KOMİSYON KONUŞMASI

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Özselanik'e çok teşekkür ederim, azmi tabii ki her türlü takdirin üzerinde, çok etkileyici çalışmaları ortaya koydukları kesin tabii.

Şimdi, Türk sağlık sisteminde doğrusu ben de bitkisel ilaçları tam konumlandıramıyorum. Mesela önümde sizin broşürünüz duruyor, "maxerin": "Aç, susuz, uykusuz veya stresliyken her türlü baş ağrısını geçirir." diyorsunuz. Şimdi, bunun dozu nedir, toksik sınırı nedir, ondan sonra bir hasta geldiği zaman benim çok iyi bildiğim parasetamol mu vermeliyim, aspirin mi vermeliyim ya da işte nonsteroid antienflamatuar mı vermeyelim? Bunlarla ilgili dozlar belli, toksitesi belli, ilaç etkileşimi belli. Ondan sonra bir diğeri "bitrin", biz normalde bit için uzun süre klorinasyon kullandık ama klorelin toksik etkisi belliydi, ne kadar süreyle kullanacağınız belliydi. Hadi neyse bu bit için bir türlü "bitrin"i kullandınız geçmedi, başka bir şeye geçersiniz de vatandaş geldi, başı ağrıyor ya da benim başım ağrıyor, ben bu "maxerin"i kullanır mıyım? Hani burada hocalarımız olsalardı, bunların toksik sınırları...

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Gene aynı şeyler ama ben kendimi bu konuda klinik olarak da medikal olarak da savunabilirim, hiç sorun yok, eğer sorun buysa.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Yok, tabii ki savunursunuz da yani siz burada biraz tarafsınız, ben öyle düşünmüyorum.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Hayır, şöyle savunacağım, mesela "maxerin", eczacılık sektöründe Altın Havan ödülüne layık görülmüş bir üründür.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Tamam, bunu şöyle yapalım...

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Sebebini de söyleyeceğim, bir kullanım dozu bellidir, her kullanımda, her bastığınızda bir tane doz verir, kullanabileceğiniz doz birdir yani...

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - İkinci dozu yirmi dört saat sonra mı veriyor?

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Hayır, günde kaç kere kullanacağınız da bellidir çünkü bunun yapılmıştır klinik çalışmaları. "Maxerin"in yaklaşık olarak 60 tane klinik çalışması var, bitmiş ürün formülü üzerinde ve uluslararası pazarlarda ve FDA'de kabul görmüştür bu klinik çalışma.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - FDA'de kabul gördüyse çok diyecek bir şey yok da şimdi bizim şartlandığımız ve öğrendiğimiz gerçek araştırma şu, çift kör prospektif randomize çalışma.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Aynen.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Bunların ortaya konan bir sonuçları var mı?

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Var tabii ki olmaz mı...

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Mesela şu "maxerin"...

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Ben Ena Farma olarak şunu söylemek istiyorum.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Bir dakika, şu "maxerin"le ilgili böyle bir çalışmanız var mı, kaç kişi üzerinde denenmiş?

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Var. 9 tane "Gobbel" diye bir hocanın çalışması var Almanya menşeli üniversitelerde. Toplamı 3 bin kişinin üzerinde yapılmış çalışma, gerilim tipi baş ağrısında baş ağrılarının yüzde 72'si olarak tanımlıyor ve parasetamolle karşılaştırmalı çalışma yapmış, çalışmaların yüzde 96'sında yani eğer gerilim tipini tanımlayamamış kişiler, baş ağrısını tanımlayamamış kişileri çıkardığında geriye yüzde 96'sı kalmış. Yirmi dakikada baş ağrısını kesiyor gerilim tipinde ama -migren demiyoruz biz ya da başka bir şey demiyoruz- parasetamol altmış dakikada tam baş ağrısını kesiyor, böyle çalışmaları var.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Peki, şimdi mesela Sağlık Bakanlığı kendi ilaç listesine aldı mı yani?

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Hayır, bitkisel ilaçlarda geri ödeme yok, o zaten bizim başka bir mücadelemiz.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Yapılmıyor.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Alsa muhteşem olacak.

Bugün hamilelerde Almanya'da "maxerin"in başka bir şeyi var, çok yakın benzer bir formülü var ve onlar geri ödemedeler. Kimler için? Sadece hamileler için, hamilelere parasetamol vermiyorlar, ağrı kesici vermiyorlar, hiçbir kas gevşetici de vermiyorlar, bunun yerine...

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Bir dakika, Almanlar parasetamol vermeyebilir ama dünyada gebeliklerde parasetamol kullanılır.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Hayır, ben o açıdan söylemiyorum, bitkisel ilaçların kullanımı Almanya'da çok yüksek ve bunu tıp fakültelerinde ilk yıllardan itibaren okuttukları ve buna çok özenle eğildikleri için başka bir yerde Almanya. 2005 yılına kadar Almanya bütün bitkisel ilaçları geri ödemede tutarak bugün 2 bin firmaya yaklaşık olarak da 7 bin tane bitkisel ilaca sahiptir yani tüm dünyada satılan. Mesela "prospan" Almanya'nın 2015'e kadar geri ödediği bir üründür, "prospan" bugün bizim ülkemizde yaklaşık 1,5 milyon kutu ürün satıyor bir yılda, hiçbir geri ödemesi yok. En çok tercih edenler de pediatristler ile kadın doğumculardır reçetelemede.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Bu bizim 3'üçüncü oturumumuz değil mi Başkanım? Bundan önceki oturumlarda bunları çok tartıştık biz yani yine oraya geldik.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Şöyle, işte bir gerçek var, ben ekonometristim aslında, beni iktisatta bazı terimlerin değiştiğine inandırmak mümkün değil, benim için onlar o terimlerdir ve o çalışmalardır, ben onlarla mezun oldum ama şimdi bakıyorum birçok evrim oldu, ekonomide bile birçok şey değişti ve ben anlamakta zorlanıyorum. Tıpta da böyle, eczacılıkta da böyle, ziraatçı başka bir şeyi anlamıyor bitkiyle ilgili...

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Şimdi, bir dakika, mesele uzadı, ben yıllardır orada değilim, ben şunu söylemek istiyorum. Hani bunlarla ilgili şu şu deliller var, hastalar üzerinde prospektif randomize çalışmaları yapıldı, sonuçları budur, toksik dozu şudur, mutat dozu budur.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Evet, tabii ki olmadan olabilir mi, öyle bir şey için iddia etmiyoruz, o yüzden diyorum ki ayırmamız gerekiyor. bitkisel ilaç dediğimizde hocamın söylediği içindeki bileşiklerin ne olduğunu, ekstrede standart hâlde her dozda, her kaşıkta, her tablette bulmak zorundasınız çünkü onun kan konsantrasyonunu sağlamak zorundasınız.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Peki, bunları Sağlık Bakanlığının listelerine niye girdiremiyorsunuz ya da Eczacılık Genel Müdürlüğünün yani böyle normal reçete edilsin?

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Şimdi, bu başka bir konu, eğer oradan cevap vermemi isterseniz Tarım Bakanlığı o kadar kolay ruhsat veriyor ki ben Sağlık Bakanlığında her seferinde kendimi gidiyorum anlatıyorum, dosyamı da anlatıyorum ama oradaki karşılaştığım üretim şartlarıyla ilgili ilacın o keskin bahsettiğimiz devletin ödediği ilacın aşamasına geldiğimizde diyorum ki: Bir dakika oradaki maliyet 400 bin lira. Ben burada 100 bin lirayla aynı standardı yakalayabiliyorum, daha az daha düşük maliyetlerle yapabiliyorum. Üretim yerleri de buna izin vermiyor çünkü bir üretim yerine gidiyorsunuz, ilaç üreten yerine, 1 milyon kutunun altında ürün üretmiyor, üretirse size kutu başı 5 lira diyor. Bugün 5 lira sadece üretim maliyeti olan bir ürünü kaç paraya satmam gerekiyor? O yüzden Tarım Bakanlığından bekliyoruz.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Şimdi, ben onu bilmem de tabii ki bu sağlık işi deyince biz çok defa paraya bakmayız ve güvenilirliğe bakarız, tıbbi kabul görmüşe bakarız, bilimsel kabul görmüşe bakarız. Fiyat da tabii ki önemli yani bir ilaç ucuzu oluyorsa ucuzu verirsiniz, zaten Sağlık Bakanlığının politikası da bu, ucuz ilacı vermekten yana. Ama dediğim gibi güvenilir olsun, bilimsel çalışmalarda kendini ispat etmiş olsun, bu ortaya çıksın, belli olsun.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Beni hocam tanıyor, Başkanım da tanıyor, klinik çalışması olmayan hiçbir bitkinin ilaç olarak ne tarımdan ne sağlıktan sunulmasının taraftarı değilim. Bugüne kadarki orada sunduğum bütün ürünlerimde ciddi sağlam klinik çalışmaları var, "bitrin"in Türkiye'de yapılmış klinik çalışması var ve dünyada yaklaşık 70 tane ülkede benzer formülde ürün satılıyor, tüm dünya buna geçti, artık permetrin grubu ürünler yok yani bizim Türkiye'mizde var, İngiltere'de yasak menenjite yol açtığı için. Başka ne var? , "Cold mix"...

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Vallahi şimdi siz böyle deyince "Yani bizde serbest ama İngiltere'de yasak, işte menenjite yol açmış." deyince zaten tüm akan sular duruyor artık.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Yok hayır, şeyi söylüyorum ben, permetrin grubu bunu yapmış, diğer grup emilmiyor bile, emilmiyor hatta onu Sağlık Bakanlığındandır "bitrin", Sağlık Bakanlığında tıbbi cihaz sınıfında tutuyorlar vücuda absorbe olmadığı için. Mesela "cold mix"in Sağlık Bakanlığında dosyası var.

Bir ürünü satmak için aktarla rekabet etmediğimde dönüyorum bir tek şey çıkıyor önüme, doktorla konuşabilmek, doktorun istediği kalitede olabilmek. O kaliteye çıkabilmek için de ben çıkıyorum, hiç problem yok, fiyatım yüksek, yapacak bir şey yok, herkese hitap edemiyorum, aktarla mücadele edemiyorum ama ben üst gelir seviyesine hitap ediyorum. Doktorla da anlaşıyorum diyorum ki: Ya bana reklam izni ver ya beni geri öde. Beni korumalı alanda tutmazsan ben bu tarafta bu bitkiyi ürettiğimde kaliteli yapar evet, ihracat yaparım ama ürüne çeviremem.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Vallahi şimdi şöyle yani prospektif randomize çalışmalar bile yeterli olmuyor, sayın hocalar bilir, ben kadın doğumcuyum. Östrojen menopozda kullanılıyor ve bir zaman deniliyordu "Kalp hastalığına da iyidir, kemik hastalığına da iyidir, şudur budur." ve hatta bunu yapan firma "premarin"in firmasının ismi neydi, o firma çok daha fazla satılsın diye büyük bir randomize çalışmaya girdi, 17 bin kişilik bir randomize çalışmaya WHI çalışması ve onun sonucunda görüldü ki işte östrojen sanıldığı kadar menopoza iyi gelmiyor hatta steroidleri artırıyor, miyokart enfarktüsü artırıyor ve bundan sonra artık herkes geri adım attı ve artık onunla ilgili son söz söylendi. Şimdi, her şey bu kadar tereddütlüyken bu kadar riskliyken ondan sonra gel de işte "maxerin"i baş ağrısı için sen kullan deyince insan burada bayağı bir duraksıyor.

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Hocamın demin başı ağrıyordu, "maxerin" değil, onun kendisinin de cebinde var naneli şeyi, o koklama yapıyor yani...

PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA - Ben migren hastasıyım, 1993'te en son ağrı kesiciyi aldım.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Hocam zaten ilaçları...

PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA - Çantamı açayım ve siz de hekimsiniz ve beni dinleyenler hep öneriyorlar ve nane yağı aura sırasında auranın şey olduğunda iki defa araba kullanıyordum, trafik ışığında durdum hemen çantamdan çıkardım, kokladım ve bitti yani bu kadar etkilidir. Ne yapıyor? Etki mekanizması belli, sinir uçlarının hassasiyetini azaltıyor.

Şimdi, östrojenle ilgili şey yaptığınız, Ömer Küçük var bilir misiniz Amerika'da Emory Hospital'de?

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Bilmiyorum.

PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA - Ömer Küçük kendisi onkologdur, kanser tedavisinde östrojen kullanıyor yani soya kullanıyor, izoflavonları kullanıyor.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Fitoöstrojenin, tamam menopozda yeri vardır onların, evet.

PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA - Benim eşim kullandı ve iyi geldi. Şimdi, şöyle, herkese iyi gelmiyor. Neden? Yapılan çalışmada Batı toplumlarında izoflavonu yani fitoöstrojeni ekole dönüştürecek mikroorganizma sadece 4 kişiden birinde var bağırsaklarında. Ekole dönüşmezse etkili olmuyor, hâlbuki Doğu toplumlarında her 3 kişiden ikisinde o dönüştürücü mikroorganizma var. Dolayısıyla ve son derece etkili ama herkese etkili değil. Önemli olan bir soru sizin de bildiğiniz gibi doz yani bir firma bunu yaptığında dozu iyi ayarlamadıysa sürekli olarak mesela meyan tansiyonu yükseltir ama meyan her derde devadır, kimi formüllerin hepsinde var çünkü Batı fitoterapisinde orkestra şefi olarak kabul ediliyor. Ne demek bu? "Tafonik" bakımdan zengin olduğu için hücrelerin içerisine girmeyen maddeleri yüzey aktif özelliğiyle dal açıp içeriye girmesini sağlıyor. Bu kadar önemli bir fonksiyonu var ama az miktarda. Tutup siz üç bardak işte aşlama içersiniz günde bilmem ne kadar meyan şeyi yerseniz tabii yan etkileri olacaktır. Doz, bitkisel de olsa önemlidir yani ekmek, ekmeksiz bir toplum değiliz hep ekmek severiz ama tutup 5 somun ekmek yersek en azından bir sindirim bozukluğu ortaya çıkar, o yüzden miktar önemli.

BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyoruz.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Pardon Başkanım, bitiriyorum.

Şimdi, bu ilaçların Türk sağlık sisteminde pratiğe girebilmesi için Sağlık Bakanlığının bunu bir defa ödemelere alması lazım bence ve de böyle bir tartışma ortaya çıktığı zaman diyelim bir komplikasyon ortaya çıktığı zaman bunu uygulayan hekimin kendini savunabilmesi lazım.

PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA - Şimdi, orada şöyle, tabii hekim arkadaşlar Sağlık Bakanlığının şeyinde olduğu için öteki ilaçlar rahatlıkla yapıyor, fazla sorumluluk olmuyor. Hâlbuki bunlarda siz bu konuda son derece haklısınız, eczacı da aynı durumda, hekim de aynı durumda, ya beni şikâyet eder de şey olursa diye çünkü piyasada bunu egzajere eden meslekler doğdu. Yani bir öğrencim, hekim öğrencim mesleği bırakıyordu, doğal ilaçları kullanıyor şeyde, "Sen bana bunu verdin de ben bilmem ne oldum." diye mahkemeye vermiş, böyle tipler var. O hâlde buradaki şey tabii gelişigüzel değil bu etkilerinin bilinerek bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuş şeylerin ortaya konuluş şekliyle bunların kullanılması gerekiyor yani aktardan git şunu al, şöyle kaynat, bilmem neyle olacak şeyler değil, ürünler önemlidir. Mesela hep onu söylüyorum şimdi domates yiyerek likopen alabilir misiniz?

ENA FARMA AŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MERYEM ÖZSELANİK - Alamazsınız.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Alınmaz tabii ki.

PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA - Çünkü günde 25 miligram likopen alabilmeniz için önerilen -benim konferanslarımda kullanıyorum- yani her gün 450 mililitre domates çorbası içeceksiniz, napoliten soslu makarna yiyeceksiniz, bilmem ketçaplı şunu yiyeceksiniz; üstüne onu, likopen kapsülünü alırsın veyahut bazıları diyor ki: "Omega 3; balık ye." Su ürünlerinin yaptığı araştırma var. Türkiye'de balık; hangilerinde var omega 3? Sadece Karadeniz'de ve Ege'de kasım-şubat ayları arasında toplanan hamsi ve sardalyadan haftada yarım kilo yerseniz omega 3 alıyorsunuz. Omega 3 alıyorsunuz da DHA mı aldınız, EPA mı aldınız belli değil; ne kadar ağır metal aldınız o belli değil. O hâlde omega 3 tabletini yutarsın, sonra balık yersen yersin yemezsen yemezsin. Öğlen yemekte çupra vardı, arkadaş yedi; çuprada omega 3 yok.