KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENOL BAL (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Biraz önce tartışmalara bakıyorum, ben çok fazla uzun uzun konuşmayı çok seven bir insan değilim aslında, konuşmamak için de direniyorum.

Şimdi, bizim vermiş olduğumuz önergede -evet bu daha önceki kanunda var ama madem demokrasiden yanayız, ileri demokrasiyi konuşuyoruz, özgür bir ülkeden bahsediyoruz- evet bu değerlendirme ve sınıflandırma sonucunda uygun bulunmayan filmlerin, gerekçeleriyle, ticari dolaşım ve gösterime sunulmaması tavsiye edilsin yani reddedilmesin de böyle bir tavsiye kararı alınsın. Bu, en azından bugüne kadar kamuoyunda sansür mekanizmasının olacağı kanısını da ortadan kaldırmış olacaktır. Ama yine de şunu söylemeden geçemeyeceğim: Ülkemizde bizim sansür yok mu? Yani sanki iktidar milletvekilleri başka bir ülkede yaşıyor, biz muhalefet milletvekilleri de başka ülkelerde yaşıyoruz. Yani ülkemizde sansürün olmadığını söyleyebilecek kim var acaba? Ne yani, hangi gerçekler yayınlanabiliyor? Kimler istediği gibi konuşabiliyor? Sanatçılar mesleklerini rahatlıkla icra edebiliyorlar mı bu ülkede? Bunları değerlendirmemiz lazım, birbirimizi kandırmamamız lazım ve iktidar milletvekillerinin de -evet, bugün güzel, iktidarın milletvekilleridir- ama vicdanlarını bir yoklamalarında fayda var diye düşünüyorum, ellerini vicdanlarına koymaları gerektiğini düşünüyorum. Gerçekten bu ülkede çok sıkıntı çekilen, yaşanılan birçok acı olay var.

Biraz önce Metin Akpınar'dan falan bahsedildi, ben o konulara girmeyi de çok arzu etmiyorum, konumuz o değil. O sanatçılıktan dolayı mı dendi? Yani insanların bir şey söyleme, ifade özgürlüğü, hakkı yok mu bu ülkede? Yani iktidar yanlısı konuşmalar yapılırsa oh ne güzel, iyi ve bir yerlere gelmenin yolu ama yanlış olan şeyler ifade edildiği takdirde de her türlü baskıya maruzsunuz. E, bunları da değerlendirmek lazım. İşte, sanatla ilgili, sinemayla ilgili çıkacak olan, yasallaşacak olan bu teklif üzerinde biz de diyoruz ki: En azından sanat camiası açısından, sanat dünyamız açısından böyle, sansür gibi maddelere, ifadelere yer verecek bir teklif olmasın bu, bunu bir şekilde daha yumuşatalım, tavsiye kararında bulunsunlar yani illa "Bu yasak, ticari dolaşıma ve gösterime sunulmasın." denmesin ama ortağa bir gerekçe konsun. Bizim önergemiz bu yönde. Tabii ki bu konudaki desteklerinizi bekliyoruz.

Ama biraz önce 2'nci maddede de bir beyefendi oradan rahatsızlığını ifade etti. Eski kurulların böyle zanlar altında olduğunu söylemiştik. Bu zanlar, iddialar var dedik, zaten itham etmedik kimseyi, iddialar var. Bu destek kurulları, seçmedikleri senaryoları ve seçmedikleri filmleri değerlendirirken bir şekilde bir puanlama sistemi ortaya koysunlar, daha şeffaf olsunlar, gerekçelerini ortaya koysunlar ki en azından bu zanlar da ortadan kalksın dedik. Bunda bir rahatsızlık duymamaları gerekir diğer arkadaşların da.

Ben önergemizi sizlerin görüşlerine sunuyorum ve desteklerinizi bekliyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylamaya sunmadan bir hususu hatırlatmakta fayda var Sayın Bal. Tabii, muhalif olabilir insanlar, eleştirebilir ama bir sanatçının, Türkiye'ye mal olmuş bir sanatçının darbe çağrışımında bulunması, "ayağından asma" vesair gibi bir şeylerde, ifadede bulunması bir özgürlük olmaması gerektiğini ben düşünüyorum.

ŞENOL BAL (Ankara) - Efendim, o zaman iktidara yakınlar da başka şeyler söylemesin.

BAŞKAN - Çünkü bu Türkiye darbelerden acılar çekti. Sizin de gelmiş olduğunuz gelenekten bir başbakan, bu ülkede milletin seçtiği bir başbakan darbeyle devrildi ve asıldı. Dolayısıyla bu tür çağrışımlarda bulunan insan hakkında birkaç söz söylenilmesi yani onlara cevap verilmesi veya yargının "Bunu niye yaptın?" diye bir sorguya çağırması gayet doğal bir şeydir. Başka bir demokratik ülkede de böyle bir çağrıyı hiçbir sanatçının yaptığını ben şahsen duymadım, varsa örneklerini siz söyleyin lütfen. Onu düzeltmek istedim.

ŞENOL BAL (Ankara) - Sayın Başkan, bunun karşılığında -şu anda önümde olmadığı için ifadeleri çok düzgün söyleyemeyeceğim için isim vermeyeceğim- her türlü sözü söylemeye muktedir bir sürü insan varken eğer ifade özgürlüğü olarak onlar kabul ediliyorsa ama bir sanatçı bir televizyon programında... Yanlış da söylemiş olabilir. Yani bunu mahkeme çağırmasın demiyorum ama konu olduğu için söylüyorum. Senelerce Türk tiyatrosuna ve Türk sinemasına hizmet etmiş insanlar bunlar.

BAŞKAN - Dokunulmazlığı mı var yani onların şimdi?

ŞENOL BAL (Ankara) - Efendim, dokunulmazlığı var meselesi değil. O zaman bütün bu ülkede yanlış konuşan yani bu tür yanlışları yapan insanlara aynı mesele, aynı şey uygulanmalı.

BAŞKAN - Şimdi, bakın, darbe çığırtkanlığı yapmak farklı bir şey, insanları ölümle tehdit etmek farklı bir şey, eleştirmek farklı bir şey. Ben o ince noktaya değiniyorum. Lütfen...

ŞENOL BAL (Ankara) - Efendim, şu anda biz yargı kurumu değiliz. Yargı karar verecek bu konuda.

BAŞKAN - Muhakkak, muhakkak.

ŞENOL BAL (Ankara) - Yani o, o şekilde darbeye mi çağırdı, yoksa kendine göre bir başka ifadeyi mi kullanmak istedi, buna yargı karar verecek. Bizim değerlendirmemiz doğru değil.