| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (DHMİ) 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 12 .12.2018 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Değerli Başkanım, Devlet Hava Meydanlarının kıymetli yöneticileri; hepiniz hoş geldiniz.
Tabii bir mühendis olarak zemin kotları, arazi kotları yani bugünkü teknolojiyle insanların bulunduğu koordinatları bile dünyanın herhangi bir yerinden tespit etmek mümkünken bu kadar önemli bir yatırımda, bu kadar yüksek bir yatırımda buradaki problemi ben bir mühendis olarak algılayamıyorum. Yani zemin kotlarında, arazi kotlarında problem var, işte havaalanı çukura düştü, inerken şu sıkıntılar, bu sıkıntılar var. Yani bu kabul edilebilir bir şey değil, bugünkü şartlarda bunun kabul edilmesi mümkün değil. Bunun -bizim bilmediğimiz- farklı bir sebebi mi var? Yani burada asıl onun üzerinde durmak lazım yoksa mühendislerin bu manada bir hata yaptığına ben inanmak istemiyorum.
Aynı şekilde, özellikle buna paralel yapılan yani Atatürk Havalimanı'nın hemen devamında, İstanbul Havalimanı yapılıyor ve hepimizin de bildiği gibi onun sözleşmesi 2021 yılına kadar devam ediyor. Burada Sayıştayın her ne kadar işte bunu firmayla görüşür, anlaşırız gibi ben öyle algılıyorum yani burada devlete bir fatura çıkmaz gibi bir şey görünse bile, bundan önceki arkadaşlarımızın da ifade ettiği bu mümkün değil. Uluslararası arenada herkes bu rakamları söke söke alır, sözleşme gereğidir, Türkiye de hukuk devletidir, bunda da yadırganacak bir şey yok.
Dolayısıyla geneli üzerinde de konuşacağız ama bir yatırım planlaması yapılırken bunun A'dan Z'ye yapılması lazım. Yani siz parametreleri baştan veriyorsunuz, diyorsunuz ki: "Size biz şu kadar yolcuyu garanti ediyoruz, bunun yatırım maliyeti şu kadardır. Bunu ne kadar zamanda yapar, işletir bize verirsiniz?" Bu planlamaların -geneli üzerinde de bunları ben ifade etmek istiyorum- çok da uyumlu olmadığını, rakamların arasında bir ilişkinin olmadığını görüyoruz. Bazen şöyle bir duyumlar da alıyoruz, biz bütünü planladık yani Türkiye'nin bütününü planladık, işte Kütahya'da zarar ederiz, öbür tarafta daha az zarar ederiz ama İstanbul'da da şu kadar kâr ederiz, çizginin altına baktığımız zaman da böyle bir sonuç çıkar gibi mantığından hareketle bir şeyler duyuyoruz ama eğer siz bu yatırımların tamamını aynı firmaya verirseniz bunu tartışabiliriz. Firma bir yerden zarar eder, bir yerden kâr eder ama bu firmaların yatırımcılarının da bir birinden farklı firmalar olduğu göz önüne alınırsa her bir işletmeyi kendi içerisinde değerlendirmenin daha mantıklı olacağını düşünüyorum.
Dolayısıyla bu iki yıllık, havaalanı taşındığı andan itibaren, ki yıl sonu itibarıyla taşınacağını ifade ediyorsunuz, bizim hazinemizin cebinden çıkacak para ne kadardır? Yani bu garantiler kapsamında şu an mevcut işletmesine ödeyeceğimiz rakam ne kadardır? İkincisi bu rakam dikkate alınarak İstanbul Havalimanı'ndan buradan ödeyeceğimiz para oranın gelirinden minha edilme gibi bir projeksiyon yapılmış mıdır? Bir üçüncüsü de bütün bu yatırımlar yapılırken, biz bir defa tekrar ifade edelim, biz özelleştirme karşı değiliz yani bu yöntemle bu işin yapılması konusunda bir itirazımız yok, bizim itirazımız yapım şekline. Yatırımcılar bu kredileri nereden sağlıyorlar yani yerli kaynaklardan mı, bizim bildiğimiz Türkiye'deki bankalardan mı sağlıyorlar? İkincisi, yurt dışı kredilerden sağlıyorsalar tabii bunlar şirketlerin biraz da iç işini ilgilendirir ama gelecekte bizim bu tür yatırımları yaparken en azından mukayese yapmak açısından şey yapmak için söylüyorum, finansmanlarından bilginiz var mı veyahut bu kredileri yatırımcılar nereden sağlıyorlar? Bunlarla ilgili bir bilgi verirseniz memnun olurum.
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, teşekkür ederim.