| Komisyon Adı | : | (10 / 361, 405, 406, 407, 410) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Kartal tarafından, tıbbi ve aromatik bitkiler alanında neler yapılması gerektiği ve GMP'li ham madde üretiminde karşılaştıkları sorunlar ile çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .07.2019 |
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Hocam.
Doktor Arslan Kabukcuoğlu, Eskişehir Milletvekiliyim.
Şimdi, belli ki bu işlerle çok uğraşmışsınız, çok da canınız yanlış ama hoşgörünüze sığınarak bazı şeyler söylemek istiyorum. Şimdi, hep negatiften yaklaşırsanız bu, etrafta bir sıkıntı yaratıyor yani bir olumsuzluk ve işe karşı bir soğukluk yaratıyor. Çok görüşmüşsünüz, Bakanlık sizi terslemiş, ayrıca şu andaki Hükûmete ben sizden daha da muhalifimdir ama devletin gerçeği var, ülkenin gerçeği var. Yine hoşgörünüze sığınarak şunu söyleyeyim: Bir beş sene sonra falan sizi dinlesek eminim çok daha farklı şeyler söyleyeceksiniz, biraz daha böyle pozitiften yaklaşarak.
BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. MURAT KARTAL - Yani ben negatif yaklaştığımı düşünmüyorum. Negatif yaklaşsam bu kadar işi yapmazdım ya da...
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Söylemek istediğim şu: "Devlete şunu gidiyorum yapmıyor, bunu gidiyorum yapmıyor." falan deyince o yönüyle yaklaşmak istedim.
Şimdi, her ne kadar böyle "Mütevazı bir iş yapıyorum." diyorsunuz da bir firmaya 4 ton bir mal vermişsiniz. Demek ki pek de o kadar mütevazı bir iş yapmıyorsunuz.
Ayrıca şunu söyleyeceğim...
BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. MURAT KARTAL - Keşke onu bitkisel ilaç GMP'li şartlarda verdiğim bir ham madde olsaydı yani benim şeyim, şu anda onu gıda takviyesi ham maddesi olarak veriyorum. Amacım GMP'li olarak o ham maddeleri verebilmek.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Ama verdiğiniz mallar da böyle GMP standardında gibi geldi bana, değil mi?
BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. MURAT KARTAL - Tabi ki tabii ki.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Her ne kadar ruhsat alamadıysanız da olması gereken en iyi şekilde üretmiş gözüküyorsunuz.
Şimdi, Hocam, ben bir çiftçi ailesinden geliyorum ve çiftçilerin sıkıntısını da bilirim. Hani, çiftçilere "tembel" demek bana çok ağır geliyor. Bizim çiftçilerimiz tembel değildir ama şöyle bir şey var: Bir üretim planlama bozukluğu var. Bu işte 2 dönüm, 3 dönüm lavanta ekmiş, bu çok şey değil ama düşünün ki adam 50, 100 dönüm soğan ekiyor ve soğanını dökmek zorunda kalıyor yani çiftçilerin birtakım problemleri var. Bunlar tabii ki Tarım Bakanlığı çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığı çerçevesinde çözülmesi gereken şeyler. Yani çiftçilerin sorunları da büyük. Bunlar için iyi standartlar geliştirilse, örneğin işte organik üretim yapılacaksa denilse ki, buğday tarlasıysa -buğday tarlası ilaçlama yapılıyor ya- kardeşim sen bunu ekeceksen buğday tarlasından 2 kilometre uzağa ekmelisin, 3 kilometre uzağa ekmelisin gibi yollar göstermesi lazım. Bizim köylü organik olarak bunları yetiştirmeyi bilmez ama organik üretimin nasıl olacağı kendisine anlatılır ve bunun reçetesi verilirse birincisinde belki hata yapsa da ikincisinde bu artık aklında yer eder ve buna karşı daha temkinli olur diye düşünüyorum.
