| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 29 .01.2015 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, sizin Şeker Kurumu ve onun yöneticisi Şeker Kurulunun yeniden bizim anlayacağımız şekilde ve buradaki tartışmalar çerçevesinde bir hazırlık yapması yönündeki görüşünüze katılıyorum ve ben de bunu talep ediyorum.
Şimdi, bunun dışında söylemek istediklerim var, gerçekten söylemezsem huzursuz olacağım. Şimdi, 2001 yılında işte şeker piyasası ve uluslararası şeylere de bağlı olarak bir düzenleme yapıldı. Bir yüksek kurul olarak bu Kurumun kurulu oluşturuldu. Öncelikle, yani bu Kurumu oluşturan temsilciler açısından, şimdi, hani üretici-köylü temsiliyeti var. Pankobirlik, pancar üreticileri adına. Sayın Başkanın da sendikal geçmişi de var anladığım kadarıyla, özgeçmişten, Şeker-İş Sendikasında yöneticiliği de var ama yani bir Cargill gibi bir firmanın temsilcisi olup da bu şeker fabrikalarında üreten, çalışan emekçilerin bir sendikal temsiliyeti olmayışı bu kurulda, bu aslında -nasıl ifade edeyim- çok can sıkıcı bir durum.
BAŞKAN - Eksiklik.
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Eksiklik, büyük bir eksiklik. Yani ben KİT Komisyonuna yeni üye oldum ama belki de yıllardır bu konu -Haydar Bey de diyor- yani bunlar zaten hep konuşuldu ama ben de vurgu yapmadan duramayacağım. Şimdi, Cargill'in geçmiş tarihlerde ilk şeyini hatırlıyorum yani Bursa'da, büyük şeyler oldu, büyük tartışmalar oldu, büyük çevre mücadelelerine konu oldu. Sayın temsilci de burada konuşurken bir, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası; ikinci, Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'na tabi olmak gibi şeylerden bahsediyor. Yani uluslararası tekellerin ülkemizdeki ham maddelere, tarım üretimine, doğal kaynaklara, ülkemizin zenginliklerine bu şekilde bir hançer gibi girmesi kanıma dokunuyor. Bilmiyorum sizin ne kadar şey yapıyor ama yani böyle bir taraftan üreticilerin köküne kıran giren, işte bu nişasta bazlı şeker, Cargill'le birlikte gündemimize girdi, benim bildiğim, hatırladığım kadarıyla ve öbür taraftan da siyasi irade, pancar üreticilerine ha bire kota koydu, ha bire kota koydu. Şeker fabrikaları özelleştiriliyor, bir dosya var önümde. Sabahleyin Mevsimlik Tarım İşçileri Araştırma Komisyonunda olduğum için şeker fabrikalarının incelemesine giremedim, orada da olmak isterdim ama işte Kars Şeker Fabrikasının dosyası önümde, blok satışlarla, benzeri şeyle bu üretim devi... Oradaki çalışanların sayısı ha bire azalıyor, belirsiz bir noktaya sokulmuş durumda. Yani bir taraftan uluslararası tekellerin girmesi, bir taraftan kotalar, bir taraftan özelleştirmeler, ondan sonra tarım ülkesi olmaktan da çıkıyoruz, ondan sonra dışa bağımlılıktan, ondan sonra işte ne güzel örnek hakikaten pancarı kaynatıyorsun pekmez oluyor, öteki hiçbir şey olmuyor, biyolojik kimyasal şeyler, genetiğiyle oynanmış gıdalar, hayatımız zehirleniyor, havamız, toprağımız zehirleniyor. Nasıl bir sağlıklı toplum olacağız? O nedenle şeker tabii stratejik bir ürün, stratejik bir alan ama hep söylendiği gibi 77 milyonun çıkarı burada nasıl gözetiliyor, temsil ediliyor? Yani çok dertliyiz herhâlde bu açıdan, hepimizin paylaştığı şeyler. Bunların ciddi anlamda, politika anlamında gözden geçirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
O nedenle yani Cargill şimdi bir şeyi de çok incelemediğimiz için de burada ne arıyor gibi bir şeyle de yaklaştık ama yasa gereği tabii, bir temsiliyet var ama orada olması gereken yani şu kurulda olması gereken başkalarıdır diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim. Yeniden bir incelemeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.