın estiği yöne göre eğilen bir gençlik değil veya sıvılar gibi bulunduğu kaba göre şekil alan bir gençlik değil, çelik gibi bir gençlik yetiştirelim Allah'ın izniyle. Yarınları eğer garanti altına almak istiyorsak biz Sayın Bakanım, omurgalı bir gençlik yetiştirelim inşallah.
Madem gençlik bizim geleceğimiz diyoruz -eğitim aileden başlar- aileden başlayarak, Millî Eğitim Bakanımızla paslaşarak, Millî Eğitim Bakanımızla koordineli çalışarak... Çocuklarımız gençlik noktasına gelene kadar belli bir eğitimden geçerek size geliyorlar. Bazı alışkanlıklarını kazanarak geliyorlar, belki onları değiştirmek biraz daha zor olabilir ama birlikte hareket edersek -ki ediyorsunuzdur mutlaka, bundan eminim- sizin işiniz daha kolay olur diye düşünüyorum.
Arkadaşlarımız da bahsettiler Sayın Bakanım, ara eleman sıkıntısı var yani işte, sanayiye gidiyorsunuz, gencimiz yok veya üniversiteyi bitiren gençlerimizin işsiz olduğu konuşuluyor. İnşallah bu önümüzdeki dönemde ara elemandan ziyade -ara elemanı biz artık geçtik- aranan elemanlar üzerindeki ihtiyacımızı da 4+4+4'le birlikte inşallah gideririz diye düşünüyorum.
Evet, Sayın Bakanım, bizler tesisleşmeye baktığımız zaman, birkaç tane vekil arkadaşımız "Neden yurt yapmadınız veya spor tesisi yapmadınız da 4 bin motorlu makam arabasına bindiniz?" diye cümleler kurdular hakikaten. Her zaman söylüyoruz, cumhuriyet tarihinde 2002 yılına kadar yapılanları bir tarafa koyduğumuz zaman, cumhuriyet tarihinden sonra on yedi yıllık iktidarımızda yapılanları bir tarafa koyduğumuz zaman her platformda da tartışmaya hazırım her konuda ama, sadece bir konu, iki konu değil- ve yapılanlara baktığımız zaman on yedi yılda yapılanların katbekat daha ağır basacağı kanaatindeyim.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Yapılanlara değil, satılanlara bakalım.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Mesela yurdumuz yok dedik, yatak sayısı eksik dedik, niye yurt yapmıyoruz dedik. Hatta, çok değerli vekilim "Yüzde 21'ini ancak karşılayabiliyoruz yurt kapasitemizle." dedi ama Sayın Bakanımızın sunumunu ben dinledim "Yüzde 70'ini karşılayabiliyoruz." dedi.
Değerli arkadaşlar, yatak sayısına baktığımız zaman, yatak sayısını 183 binden 679 bine çıkarmışız.
YILDIRIM KAYA (Ankara) - 3 milyon yatağa ihtiyaç var.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Nüfus ne kadar artmış?
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Öğrenci sayısının yüzde kaçı şimdi, yüzde kaçı?
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Size hiç gelen olmadı mı, yurt isteyen olmadı mı? Bize gelenleri gönderelim size.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, arkadaşlar, ihtiyacımızın 3 milyon olduğu garantidir. Sayın Bakanımız oraya oturup sunumuna başladığı zaman "Gençliğin sorunlarını ben hallettim, Kredi ve Yurtların sorunlarını ben çözdüm, sporcuların sorunlarını ben çözdüm, Spor Bakanlığı olarak tesisleşmenin hepsini bitirdim. Yarın sabah kalktığımızda ne yurt sıkıntımız var ne tesis sıkıntımız var." gibi bir cümle kurmadı, ben duymadım öyle bir şey. Tabii ki ihtiyacımız çok olabilir ama arkadaşlar. 2002 yılına kadar -ben de 1967 doğumluyum- 183 bin yatak var, 2002'den sonra da 679 bin yatağa ulaşmışız.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Öğrenci sayısı neydi, öğrenci sayısı?
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Nüfus aynı mı? Nüfus hiç artmamış mı?
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen sakin olun.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ben burada şunu söylemeyeceğim tabii: Arkadaşlar, 183 bine kadar kimler hangi makam arabasına bindi? Kaç tekerlekli arabaya bindiler? Stadyum sayılarına falan girmeyeceğim, yüzme havuzlarına falan girmeyeceğim, çok amaçlı spor tesislerine girmeyeceğim, bu sayılara girmeyeceğim.
CAVİT ARI (Antalya) - Gir, gir!