Şimdi, bu yalnız sizin için değil ama bu Komisyonda herkes oldu, bunu lütfen dertleşme gibi sayın. Şimdi bitkiler üretiyoruz bir şeye yaramaz, bitkiler üretiyoruz bir şeye yaramaz değil de yani bitkiler üretiyoruz belli bir kitle oluşturuyoruz bu da bir noktada yağa çevrilecektir. Tabii ki bunu 2-3 dönüm konu lavantaysa lavanta yetiştiren yapamaz ama bir birlik hâline geldiğinde, doğru o yönüyle belki çok teşvik edilmesi lazım. Benim gözlemlediğim de, şimdiye kadar sizin gibi otoritelerden duyduğum çıkardığım sonuç bu, birleştirilmesi lazım ve ondan sonra da başka ülkelerde görüyorum birlikler var falan diyorsunuz, bu kitle arttıkça, eken arttıkça örneğin Eskişehir'in bir köyünde 2 kişi üçer dönüm, dörder dönüm lavanta ekmişler bir yerden duymuşlar, görmüşler. Ama işte bu, o üretimi görecek, devlet bununla ilgilenecek. Derler ki: Çiftçinin beyni gözündedir, gördüğüne inanır. Bunlar geliştikçe de olacak ama bence de yine pozitif yaklaşmak lazım. Biz ne güzel dünya defne yaprağının yüzde 90'ını üretiyoruz. Şimdi bunu üretiyoruz ama bu bir noktadan sonra da mamul madde hâline getirilecek, defne yaprağı değil de defnenin ekstraktını ya da yağını ihraç edeceğiz, o yönüyle görmek belki biraz daha insanlara daha teşvik edici olacak moral, verici olacak. Bilinmeyen şeyler yapmak hakikaten zor. Bugün bana göre bir çiftçi ailesi ayda 2-3 bin lirayla geçiniyor. Adam 3-5 dönüm tarlasını eker ve oradan sonuç alamazsa bu, onun için o yıl için bayağı bir yıkım olur, o yönüyle de görmek lazım ve onların bu durumlarını da hissetmek lazım.
Gıda takviyesi 385 milyar dolarlık bir pazar dediniz değil mi?
BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. MURAT KARTAL - Evet global nutricial ve bitkisel ürünler, vitamin, mineraller de var tabii bunun içinde, yaklaşık 385 milyar dolarlık bir pazar. Bitkilerin bu alandaki oranı 120 milyar dolar falan civarında.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Kozmetik için 250 milyar dolar demişlerdi değil mi yanlış hatırlamıyorum? Hayır, ben hepsini toplayacağım. Bir de 125 milyar dolar da drog olarak denmişti, tıbbi bitkiler olarak, 125 milyar dolar dünya pazarı, bunları topladığınız zaman 600-700 milyar dolarlık bir pazar oluyor. Zaten siz de 2050 projeksiyonlarını siz mi yaptınız? Bir önceki konuşmacı mı?
BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. MURAT KARTAL - Evet evet.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Yani büyük bir şey doğuyor.
Dediğim gibi siz hakikaten çok uğraşmışsınız, çok emek vermişsiniz elinize sağlık, A'dan Z'ye işin her yönünü de biliyorsunuz. Ama lütfen insanlara biraz daha moral verin emimin sonuç daha iyi olacak.
BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. MURAT KARTAL - Vallahi benim verdiğim morali herhâlde kimse vermiyordur. Sonuçta eleştirmezsek ileriye gitmeyeceğimizi düşünüyorum. Yani şimdiden birtakım şeyleri görüp yapmamız lazım ki daha sonra bu sorunların önümüze gelmemesi için. Tabii ki benim gözlediğim şeyleri söylüyorum. Bazen gidiyorsunuz kahvede kâğıt oynuyor insanlar. Diyorsunuz ki: "Gel şu bitkiyi toplayacağım, bana yardım et, günlük 100-150 lira sana para vereyim." İnanın insanlar gelmiyor. Yani böyle şeylere çok tanık oluyoruz. Bu üzüyor. Yani bizim daha çok çalışmamız lazım. Burada tembellik derken herkesi tabii ki söylemek mümkün değil. Ama daha çok çalışmamız lazım, daha çok üretmemiz lazım. Bu teşvik sisteminin getirdiği bir de hantallık var yani bunu da görmemiz lazım.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Şimdi Hocam öyle de ama büyük ihtimalle şey oluyor. Yani dediğim gibi ben bir çiftçi ailesinden geliyorum ve çiftçilere karşı çok hassasım ve şu andaki durumlarını, ne yapıyorlar nasıl çalışıyorlar, onları da takip ederim. Çan eğrisini düşünürseniz sizin muhtemelen hep rastladığınız hep soldakiler, bunun yanında sağda olup da böyle binlerce dönüm tarlası olan, kapısında 20 kişi çalıştıran, 3-5 tane traktörü olan, gece gündüz uyumayan, çok çalışkan bir kesim de var.
Teşekkür ederim.