KOMİSYON KONUŞMASI

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Çok teşekkür ederim Sayın Serttaş, bayağı aydınlatıcı bilgiler verdiniz.

Şimdi, biz gıda takviyesini Avrupa Birliğinin normlarına uygun ya da onların kabul ettiklerini kabul etmiyoruz.

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Sağlık beyanlarını efendim.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sağlık beyanlarını kabul etmiyoruz. Peki, biz bunları nasıl oluşturuyoruz?

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Bizde izin verilmiyor efendim. Sağlık beyanı etiketimizi hiç...

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Biz gıda takviyesini neye göre oluşturuyoruz?

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Ürün onaylarını mı efendim?

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Evet, ürün onayı.

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Burada sistem iki türlü işliyor efendim.

Bir: Bakanlık ürününüzün içindeki bileşenlerin uygun olup olmadığına izin veriyor; o Avrupa Birliğiyle uyumlu. Siz diyorsunuz ki "Benim ürünümün içinde, işte, vitamin C var, A var." Onların limitleri var efendim, bileşen listemizle gidiyoruz, Tarım Bakanlığı o limitleri kontrol ediyor ve sonra diyor ki: "Evet, sizin bileşenleriniz ve ürününüz uygun, uygun standartta da üretmişsiniz." diyor, ürün onayı veriyor.

Bir de etiket onayı var efendim, ürüne koyduğumuz etiketin onayı. Etiket onayında biz Avrupa Birliğiyle uyumlu değiliz efendim. Etiket onayında biz ürünün ne olduğunu yazamıyoruz. Yani örneğin vitamin C ise bu vitamin C aynı ürünü biz Avrupa Birliğinde satıyorsak üzerine "Vitamin C sizin bağışıklık sisteminizi destekler." yazıyoruz. Türkiye'de bunu yazamıyoruz efendim.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Yani Avrupa Birliğinde biz diyelim işte, c vitamininden zengin bir destek, gıda takviyesi diyerek alıyoruz ama biz onun etiketine Avrupa Birliğinin yazdığı gibi yazamıyoruz.

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Yazamıyoruz efendim.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Engel nedir?

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Engel efendim, Sağlık Bakanlığına geçmişti yetki, bir sağlıkta şiddet yasası vardı efendim, aralık ayıydı zannediyorum, o yasa geçerken sağlık beyanlarını düzenleme yetkisi Tarım Bakanlığından alındı ve Sağlık Bakanlığına verildi. Sağlık Bakanlığı henüz bununla ilgili bir mevzuat düzenlemesi yapmadı, zannediyorum çalışıyorlar.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Elinizde şöyle bir istatistik var mı: Bu gıda takviyesi alan ve almayan toplumların yaşamları karşılaştırıldığı zaman yaşam süresi olarak, yaşam kalitesi olarak bir farklılık var mı? Böyle bir istatistik var mı?

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Böyle bir istatistik yok efendim. Çünkü gıda takviyeleri bir gıda ve besin ürünü olarak görüldüğü için bunlarla ilgili bir klinik çalışma yapılmıyor. Klinik çalışmalar biliyorsunuz hastalar üzerinde yapılıyor. Sağlıklı insanların gıda takviyesi aldığını varsayıyoruz ya da öyle olsun istiyoruz. Dolayısıyla, sağlıklı insanlar üzerinde yapılmış böyle bir çalışma yok. Belki tek gösterge şu olabilir: Genelde refah toplumlarının gıda takviyesi tüketim alışkanlıklarına baktığımızda daha yüksek olduğunu görüyoruz. Yani Avrupa Birliğinde de Norveç, Danimarka'ya baktığımız zaman, Avrupa Birliği genelinden oldukça yüksek bir gıda takviyesi kullanımı var.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Yani siz gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeleri karşılaştırırsanız ortada pek çok parametre var da, mesela şöyle bir şey: Amerika'da bir ilçede herkes çok tuz kullanırmış ve yıllar içerisinde yapılan araştırmada, özellikle o ilçede ya da o kasabadaki bu sonuç değerlendirilince oradaki insanların hepsinde tansiyonun yükseldiği bulunmuş. Bu insanlar için dikkat çekici bir şey olmuş ve buna yönelmişler, bununla ilgili araştırmalar yapmışlar. Buna benzer bir şey var mı, bilemiyorum, tabii, biraz da karışık bir iş.

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Bununla ilgili şöyle bir çalışma var, keşke getirseydim: Örneğin D vitamini kullanımı, C vitamini kullanımı, hangi ülkelerde alınmış, kan testi yapmışlar efendim. Almanya, İngiltere, İtalya, 4-5 tane ülke var efendim, Danimarka da var ve bunların önce kanlarını almışlar efendim, kan testi yapmışlar ve vitamin-mineral oranlarına bakmışlar. Daha sonra da bu insanlara düzenli olarak -yaklaşık beş-altı yıllık bir çalışma bu- beş-altı yıllık süre içerisinde bu insanlara gıda takviyesi kullandırmışlar. Kanlarındaki vitamin-mineral değerlerinin, alanlar ile almayanları kıyasladıkları zaman alanlarda ciddi artış olduğunu görmüşler. Yani vitamin gereksinimi miktarı var, o gereksinim miktarlarını örneğin çok güneş gören ülkelerde dahi beklediğimizin aksine vitamin D düzeyinin kanlarda düşük olduğunu gösteren, sonra bunun takviyeyle tekrar yerine gelebildiğini uzun vade çalışmalarla gösteren şeyler var. Ben ilgilenirseniz e-mail de atabilirim.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Tabii, o olmuştur da, önemli olan işte, burada sağlıklı yaşama ve uzun süre yaşama. Hani, illaki tansiyonun 12/8 olması gerekmez, birinin tansiyonu 9'dur, o da öyle gider, daha çok da yaşayabilir. Ama bunlar arasında böyle global bir değerlendirme olabilseydi daha anlamlı olabilir, daha fikir verici olabilir.

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ SEMA TORAMAN - Yine Avrupa Birliğinde çalışmalar var. Beş yıl boyunca yapılmış bir çalışma ve ileriki yaş grubu üzerinde düzenli kalsiyum ve D vitamini desteği alan bir grup üzerinde yapılan bir çalışma. Düzenli kullanım sonunda, ileriki yaşta, yani kemik erimesinin ve ona bağlı hastalıkların yaşandığı dönemlerde devletin bu yaşlı hastalara veya toplumdaki bu kişilerin devlete hastalık maliyeti, sağlık maliyetinin azalmasıyla ilgili çalışmalar da var. Avrupa Birliğinde birçok benzer çalışma var, o dataları biz dernek üzerinden sizlere sunabiliriz.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Onları ben de biliyorum. 35 yaşından sonra özellikle hanımlarda osteoporoz çok artar. Mutlaka o zaman hem D vitamini hem de kalsiyum vermek lazım ama benim söylediğim daha çok öyle global anlamda. Örneğin, ne bileyim ben, çok sosyal yapısı birbirine yakın olmalı, parametreleri birbirine yakın olmalı. Mesela böyle iki ilçe falan değerlendirilebilmiş, iki kasaba değerlendirilebilmiş mi? Bu biraz ütopik bir beklenti ama... Buradan bir sonuca varılıyor mu diye merak etmiştim.

Teşekkür ederim.

GIDA TAKVİYESİ VE BESLENME DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAMET SERTTAŞ - Ben sözlerinizi anladım efendim ama sizin söylediğiniz çapta bir çalışma benim bildiğim kadarıyla yok.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim.