| Komisyon Adı | : | (10 / 38, 466, 494, 536, 978, 983, 984) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Ulukol'un, bilişim ortamında karşılaşılan bağımlılıklar, risk faktörleri, yasal düzenlemede Güney Kore örneği ve diğer öneriler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .07.2019 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım, sağ olun.
Değerli milletvekili arkadaşlarım ve kıymetli hocalarım, ben öncelikle çok teşekkür ediyorum sunumlarınız için.
Şimdi, bu çocuklarla ilgili aslında 2 grup var. Bir: Başarı öyküsü yazmış olan çocuklar. İki: Sorun olarak gördüğümüz, işte "teknoloji bağımlısı" olarak nitelendirdiğimiz, tedavi edilmesi gereken risk grubunda olan çocuklar.
Biz bu Araştırma Komisyonunu kurduktan sonra kendi teşkilatımızdan bir ilçe başkanımızın yakını benimle direkt temasa geçti, dedi ki: "Benim çocuğum teknoloji bağımlısı. Mümkünse eğer sizinle görüşmek istiyoruz, çocuğu da görüştürmek istiyoruz."
Şimdi, burada, ben tabii ki Başkanımın dediğine katılıyorum, hani burada çocukların gelip kendilerini anlatmaları... Başarı öyküsü olanlar anlatsınlar çünkü teknoloji, evet, bir yere kadar tamam, hep bunu konuşuyoruz, olması da gerekiyor ama bir yerden sonra, hani devamındaki o zarar kısmını inceliyoruz biz aslında. Bizim ilgilendiğimiz kısım en çok da o kısım değil mi Başkanım? O açıdan, hani o çocuklarla belki bire bir... Ben kendi şahsım adına söyleyeyim, eğer öyle bir karar alırsak aileyle bire bir görüşüp, çocukla bire bir kendi evlerinde, ailenin de izniyle birlikte, konuşup bunu özel bir bilgiyle Komisyon Başkanımıza arz etmek ve böyle bir bilgi paylaşımında bulunmak özellikle o risk grubunda olanlarla ilgili yapılacak çalışmalara katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Ben bunu önerebilirim.
Bir de her gelen, aslında her sunum yapan hocamıza benim sorduğum, hocalarımıza da sorduğum şuydu: Siz hem bir yandan teknolojiyi kullanma dersi veriyorsunuz hem de diğer yandan bunun sınırı neresi, işte burada durmamız gerekiyor, aile ve çocukların eğitimiyle ilgili işte psikolojik olarak yönlendirme, pedagojik olarak destekleme, ailenin yönlendirilmesi... Esas bence sınırın konulması gerektiği yer orada. Ondan sonra yaptırımlar giriyor devreye. İşte, İnternet ortamında çocukları bekleyen tehditler gibi, bunlarla ilgili yasal düzenlemeler ve bizim yapmamız gereken çalışmalar. Asıl en önemlisi o yani ben hep ona ısrar ediyorum, neresi o çizgi?
ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. BETÜL ULUKOL - O çizgi bizimle başlıyor, bizimle bitiyor aslında. Amerikan Pediatri Akademisinin bu konuyla ilgili yaptığı çalışmalardan sonra yazdığı bir makale var. Makale, çocukların 2 yaştan itibaren günde 2 saatten uzun süre ekrana maruz kalmamaları falan gibi, böyle hepimizin bildiği çok temel şeyleri söylüyor fakat beni çok etkileyen şey şu, diyor ki: "Siz ne yapıyorsunuz? Sen bir çocuk hekimi olarak ne kadar kullanıyorsun?" Eğer benim hasta muayene ederken yanımda cep telefonum varsa ve o muayene sırasında arada bir "bıt, bıt, bıt" bir şey yapıyorsam bu işin hiçbir anlamı yok. Ben o aileye ne dersem diyeyim...
ARZU ERDEM (İstanbul) - Hepimiz aslında bağımlıyız bu durumda.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. BETÜL ULUKOL - Tabii.
Diyor ki o pediatri akademisi: "İlk önce siz kendinize bakın." Biz kendimizi olması gerektiği noktaya çekemezsek... Yani sınır biziz.
BAŞKAN - Evet "Bal yeme." demiş değil mi?
ARZU ERDEM (İstanbul) - Hocam, şu görüşme işi olur mu sizce, hani bu ailelerle?
BAŞKAN - Tabii, tabii, bence de çok uygun.
ARZU ERDEM (İstanbul) - Buna bir karar verebilirsek, uygun görürseniz...
BAŞKAN - Bence de çok uygun bir yöntem olur yani tek tek bizlerin, Komisyon üyelerinin ve yine Komisyonca belirlenmiş -eğer kabul ederlerse- öğretmenlerimizin, hocalarımızın, seçilmiş bazı gruplarla ister küçük, fokus gruplar hâlinde ister tek tek, bire bir görüşmeler hâlinde ailelerle bu görüşmeleri yapmasında fayda var. O formatı, o biçimi oturtabiliriz yani çok iyi bir öneri.
ARZU ERDEM (İstanbul) - Onunla ilgili bir kural, bir çerçeve belirleyeceğiz değil mi o zaman?