DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şu ana kadar yapılan açıklamalardan, ortaya konulan tartışmalardan çıkardığım sonuç şu: Az gitmişiz, uz gitmişiz, dere boyu düz gitmişiz; başladığımız yere geri dönmüşüz. Başladığımız ve döndüğümüz yer neresi? Başladığımız ve döndüğümüz yer, keyfîlik, şeffaf olmamak, hesap vermemek ve bunun sonucunda da yüzde 15'lere varan kamu mali borçlanma gereği, efendim, Merkez Bankasından yüzde 15 avansla kapatılan bütçe açıkları ve bütün bunların sonucunda batan 20 küsur banka, bunun sonucunda yeniden yapılandırma için üstlendiğimiz, millî gelirimizin yüzde 33'üne yaklaşan bir maliyet. Bunlara tepki olarak, bunlar bir daha olmasın diye bu kanun çıkarıldı, Kamu İhale Kanunu çıkarıldı dünya örneklerinden hareketle. Ülke proje çöplüğüne dönmüştü, adam kayırmacılık had safhaya varmıştı, yarım bırakılan bir sürü iş vardı, kimin ne yaptığı da belli değildi; buna tepki olarak bu yasa çıktı. Aslında bu yasayı bizim 5018 sayılı Kanun'la birlikte düşünmemiz lazım, o dönemde çıkan Borç Yönetimi Kanunu'yla birlikte düşünmemiz lazım ve o kanunun bize geçen dönemde ne tür faydalar sağladığını da dikkate almamız lazım. Ayağı yere basan planlarımız, ekonomi politikalarımız vardı; bütün bunlardan hiçbir ders çıkarmadık, bugün tekrar keyfîliğe, hesap vermekten uzaklığa, şeffaf olmamaya geri dönüyoruz ve bunun bedelini de biz nasıl 90'lı yılların sonucunda geldiğimiz 2001 kriziyle ödediysek tekrar ödeyeceğiz. Bu gidişat, gidişat değil. Lütfen, eski, rasyonel, akılcı, hesap verebilir, şeffaf aklın öngördüğü uygulamalara tekrar dönelim ve bunun için de altyapı var. Bu yasalara uymuyoruz, bu yasalara uymamakla da suç işliyoruz. Şu anda görüşmekte olduğumuz bu yasanın 5018'e göre bir değerlendirmesinin ve etki analizinin yapılması lazım. Bir maddede 70 milyar dolarlık borçlanma var, bunun yine Borç Yönetimi Yasası'na göre yapılması lazım, her şeyin yerli yerinde olması lazım ama maalesef yaptığımız hatalardan hiç ders çıkarmamışız, şu anda başladığımız yere geri döndük. Tamamen sizin bileceğiniz bir iş ama bu gidişat, gidişat değil.

Geçmişte ne yaptığımızın sonucunu gördük. Ne gördük? Kesintisiz 29 çeyrek büyüyen ekonomi gördük, gelir dağılımında düzelme gördük, onu gördük, bunu gördük vesaire gördük, dünyada para da boldu, ondan da istifade ettik ama en azından bir rasyonalite vardı, bir akılcılık vardı, bir hesap kitap vardı, bir şeffaflık, bir hesap verebilirlik vardı. Bütün bunların hepsi bugün bitmiş vaziyette. Dolayısıyla biz eskiye, hatta onun da gerisine döndük ve bu gidişat, gidişat değil. Lütfen herkes aklını başına alsın. Eğer ekonomi büyüyecekse, işsize iş, aşsıza aş bulacaksak kurala dayalı bir toplum olmamız lazım, kurala dayalı bir ekonomi yönetimimizin olması lazım, belirsizliklerin ortadan kalkması lazım. Elini taşın altına koyacak olan yatırımcının önümüzdeki üç yılda, beş yılda kuralların değişmeyeceğini bilmesi lazım. Artık günübirlik yaşıyoruz, günübirlik karar alıyoruz ve bu bizim mevcut günübirlik sorunumuzu bile çözmüyor, ileriye problem biriktiriyoruz. O nedenle lütfen bu tür davranışlardan vazgeçin ve akılcı, rasyonel, hesap verebilir, şeffaf bir yönetime tekrar gelelim. Ve dolayısıyla bu tür düzenlemeleri lütfen Meclisin, Komisyonun önüne getirmeyin. Akılcı, rasyonel bir kurala dayalı sisteme tekrar dönelim. Bunu söylüyorum. Eğer bu yapılmazsa bugünü kurtarırsınız ama üç gün sonra, üç ay sonra tekrar bize yeni bir şeyle geleceksiniz, kesin. Ben 24 Haziran seçimlerinden bu tarafa Trafik Kanunu'yla ilgili aynı maddenin değiştirilmesi için 3 kere Meclise geldiğini hatırlıyorum, böyle kanun yaptık biz bu Mecliste. Maalesef, yaptığınız iş, iş değil, doğru değil. Dolayısıyla, geçmişteki hatalarımıza, adam kayırmacılığa, şeffaf olmayan, hesap vermeyen bir sonucun ortaya çıkardığı probleme reaksiyon gösterdik ve doğru kararlar aldık. O doğru kararlarda lütfen ısrar edin.

Teşekkür ediyorum.