| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun daha önce ibra edilen 2015 ve 2016 yıllarını kapsayan 2 hesap yılı ve işlemlerine yapılan itirazlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .11.2019 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii TRT gündem olunca, Sayın Süleyman Ağabey "Hep aynı şeyin üzerinde duruyorsunuz." diyor ama sadece biz değil, inanın, Sayıştay bizim gibi TRT'yle ilgili bütün yıllarda hep aynı konunun üzerinde duruyor, aynı davulu çalışıyor ama hep aynı ses çıkıyor. Yani bizim eleştirilerimiz eğer bu eleştirdiğimiz konularla ilgili bir adım atılacak olsa gayet tabii biz de farklı konular üzerinde görüş beyan ederiz. Kaldı ki bizim eleştirilerimizi bir tarafa bırakın, Sayıştayın ortaya koyduğu ifadelerle de sonuç değişmiyor, değişmediğini de biz yıllara sari incelemelerin sonucunda görüyoruz.
Şimdi, TRT'nin tabii önemli bir formasyonu var. Bir defa devletin kanalı, her türlü konuda vatandaşı bilgilendirme gibi bir mecburiyeti var. Kuruluş amaçlarından biri de bu. Bu manada da gerek elektrikten gerek bandrollerden veya farklı kaynaklardan özellikle finanse edilerek yürütülmeye çalışılıyor. Aslolan bütün bu oluşan kaynaklarla ortaya çıkan netice. Buna baktığımız zaman, bugün TRT'den mevcut Hükûmetin dışında memnun olan hiçbir kurum yok. Zaten saatler de onu gösteriyor. Sayın Cumhurbaşkanına ayrılan saat 67, sayın hatibin de söylediği gibi Sayın Akşener'e ayrılan zaman da 12 dakika 43 saniye yani HÜDA PAR'ın yarısı kadar. Sizin gene Sayın Genel Başkanınızı bir sefer davet etmişler, fikrini sormuşlar yanlışlıkla da olsa ama daha Sayın Akşener TRT'yle tanışmadı, henüz böyle bir programa da davet edilmedi. Zaten Parlamentoda temsil edilen bir partinin varlığından veya yokluğundan TRT'nin haberi yok yani böyle bir parti var mı, niye kuruldu, ne amaçla kuruldu, Parlamentoda ne yapıyor, ne ediyor yani İYİ PARTİ'nin varlığından bir haberi yok. Dolayısıyla neden haberi olacak? Şimdi Osman Öcalan'ın bilmem neredeki haberi çıkıyor haber oluyor, bunun peşinde koşuyor, koskoca Parlamentoda temsil edilen bir siyasi partinin varlığından TRT haberdar değil. Zaten RTÜK'ün de bu Osman Öcalan meselesinde ne yaptığı konusunda oradan da bir bilgi yok; ne tür bir tedbir aldı, ne söyledi TRT'ye ne yaptı, biz bunu da bilmiyoruz. Yani sizin o röportajınızı bu salonda oturan hiç kimsenin, bir kişinin bile ben onayladığını düşünmüyorum. TRT'ye, adına yüz karasıdır, bu milletin parasıyla bu millete kurşun sıkan insanların oraya getirilmesi... Yani millet adına buradan sizi kınıyorum çünkü milletin parası. Hepimizin bahsettiği gibi 4 kişi elektrik parasını ödeyemediği için intihar etti, oradan kesilen paralarla siz finanse ediliyorsunuz ve o parayla bu millete kurşun sıkan, bu milletin askerini öldüren insanları da televizyona çıkarıyorsunuz. Bunun izah edilebilir hiçbir tarafı yok. Buradan tekrar kınadığımı ifade ediyorum.