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama çok Kıymetli Tekirdağ Milletvekilimiz -erken ayrıldılar- "Sayın Uğur Aydemir bir konuşma yaptı, konuyu çarptırdı." falan dedi İbrahim Bey, arkadaşımız da dedi ki: "Ya, elektrik ile doğal gazı söylemedi." Evet, değerli arkadaşlar, elektriği de söyledim, doğal gazı da söyledim ama yayıncı kuruluş bunu yayınlamadıysa yapacak bir şeyim yok benim.
Değerli arkadaşlar, diğer bir konu şu: Bakınız, dindar nesil yetiştirelim diyoruz ve yurtlarımızda da bir dinî eğitime önem veriliyor -Sayın Bakanımız söyledi- bir de yabancı dil eğitimine çok önem veriliyor. Veriyorsunuz, zaten sunumda da söylediniz.
CAVİT ARI (Antalya) - Arapça veriliyor, Osmanlıca ve Arapça!
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, dil eğitimi isteğe göre değil mi, talebe göre?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Her şey talebe göre evet.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kimler hangi dili öğrenmek istiyorsa talep ediyorlar, her şey talebe göre.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Çocukların önce bir vizyonu olacak bunu seçmek için.
CAVİT ARI (Antalya) - Muhakkak öyledir yani!
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Bakanım, ben burada şunu ifade etmek istiyorum: Sayın Bakanım, bu dil eğitimini Millî Eğitim Bakanlığı formatından değil de biraz daha pratiğe dönük versek yani gramerden ziyade... Yurt dışına çıktığımızda hakikaten Türkler olarak bizler dil noktasında çok büyük sıkıntı çekiyoruz. İlkokuldan başlıyoruz dil eğitimi almaya, lise bitiyor, üniversiteye devam ediyoruz ama maalesef öğrenemeden mezun oluyoruz. Hiç olmazsa kredi ve yurtlarda biraz daha pratiğe dönük dil eğitimi verirsek Sayın Bakanım, gençlerimiz hiç olmazsa 2'nci bir dil, 3'üncü bir dil, 4'üncü bir dil öğrenmiş olurlar.
Diğer bir konu, Sayın Bakanım, arkadaşlarımız konuştular, dindarlık ile hırsızlık arasında bir ilişki kurdular. "Maalesef hırsızlığı, yolsuzluğu en dindar insanların yaptığı duruma geldik." dedi sayın vekilim.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Öyle demedi zaten.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Dindar" kelimesi ile hırsızlığı yan yana koyarak bir cümle kurmak kimseye yakışmaz. Bana da yakışmaz, kimseye de yakışmaz. O zaman "dindar" diyemeyiz buna, "hırsız" deriz, geçeriz. Değil mi arkadaşlar?
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Onu söylüyoruz zaten.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - O da onu söylüyor zaten.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Dindar görünen" dedi.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Yolsuzluğu, hırsızlığı en dindar insanların yaptığı durumdayız, o dönemleri yaşıyoruz." dedi sayın vekilimiz. Böyle bir cümle olmaz, bizim bunu kabul etme şansımız yok. Niye? Bir Müslüman olarak kabul etmiyorum ben.
Evet, "Sizin algılama modunuz kaynakları kendi menfaatlerinize kullanmaya ve yağmalamaya dayalı olarak kodlanmış." dedi Sayın Bakanımız. Bizim kodumuz 2002'de neyse, 2001'de kurulurken hangi kodlarla kurulduysak şu anda kodlarımız gene aynı. Değerli arkadaşlar, kodlarımızda bir değişiklik yok bizim, bizim kodumuz hep aynı. 2001'deki kodlarımızla aynı devam ediyoruz Allah'a çok şükür.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Doğru, o konuda haklısınız bence de, aynı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, kaynakları kendi içimizde dağıtıyoruz, doğru. Türkiye'nin kaynağını kendi içerisinde değerlendiriyoruz. İşte, değerlendirdiğimizden dolayı bu tesisler yapılıyor zaten. Değerli arkadaşlar, eğer biz kaynakları kendi içimizde değerlendirmezsek Türkiye'yi zenginleştiremeyiz, gayrisafi millî hasılayı 3 katına çıkartamayız, kamu borç stokunu yüzde 72'den yüzde 32'lere çekemeyiz. Sayın Bakanımız ben geneli üzerinde konuştuğumda yoktu burada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 17 bin kilometre bölünmüş yol yapamazsınız değerli arkadaşlar. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, kaynaklarımız var, kaynaklarımızı 82 milyona dağıtmanın mutluluğunu ve huzurunu hep birlikte Allah'a şükür yaşıyoruz.
Sayın Bakanım, ben teşekkür konuşması için söz almıştım, üç beş dakika uzattım, kusura bakmayın.
Tekrar, bütçemizin hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum. Yine her zaman söylediğim gibi, her kuruşumuzun bereketlenmesini Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum.