| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Sekretaryası Arasında Ankara Girişiminin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Sekretaryası Arasında Ankara Girişiminin Uygulanmasına İlişkin 4 Nisan 2016 Tarihinde Bonn'da İmzalan Anlaşmayı Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1799) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 29 .05.2019 |
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul) -
Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bir düzeltmeyi yanlış anlaşılmasın diye yapmak isterim. Ben bu müdahalemi aslında basından hareket ederek değil Ankara Barosunun açıklamasına dayanarak yaptım, onun da özellikle altını çizmek isterim.
Sayın Başkan, bu söz konusu anlaşma Türkiye'deki çölleşmeyle ilgili veriler dikkate alındığında hakikaten ilginç bir anlaşma çünkü hepimiz biliyoruz, özellikle Tarım Bakanlığı yetkilileri de, Türkiye yarı kurak bir ülke olarak tanınır ve çölleşme riskinin de aslında bizim ülkemizde çok yüksek olduğu bütün uluslararası belgelerde ve raporlarda mevcut. Neredeyse topraklarımızın yüzde 80'ine yakın bir bölümü çölleşme riskiyle karşı karşıya. Şimdi, bu olumsuz tabloya rağmen Ankara Girişimi'nin "Arka Plan, Gerekçe ve Esaslar" bölümünde şöyle bir ifade var: "Bu girişim Türkiye'nin arazi yönetimine ilişkin geçmiş tecrübesinden ve uygulamalarından çıkarılan dersleri dikkate alarak küresel kalkınma gündemine katkı sağlayacaktır." Geçmiş tecrübe ve uygulamalarımız aslında şu soruyu sormayı hak gösteriyor: Türkiye'yi bu uygulamalar ve tecrübeler çölleşme tehdidi altında olan bir ülke olmaktan kurtarabilmiş midir? Nasıl bir tecrübe edindik de biz bunu dünya küresel kalkınma gündemine katkı olarak getirebileceğiz? Bu anlaşmayla Ankara Girişimi uygulaması kapsamında dört yıllık bir dönem için Türkiye'nin 5 milyon Amerikan doları tutarında bir katkıda bulunacağı söyleniyor. Acaba Ankara Girişimi'ne Türkiye'den başka maddi katkı sağlayan ülkeler hangileridir ve bunların katkıları ne kadardır?
Bir de 2016'da imzalanmıştı bu anlaşma ve 31 Aralık 2019'da sona erecek. Tabii, tarafların yükümlülüklerini yerine getirmelerine kadar anlaşma yürürlükte kalacaksa bu anlaşmanın bitiş tarihinin bugün gündemimize gelmesi bu anlaşmanın bitiş tarihinin fiilen uzatılması anlamına mı geliyor? Çünkü söz konusu anlaşmanın onay süresi tamamlanamadığına göre 2019 yılının sonuna kadar planlanan yükümlülüklerin nasıl yerine getirileceği ortada kalmış durumda. Onun için bu soruları değerli yetkililere yöneltmek istedim.
Teşekkür ederim.