| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2019) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 11 .07.2019 |
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Ben söz hakkı önceliği tanıdığınız için teşekkür ederim
Şimdi, Sayın Başkan, ben önce şöyle söyleyeyim: Salı günü Sayın Fuat Oktay kalkınma planını sunarken iyi yönetişimden bahsetti. Biz de hatta Sayın Durmuş Yılmaz Bey'le biraz konuştuk ve kamuda iyi yönetişimin ne olduğu hususunda bilgilendik.
Yılbaşından bu tarafa istatistikleriniz yok yani yönetişim yok ki, iyisi nereden? Yıl 2019... Devletin en önemli kurumu... 150 milyar lira bütçe yükünüz var ve devamlı var ve bu bilgilerden toplum, akademik dünya, siyaset dünyası habersiz. Hiçbir şey ama hiçbir şey bunun gerekçesi olamaz. Yani bir şey söyleyip başka bir şey yapma konusunda cidden maharet sahibi olduk. Hiç yakışmıyor Türkiye'ye ya, bunu hepimiz için söylüyorum, hiç yakışmıyor ya. Bunun hiçbir teknik bir nedeni olamaz. Onun için bunu üniversitedeki arkadaşlar, bu konuyu çalışanlar özellikle de çok vurgulamamızı istediler.
Şimdi, bu, doğru, 1978'de çıkan bir hak, başlayan bir hak ama biz 2006 yılında ciddi bir reform yaptık ve 1 Ekim 2008'den itibaren yürürlüğe girecek 5510 sayılı Kanun çerçevesinde bir reform yaptık. Şimdi, bundan önce, hatta bu kanunla 1 dolar üzerinden gerçekleşiyormuş bu borçlanmalar, sonra bunu Türkiye'deki bütün Türk vatandaşlarına eşitlemek için yüzde 32'ye çıkarmışız yani yüzde 12'si sağlık primi, yüzde 20'si de ölüm, malullük ve benzeri prim. Şimdi, bir kere, burada yüzde 45'e çıkarıyoruz. Bu 13'ün karşılığı yok yani sigortada bir şeyin karşılığı olmalı. Bu 13 ne primi? "Dengeleme primi" diye bir prim olamaz yani ben teknik olarak yerine oturtalım diye söylüyorum. "Bunu neden alıyorsunuz benden?" "E, dengeleyelim." Yarın 55 alırsınız, 65... Bakın, tekrar ediyorum, bütün bunlar... Mesela siz şimdi diyorsunuz ya işte cari açıktı, falandı feşmekandı, bu dediğiniz rakamların Türkiye bütçesinde bir hükmü yok etkisine göre yani bunları toplasan toplasan 2030'daki etkisi 500 milyon dolar etmiyor. Bugün bizim sadece Suriye için ödediğimiz para 37 milyar dolar. Almanya'yı kaldırsanız Türk Millî Futbol Takımı'nı kuramıyoruz yani bir de buradaki vatandaşların pozitif etkilerini düşünelim. Şimdi biz bunlara diyeceğiz ki... Yapmayalım demiyorum ama bunlara birden, bütün hatlarıyla ikinci sınıf olduklarını hissettirmek çok doğru değil. Vardır maliyeti. Keşke bunu biz 5510 sayılı Kanun'u 2006'da görüşürken o çerçevede düşünseydik, çok daha iyi olurdu.
Şimdi önümüzde bir kanun var, torba kanun. Ne bu torba kanunun sebebi? Bu torba kanunda Hükûmet diyor ki: "Ciddi bir hazine nakit açığı var, dengesi bozuk. Bunun için, millî gelirin 1,8'i kadar bir tasarruf edilmesi lazım." Bu da yetmeyecek çünkü açık yüzde 4'e doğru yürüyor. Onun için bu torba kanunun temel ruhu hazine açığını giderecek politikalar üretmek, eylemlerde bulunmak. Bu da bunlardan bir tanesi. Bunu yapalım, evet, birtakım haklar verilmiş...
Şimdi, mesela burada bu niçin bir yara hâline geldi? Türk lirasının zayıflaması nedeniyle. Önceden 70 bin euro ödeyip bu hakkı alıyordu, şimdi 20-25 bin euro ödüyor. Ucuzlattık yani ekonomideki gelişmeler, dövizdeki gelişmeler ucuzlattı. 70 bin euro olsaydı Almanya'daki vatandaşlardan 500 bin kişi başvururdu, şimdi 1 milyon kişi başvurur; misal olarak söylüyorum. Yani biz esasında bunu kendi içerisinde tartışırken görmeli, bu öngörülerde bulunmalıydık ama bulunmadık. Bugün başka bir problem varsa öncelikle bunu, bu yüzde 45'i lütfen kaldıralım, bu farkı kaldıralım. Ha, şuna taraftarım, 9 bin güne çıksın yani bunu hakikaten çok kolay olmaktan biraz uzaklaştıralım. Evet, hepsi SGK olmasın, BAĞ-KUR olsun ve benzeri olsun, 9 bin güne çıksın yani buradaki kullanım hakkının ekonomik nedenlerle çok da aşırı kullanılarak bir zafiyete uğratılmasını engelleyelim ama bunu farklı yöntemlerle yapalım. Mesela, tekrar ediyorum, 9 bin güne kademeli olarak çıkarılmasını sağlayalım, buna tamam ama dersek biz arkadaş... Bu ikinci emeklilik de olsa biz bunu 2006'da bunlara söz vermişiz 2008'de, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak söz vermişiz. Siz Türkiye'deki vatandaşlar gibi yüzde 32 prim ödeyeceksiniz demişiz. Şimdi diyoruz ki: Yok, yüzde 45 ödeyeceksin. Neden? Çünkü Almanya'dasın. Doğru değil ve Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle davranmamalı, vatandaşlarına bu hissi vermemeli.
Ayrıca, bir de 2012'de mesela büyük bir çalıştay yapmış Sosyal Güvenlik Kurumu. Akademik dünya da dâhil bunları söylemişler: "Arkadaşlar, bakın, böyle tehlikeli bir durum var. Bu, Sosyal Güvenlik Kurumunu..." Ankara'da yapmışsınız bunu, öneriler getirilmiş "Bununla ilgili tedbirler alın." denilmiş. Kendi içinizde bunu yapmamışsınız. Şimdi, bizim Anadolu tabiriyle yumurta gelmiş ve folluk arıyoruz biz. Ha, bunu yaparken de düzgün bir folluğa gidelim ki 5 yumurtadan 2'sini, 3'ünü kırmayalım, kaş yapalım derken göz çıkarmayalım.
Teşekkür ederim.