| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .11.2014 |
ORHAN ATALAY (Ardahan) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, Değerli Başkanım, kıymetli arkadaşlar; ben de 3 üniversiteyi birden açacağımızın heyecanı ve sevincini yaşıyorum.
Medeniyet tarihçileri, medeniyetleri, ileri çıktıkları hususiyetleri itibarıyla tasnif ettiklerinde İslam medeniyetinin en baskın karakterinin ilim olduğunu söylerler. Bu vesileyle, bizim hem tarihî, kültürel mirasımıza hem medeniyet tasavvurumuza uygun, yakışır bir faaliyet içerisindeyiz şu anda. Bu manada, bu üniversitelerin açılmasına ön ayak olan teklif sahiplerine, bu konuda gayret gösteren herkese teşekkür ediyorum.
İkinci olarak, esas itibarıyla, yine medeniyet perspektifinde baktığımızda, medreselerin, ilim yuvalarının daha ziyade vakıflarla sıkı irtibatta olduğunu ya da vakıfların ekseriyeti itibarıyla kendilerine görev alanı olarak ilmî alanı tercih ettiklerini görüyoruz. Bu vesileyle de vakıf üniversitelerinin esas itibarıyla yaygınlaşmasına ihtiyacımızın olduğunu... Bugün nasip olursa burada görüşeceğimiz üniversiteler içerisinde vakıfların bulunması da ayrıca anlamlıdır.
Üçüncü olarak CHP vekillerinin âdeta bu Komisyonu protesto ederek gitmelerini de kınıyorum. İki açıdan kınıyorum: Bir, yirmi beş yıllık tek başına iktidarları döneminde Osmanlıdan bize kalmış olan Darülfünunu kapatan bir partinin varisidir bunlar, üniversite kapatan bir parti ve yirmi beş yıllık dönemlerinde de 1 üniversite açmış olmakla tarihe geçmiş olan bir partinin varisleridirler. Urfa'da liseyi 1949'da açan, Türkiye'de üniversiteyi 1947'de açan bir partinin AK PARTİ'nin son on-on iki yıl içerisinde 100'ü aşkın üniversite açmış olma başarısını hazmedemediklerini düşünüyorum. Buradaki tepkinin esasında böyle bir hazımsızlıktan kaynaklandığı kanaatindeyim.
Bir başka konu: Bütün hukuk sistemlerinde beraatizimmetin esas olduğu söylenir. İddia ettikleri TÜRGEV vakfıyla ilgili gerek CHP gerek MHP hatiplerinin söylemiş oldukları şey sadece bir iddiadır ve müddei, iddia sahibi iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Aksine bir hüküm tesis edilmedikçe meşru yargı organları tarafından beraatizimmeti esas almak gerekiyor. Bu manada yaptıkları iş, esasında hukuk kurallarını, beynelmilel, evrensel hukuk kurallarını bir ihlaldir aynı zamanda çünkü vakıf aleyhine tesis edilmiş, kesinleşmiş bir hüküm yok, sadece bir iddiadır ve bu iddia henüz ispatlanmış durumda değildir. Böyle bir iddiayı bahane ederek bu kadar güzide bir faaliyeti, üniversite açma faaliyetini protesto etmelerini ben de protesto ediyorum ve kınıyorum.
Bir başka konu, bugün gerçekten heyecanlıyım, şu manada: Bu 3 üniversitenin 2'si isimleri itibarıyla tarihin çok derinliklerine uzanan, kadim bir anlamı ifade ettiklerinden dolayı sevinçliyim. İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi muhtemeldir ki 1883 Mayıs ayında Sorbonne Üniversitesinde Roma'nın vermiş olduğu "İslam ve Bilim" isimli konferansta İslam dünyasındaki siyasi ve sosyolojik negatiflikleri İslam diniyle ilişkilendiren oryantalist bakışa bir cevap niteliği taşıdığı için, böyle bir paradigmayı çürüttüğü için olsa gerek ki CHP'li vekillerin rahatsızlığının bu isimden kaynaklandığını düşünüyorum. İslam bilim ve teknoloji esas itibarıyla jakoben, pozitivist, laik paradigmaya bizim cenahımızdan, Türkiye açısından bir cevap niteliği taşıyacak ve oryantalizmin bu çürük iddiası ki "Evvel yoğ idi, iş bu rivayet yeni çıktı." sözünün sebebi de bu iddiaydı biliyorsunuz, böyle bir paradigmaya bir cevap taşıyor bu İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi.
İkinci olarak: İbn-i Haldun -biraz önce değerli milletvekili arkadaşımın da belirttiği gibi- gerçekten bizim kültür mirasımız, edebiyatımız açısından da övünebileceğimiz, iftihar edeceğimiz bir isimdir. Bu isimle bir üniversitenin açılmış olması son derece anlamlıdır. İbn-i Haldun'un sonu gelmeyen "Mukaddime" isimli kitabının değerini ehli olanlar bilir, takdir eder ve İbn-i Haldun'un o geniş perspektifinden bakıldığında problemlerin özellikle sosyolojik tahlillerinin daha sağlıklı yapılacağı malumunuz. Ben İbn-i Haldun isminin son derece isabetli bir isim olarak tercih edildiğini düşünüyorum. Bu vesileyle de ilgililere teşekkür ediyorum.
Son olarak bu üniversitelerimizin bundan sonraki ilim hayatımıza, medeniyet tasavvurumuza, toplumsal dokumuza ve insanlığın geleceğine hayırlı hizmetler sunacağından emin olduğumu belirtiyor, hepinize saygı ve sevgilerimi iletiyorum.