Şimdi ben diyorum ki bu bütçelerin yerine arkadaşlarımızın Parlamentoda da teklifleri var. Şimdi buradaki arkadaşlarımızın hepsi bilir, bugün Anadolu'da yerel basın can çekişiyor; Aydın'da da böyle, Urfa'da da böyle, Antep'te de böyle, Adana'da da böyle, Bursa'da da böyle. Ben diyorum ki madem TRT'nin görevi haber alma, milleti haberdar etme ama yaşanan ekonomik sıkıntılar bugün Anadolu basınını neredeyse bitme noktasına getirdi, Anadolu yerel basını olmadan da şeyin ayakta durması mümkün değil. Bizim bir teklifimiz var. Bizim İzmir Milletvekilimiz Aytun Çıray diyor ki: Bu toplanan gelirlerin hiç olmazsa yüzde 65'i, yüzde 70'i Anadolu basınına dağıtılsın, hem görsel hem yazılı basına bu rakamlardan bir miktar fon ayrılsın, hiç olmazsa Anadolu'dan da bir miktar ses çıksın diye. Ama bu kanun teklifinin de ben gündeme geleceğini zannetmiyorum. Yine aynı şekilde Hayrettin Nuhoğlu'nun, Osman Öcalan'la ilgili araştırma önergesi var. Lütfü Türkkan Bey'in "Tarafsız yayın yapmıyorsunuz, taraflı davranıyorsunuz, hesabı kitabı doğru düzgün yapmıyorsunuz, milletin emanetine sahip çıkmıyorsunuz." diye araştırma önergesi var. Yasin Öztürk'ün, aynı Radyo Televizyon Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi var. "Artık elektrik faturaları TRT'ye kesilmesin." diyor. Yine aynı şekilde Divan Kurulu üyesi Balıkesir Milletvekili İsmail Ok Bey'in kanun teklifi var. Sonuç itibarıyla, sadece İYİ PARTİ'nin TRT'yle ilgili verdiği 6 tane araştırma önergesi ve kanun teklifi var. Bunun anlamı şu: Siz TRT'yi idare edemiyorsunuz. Burada daha çok bugünkü mevcut sistemdeki görüşünü paylaşmayan kaliteli 1.700 kişinin işine son verdiniz, yerine 1.700 eleman aldınız. Bunların da 300 küsuru FETÖ'cü çıktı, işlerine son verdiniz. Madem bu kadar eleman istihdam ediyorsunuz da bu kadar parayı yapımcılara neden ödüyorsunuz, gerek yerel yapımlar açısından gerekse yurt dışı yapımlarına bu kadar parayı ödediğinize göre? Madem bu kadar taşeron kullanıyorsanız neden bu kadar eleman istihdam ediyorsunuz? Kaldı ki bu emekliye sevk ettiğiniz 1.700 kişi zaten belli bir zaman dilimini TRT'de çalışmış, belli bir deneyime ulaşmış, belli bir birikime ulaşmış arkadaşlarımız. Bunların yerine aldığınız elemanların da bu işlerle çok fazla irtibatının olmadığını, hatta TRT'deki bazı arkadaşlarımızın bu FETÖ konusunda 300 kişiyle sınırlı olmadığını, bunların sayısının çok daha fazla olduğunu, dolayısıyla burada da FETÖ'yle mücadelenin net bir şekilde yapılmadığını söylüyorlar. Buradan da uyarıyoruz. Bu 300'ün daha üzerinde FETÖ'yle iş birliği içinde olanların söylediğini ifade ediyorlar. Dolayısıyla bununla ilgili gerekli çalışmaları da yapacağınızı ümit ediyoruz.
Tabii, sizin eş değeriniz firmaların -yani eş değeriniz olamaz hiçbir zaman özel televizyonlar ama- sizin yayın ağınızdaki genişliğe baktığımız zaman elde ettiğiniz reklam gelirleriyle onların hinterlandına bakıp elde ettikleri reklam gelirleri arasında fark var. Bunlar sadece ve sadece reklam gelirleriyle bir sistemi çevirirken maalesef siz bu pastadan son dönemde belli iyileşmeler olsa bile ciddi oranda bir pay almadığınız ortada. Bunun anlamı şu: Nasıl olsa devlet tarafından bir gelirimiz var, faturalardan geliyor, bandrollerden geliyor yani işler yolunda, bu konuyla ilgili gayret sarf etmeye gerek yok gibi bir sonuç çıkıyor. Hâlbuki bu tür müesseseler -KİT Kanunu'nu okudu arkadaşımız- kesinlikle asgari şartlardan, mümkün olduğunca kendi imkânlarıyla ayakta durması lazım gelir gibi de bir hükmü var. Bu konuyla ilgili yani şu ana kadar TRT'nin KİT Komisyonundan şu konuda da zorlanıyoruz, bu konuda da adım atamıyoruz, bu konuda da bize yardımcı olur musunuz gibi ben bir teklife rastlamadım. 1999 yılında Parlamentodaydım, yine burada KİT Komisyonundaydım, bugün de yine aynı şartlar geçerli. Bu tür iyileştirmeye yönelik adımlar konusunda fazla bir mesafe yok. Yani şöyle yaparsanız, şu kanun çıkarsa bu konuların önündeki taşlar alınırsa daha iyi bir sonuç alınır diye şu ana kadar bir teklifiniz de yok. Dolayısıyla sizde inisiyatif de fazla tabii. Bir dizideki bir bölümü 1 milyon 500 bin lira da verdiğiniz olur, 1 milyon da, 500 bin lira da. Bu alan geniş yani tümüyle karşılıklı inisiyatifle tespit edilen ücretler. Ortada bir skala yok. Dolayısıyla istediğiniz şekilde inisiyatif kullanma hakkınız var ama şunu unutmayın ki neticede kullandığınız her kuruş, verdiğiniz her lira bu fakir fukaranın hakkı, garip gurebanın hakkı, bunu bu amaçla kullanmanız lazım.
Ümit ediyoruz ki şu 7 binin üzerindeki personeliniz artık masa başında değil de bu sizin söylediğiniz programları onlar yapar, hiç olmazsa bir miktar maliyetleriniz düşer.
Bunun yanı sıra, tabii özellikle siyasi partilere ayrılan süreler... Sadece Sayın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde değil, bugün bile Parlamento çalışmaya başlayalı bir yılı geçti, hatta bir buçuk yıla yaklaştı, hâlâ TRT'nin özellikle Parlamentonun muhalefet kanalıyla ilgili bir çalışması yok, bir haber portalınız yok. Allah'tan TRT 3 var, herhâlde mecburen yayınlıyorsunuz. Biz de o mecburiyet ölçüleri içerisinde kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Şimdi tabii şartlar böyle olunca, bu kadar yaygın olmanıza rağmen işte izlenme oranlarınıza şöyle bir baktığımız zaman işte belli diziler gündemdeyken yüksek ama onun dışında insanlar haberleri veya farklı programları TRT'den takip etmiyor. Yani işte belli başlı diziler var, bizim de takdir ettiğimiz yönleri var. işte tarihî diziler olsun, buna benzer farklı diziler var. Tamam, bunlarla ilgili çok fazla diyeceğimiz bir şey yok. Kültür programları var. Özellikle mesela yurt dışına yönelik programlarınız var. Bunları takdir ediyoruz. Tabii bunlar da TRT'nin görevi ama iş içeriye döndüğü andan itibaren bunu göremiyoruz. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki zaman dilimi içerisinde muhalefetin sesini duyuracak programları da TRT'den izleriz.
Diğer bir taraftan, özellikle TRT'nin yurt dışı gelirleriyle ilgili "ticari sır" meselesi var. Şimdi, ticari sır... Zaten Türkiye'de öyle bir şey var ki sadece Meclis bilmiyor. Yani nedir? Biz yurt dışından program satın alıyoruz, rakiplerimiz de var, bizim anlaşmalarımızı görür, bilir, dolayısıyla bir rekabet ortamı oluşur, ticari sırrın dışına çıkar ama burası aynı zamanda TRT'nin bir üst yönetim kurulu yani burada her siyasi partiyi temsil eden arkadaşlarımız var, herkes de sizin kadar bu görev ve sorumluluğu taşıyan, ticari sırrın ne demek olduğunu bilen arkadaşlarımız. Yani bu kurumun bu bilgileri elde ettiği zaman sanki kuruma zarar verecekmiş gibi bir şey orta yere koyuyorsunuz. Yani bu da aslında buradaki arkadaşlarımızın hepsini bir miktar zan altında bırakmak gibi bir şey. Biz KİT Komisyonunda bu sırlarımızı paylaşırsak herhâlde buradaki arkadaşlarımız da bunu farklı ortamlarda paylaşır, kurumun da yurt dışı yapımlarla ilgili rekabet gücü düşer gibi bir mantıkla herhâlde bunları orta yere koyuyorsunuz. Onun için buradan ben sizi uyarıyorum. Buradaki arkadaşlarımızın hepsinin adına çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bu kurumu en az sizin kadar seven arkadaşlar, bu kurumun başarısı için en az sizin kadar mücadele eden insanlar, bu kurumun başarılı olması için elinden gelen her türlü gayreti orta yere koyan arkadaşlar. Dolayısıyla bir üst yönetim kurulu gibi algılarsanız bu rakamları da burada paylaşabilirsiniz. Eğer bu rakamların altında farklı bir şeyler varsa biz bunları bilemeyiz. Yani hani baktığınız zaman ticari müesseseler -bir miktar TRT de ticari müessesedir, cam gibi olmalı, şeffaf olmalı, yönetimiyle, harcamasıyla, bütçesiyle, geliriyle, gideriyle, reklamıyla, uygulamalarıyla şeffaf olmalı, hesap verilebilir olmalı. Böyle kısa ve öz cevaplar, işte ne soruyorsanız "Kamu kurumudur, kamu hizmeti yapıyoruz, dolayısıyla..." Her şeye nakarat gibi aynı cevapların verilmesi o zaman işte bu tür sonuçları doğuruyor. Tekrar söylüyorum: Bunları paylaşmanızda ben herhangi bir mahzur görmüyorum. Paylaşılmasında da fayda görüyoruz. Öbür türlü koskocaman bir bütçeyi yani bütçenizin yaklaşık yüzde 35-yüzde 40'ı arasındaki bir rakamı buraya harcıyorsunuz, bu rakamları da bizim görme şansımız olmuyor. Sadece global. "Bu kadar rakamı buraya harcıyoruz." diyorsunuz. Bunu irdeleme şansımız olmuyor. Bunun da Parlamentoda paylaşılmasında fayda görüyoruz. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki zaman dilimleri içerisinde TRT, bu milletin sesi olan Parlamentoyu, siz kamu adına görev yapıyorsunuz, Parlamento da iktidarıyla, muhalefetiyle kamu adına görev yapıyor, onun da sesini gündeme getirirsiniz. Özellikle hepimizin, herkesin üzerinde durduğu en temel konu da bu memleket düşmanlarına, polis katillerine, asker katillerine ümit ediyoruz bu son olur; bundan sonra bu tür şeylerle biz TRT'yi anmamış oluruz diyorum.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.