ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Ben Sayın Hocama çok teşekkür ederim verdiği bu kıymetli bilgilerden dolayı.

Şimdi, aşağı yukarı bu Komisyon toplantıya başladıktan bu tarafa -ben tıp doktoruyum- en büyük problem "Bu bitki şu hastalığa iyi gelir." hükmü. Ama dersiniz ki işte "Cesaret vermiştir." "Yaraları iyileştirdiği düşünülmüştür, bu amaçla uygulanmıştır." diyebilirsiniz ama "İşte kısır hanımlara bu verilirse kısırlığa iyi gelmektedir." ya da "Metallerle olan yaralanmalarda yaralanmayı düzeltmektedir." falan böyle demek bence büyük araştırmalar gerektirir, testler gerektirir. Ben bu bitkilerin böyle faydası olmadığını söylemek istemiyorum ama bunların ortaya bir hüküm olarak konabilmesi için bence büyük araştırmalar gerekir.

Tabii, bunlar endemik şeyler, dünyanın kıymetli şeyleri ve biz ülke olarak zengin olduğumuzu bu Komisyon vasıtasıyla öğrendik. Örneğin, işte orada bir tabiat parkı kurularak -400 kilometrekare, 100 kilometrekare, 500 kilometrekare büyüklüğü nedir bilmiyorum ama- işte bu bitkilerin orada devlet tarafından muhafaza edilmesi... Yine sizin zikrettiğiniz gibi işte oralara bunlar için kültür turizmi düzenlenebilir, insanlar değişik dönemlerde gelebilir. Yani öncelikle bir defa şu elimizdeki değerleri koruyalım, kaybolmasın. 200 kadar türün kaybolma riski var dediniz değil mi?

PROF. DR. HAYDAR ÖZTAŞ - Evet, doğrudur efendim.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Onlara bir defa sahip olalım ve bunların yanında da bu bitkileri öne çıkarırken işte bu bitkiler şöyle şöyle kıymetli falan demekten öteye bu bitkiler dünyanın ender bitkileridir, şimdilik bunları elimizde tutalım ama bunlarla ilgili eğer bir fayda olacaksa biz zaman içerisinde bu faydaları değerlendiririz, insanların menfaatine sunarız demek herhâlde daha uygun olur.

Teşekkür ederim.