KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENOL BAL (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben çok uzun konuşmak istemedim aslında ama genel açıklamamda anlatmaya çalıştım. Biraz önce de sayın vekilin söylediği gibi bu kurulların objektif olabilmesi ve sanatın önünün açılabilmesi için devlet baskısının, iktidar baskısının sanatta yer almaması gerektiğini ifade etmiştim.

Şimdi, Sayın Vekilim, bizim yazmış olduğumuz gerekçeye çok şaşırmış veya şaşkına mı döndünüz?

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Yok, hayır, çok doğru bulmadım.

ŞENOL BAL (Ankara) - Evet, doğru bulmamışlar kendileri. Evet, iddialar var, daha önceki kurullarda yönlendirildiğine dair puanlama ve puantaj sırasında belli senaryoların ve filmlerin desteklendiği konusunda iddialar var. Bu iddiaların daha şeffaf hâle gelebilmesi için kurulların daha bağımsız olması gerektiğini ifade ettim. Evet, bu kanun teklifi aslında genel anlamda sinemamız için, dizi filmlerimiz için, kültürümüz için, ekonomik değerlerimiz için çok önemli, bunun farkındayız, zaten o yüzden de çok fazla detaya girmeden belli konular üzerinde durduk. Yoksa başından itibaren biz siyasetçiler olarak ve muhalefet partisi milletvekilleri olarak çok fazla şey buluruz söyleyebilecek ve konuya karşı değerlendirmelerimizi ortaya koyabiliriz.

ANADOLU SİNEMA VE TELEVİZYONCULAR MESLEK BİRLİĞİ BAŞKANI MUAMMER SARIKAYA - Hayır ama.

ŞENOL BAL (Ankara) - Bir şey mi söylemek istediniz?

ANADOLU SİNEMA VE TELEVİZYONCULAR MESLEK BİRLİĞİ BAŞKANI MUAMMER SARIKAYA - Aynen, bir şey söylemek istiyorum.

BAŞKAN - Pardon, bir dakika, bir dakika... Böyle bir yöntem yok, lütfen...

ŞENOL BAL (Ankara) - Pardon, o da heyecanla...

ANADOLU SİNEMA VE TELEVİZYONCULAR MESLEK BİRLİĞİ BAŞKANI MUAMMER SARIKAYA - Hayır ama zan altında bıraktınız.

ŞENOL BAL (Ankara) - Hayır, efendim, bakın, başka bir şey söylüyorum.

BAŞKAN - Bir dakika, Sayın Bal, lütfen konuşmanızı tamamlayın.

ŞENOL BAL (Ankara) - Efendim, ben iddialardan söz ediyorum. Ben de diyorum ki: Bu tür iddialara da sebebiyet vermeden aynı zamanda senaryo yazarlarından film yapımcılarına varıncaya kadar gerekçeler ortaya konur ise, neden reddedildiğine dair gerekçeler ortaya konur ise en azından yazarlar da yapımcılar da eksiklerinin ne olduğunu görürler. Bu daha hakkaniyetli bir durumdur.

Bakınız, sayın vekiller, "on altı yıldır" dedim, birileri itiraz etti, "Nedir, ne demek?" dedi. Evet, bizim ne yiyeceğimize, ne giyeceğimize, ne içeceğimize, ne seyredeceğimize, nasıl bir sanat anlayışı içinde olmamız gerektiğine karar veren bazı zatımuhteremler var bu ülkede ve ister istemez her konuya sirayet ediyor bu. O yüzden en azından sanatın içinde bulunduğu durumdaki sıkıntıları giderebilmenin yolu sanatı biraz daha özgür hâle getirebilmek olsun. O yüzden biz bu önergeyi vermiştik.

Ben teşekkür ediyorum.