KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hâkime Hanım'a da teşekkür ediyorum, gerçekten çok değerli bir sunum yaptı.

Şimdi, ben sondan başlamak istiyorum. Kanunla ilgili sıkıntılardan bahsederken... Biz alt komisyonda kanunun hazırlanması sırasında görev aldık. Tabii, burada, ifrat ve tefride dikkat etmek gerekiyor ne yaparsak yapalım. Bazen kantarın topuzu kaçıyor. İlk yapılması gereken ve tedbir mahiyetinde bir kanun olduğu için ve temyiz yolu da bulunmadığı için ve tedbir de -adı üstünde- koruma tedbiri niteliğinde olduğu için özellikle, o hususta çok fazla şeye önem gösterilmedi yani önceliklerimiz farklıydı. Dolayısıyla, o öncelikler içerisinde koruma önceliğini öncelediğimiz için, onu ilk plana koyduğumuz için bu şekilde bir çalışma yaptık. Tabii, buradaki aksaklıkları tekrar dikkate alıp yasalardaki değişikliği yapmayla ilgili kesinlikle ciddi bir çalışma yapmak lazım ama benim merak ettiğim şey şu, işin esasında: Siz uygulamadasınız ve biraz önce de söylediniz, konuya da oldukça hâkimsiniz yani sosyal olarak gerek şiddete karşı bu 6284 sayılı Kanun gerekse Medeni Kanun'daki düzenlemelerle ilgili ve uygulanan usulle ilgili bir öngörünüz var mı? Yani, kanunun uygulanmasında teknik arızalardan, sıkıntılardan ziyade; işte temyiz yolu, itiraz yolu, zorlama hapsinin süresi, zamanaşımına tabi olup olmaması, infazın ne zaman başlayacağından ziyade yani bütün bu birikiminizle, uygulamada gördüğünüz aksaklıklarla beraber sosyal olarak Türk toplumunun modeline uygun "Bu şu şekilde uygulandığında daha ciddi sonuç alabiliriz ve şiddeti önlemede mesafe katedebiliriz." diyebilir misiniz? Yani, bir hâkim olarak gördüklerinizden nasıl bir model çıkarılabilir, bunu merak ediyorum.

Onun dışında, bu kanunun uygulanması, Medeni Kanun'un uygulanmasıyla 6284'ün uygulanması aslında iç içe gibi görünüyor ama anladığım kadarıyla -biraz önce bir sayın vekilimiz de söyledi- aile içi şiddet mahkemeleri... Yani, aslında ihtisas mahkemelerini ne kadar artırırsanız iyi gibi görünür fakat usulü değiştirmediğiniz sürece sonuç hep aynı olur. Yani, ne kadar ihtisas mahkemesi kurarsanız kurun, sonuçta çıkan kararlar aynı olur. Bu noktadan baktığımızda, uygulamada burada birbiriyle yarışan ya da sıkıntı meydana getiren bir husus var mı? Yani, boşanma davası devam ederken verilen koruma kararları ile şiddet nedeniyle müracaat edildiğinde verilen koruma kararları arasında birbiriyle tezat oluşturan bir durum var mı? Ve koruma tedbiri verildiğinde yani 6284'e göre karar verildiğinde, daha sonra açılan davaları takip etme imkânı oluyor mu? Yani, tedbirle mi kalıyor, tedbirle mesele çözülüyor mu, sonuç alınıyor mu, yoksa bu Medeni Kanun'daki genel hükümlere göre aile mahkemesini ilgilendiren bir dava hâline dönüşüyor mu? Bunun oranı nedir, sebepleri neler? Yani, çünkü, biz şiddeti ve şiddetin önlenmesini nasıl yapabileceğimizi ve yargı tarafında bunun nasıl görüldüğünü araştırıyoruz şu anda ve bu hususta bunun devamı nasıl sonuçlanıyor.

Tedbirlerle ilgili olan kısmı söylediniz, taleple bağlısınız ama 6284 sayılı Kanun'da verilen tedbir kararlarının infazını savcılıklara ve ŞÖNİM'e bildirme gibi bir yükümlülük de mahkemelere verilmişti bildiğim kadarıyla. Onun uygulamasını, geriye dönüşlerini alabiliyor musunuz ve bunun uygulamada size etkisi ne? Biraz önce konuşurken Ankara'daki sistemimizin, gerek Emniyet gerek aile mahkemesi gerekse savcılık olarak çok ciddi bir yapı oluştuğunu ve başarılı olduğunu söylediniz. Mesela, Aile İçi Şiddet İnfaz Kurumu olduğunu söylediniz. Bunun Türkiye'ye genellenebilecek bir model hâline dönüştürülmesiyle ilgili... Çünkü, bu önemli yani meseleyi birebir ihtisaslaştırıp en azından bu konuda, infaz noktasında... Çünkü, taleple bağlı konularda, zaten mağdur olan, şiddete maruz kalan, takip etmekte de aciz durumda kalıyor ister istemez. Yani, devletin burada daha mı aktif rol alması gerekiyor? Bununla ilgili ne yapılabilir, bunu merak ediyorum ya da bununla ilgili bir model geliştirilebilir mi?

Yani, aslında mesele tamamen sosyoloji ve eğitimle ilgili. Biraz önce çok güzel bir şey izledik. Bu tür şeylerin artırılması lazım ve farkındalığın da meydana getirilmesi lazım. İşte, biraz önce değerli vekilim konuşurken medyadan bahsetti. Aslında reklamın iyisi kötüsü olmuyor. Komisyonumuzun öyle ya da böyle, bu şekilde gündeme gelmesi ve şiddet hususunda tartışma meydana getirmesi dahi toplumda bir farkındalık meydana getiriyor. Bu hususta da ben çok şikâyetçi değilim. Şahsen benimle ilgili herhangi bir hadise yok ama Komisyonumuzun...

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Şimdi çıkar.

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Çıkmaz, çıkmasını istemem. Konuşurken çok dikkat ediyorum zaten. Ben yirmi seneye yakın avukatlık yaptığım için.... Yani, hukukçular biraz korkak olur -Hâkime Hanım da beni çok iyi anlayacaktır- suya sabuna dokunmadan hareket etmeye çalışırlar. Çünkü, bilirler neyin ne olacağın aşağı yukarı, başlarına ne geleceğini ama bu farkındalık güzel bir şey, bunu bu şekilde bile gündeme getirmek güzel bir şey. Yani, bu merak ettiğim hususlarda ne yapılabileceğini de Hâkime Hanım'dan duymak istiyorum.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.