| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1579 |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .02.2019 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Aynı şeyi söylüyorum işte, yapıyorsunuz diyorum.
Dolayısıyla, burada ortaya çıkan durum şu ki: Bu kredileri alanlar bu kredilerle yaptıkları ekonomik faaliyet sonucunda kâr elde edemiyorlar ve dolayısıyla size olan, hazineye olan bu kredilerinin faizini, ana parasını ödeyemiyorlar, bir kısmını ödüyorlar. Dolayısıyla da onun için her defasında yeniden "3 kere" mi dediniz, 2 kere de yeniden yapılandırıyorsunuz. Doğru değil mi? Yani, bu krediler bir bakıma, üretici açısından bakıldığında, batık. Siz bunu çeviriyorsunuz, kâğıt üzerinden faiz tahakkuk ettiriyorsunuz. Üreticiden, krediyi alandan, kullanandan tahakkuk ettirmiyorsunuz, bir kısmını siz kendiniz sermayeden karşılıyorsunuz, bir kısmını da hazine karşılıyor ve dolayısıyla da Ziraat Bankasının burada bir yükümlülüğü vesairesi yok.
"Ekonomide kriz var mı yok mu?" sorusunun cevabı son derece önemli. Bunun birkaç tane delili olabilir, kanıtı olabilir. Bunun en önemli kanıtlarından bir tanesi, sizin bu kredinizi çevirmenizde kredi alanın ödeyememesi ve onun sonucu olarak da sisteme yansıyan yükün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kârında görülmesi. Türkiye'de ekonominin kötü yönetildiğinin "Kriz var mı yok mu?" sorusunun cevabının aslında birkaç tane kanıtı var. Bunlardan en önemli kanıtlarından bir tanesi de Merkez Bankasının faaliyet kârıdır. Eğer bir ülkede Merkez Bankası gerçekten olağanüstü kâr yapıyorsa bilin ki o yıl ülkede ya kriz vardır ya ekonomi iyi yönetilmemiştir çünkü bu çerçevede, özel sektörün kârı Merkez Bankasına aktarılır ve özel sektör kaybeder, kamu kazanır ve bunu kamu da, Merkez Bankası da, hazineye devreder. Dolayısıyla, şu anda sizin bu yaptığınızın son tahlilde gittiği yer Merkez Bankasının likidite yönetimiyle ilgili ve dolayısıyla da şu anda krizin en önemli göstergesi Merkez Bankasının 42 milyar liralık kârıdır. Bunu inkâr etmenin bir gereği yok.
BAŞKAN - Bunu inkâr etmiyor Fahrettin Bey zaten.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hayır, krizi inkâr etmenin...
BAŞKAN - Fahrettin Bey bir şey söylemedi yani.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - "Kriz yoktur." diyorlar da onu söylüyorum. Yoksa Fahrettin Bey...
TAMER DAĞLI (Adana) - Merkez Bankasına buradan, bu düzenlemeden ne kâr gidiyor, onu anlamadım.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - 16'ncı maddeyle ne alakası var?
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Var.
TAMER DAĞLI (Adana) - Merkez Bankasına buradan gider kâr hangisi? Nasıl bir kâr gidiyor buradan?
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Krizin ispatı diyorum işte.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Zorla, illa kriz çıkarmak istiyorsunuz Sayın Başkan.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Hayır efendim, kriz çıkarma değil, kriz var zaten. Sizin "Kriz yok." demeniz bile bizatihi krizin kendisi.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Diye, diye, diye...
BAŞKAN - Yani bu nasıl bir şeydir. "Sizin yok demeniz krizin kendisidir."
Yani sizin düşünceniz dışında bir arkadaşımız burada düşünce ifade ederse kriz mi doğuyor, kriz mi çıkıyor?
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Evet, aynen öyle çünkü inkâr ediyorsunuz.
BAŞKAN - Allah Allah!
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Evet, inkâr ediyor.
BAŞKAN - Tamam efendim, siz haklısınız. Ne söylerseniz haklısınız efendim.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - İlla ne söylersem haklı değil...