KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Ben de öncelikle başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

BAŞKAN - Sağ olun, Allah razı olsun.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Ziraat Bankasının değerli yöneticileri, sizler de hoş geldiniz.

Şimdi, Ziraat Bankasının çiftçiye sağladığı krediler yaklaşık 56 milyar ama -bizim dolaştığımız bölgemiz, özellikle Samsun bölgesi tarımsal üretimin yoğun olduğu bir bölge- bütün bunlara rağmen tarımda bir gerileme var. Yani siz rakamlarla çok ciddi oranda desteklediğinizi ifade ediyorsunuz ama Türkiye tarımsal üretimde maalesef geriye gidiyor, en temel ürünlerde bile şu an ithalatımız var. İşte, bunu pirincinden fasulyesinden, diğer ürünlerde de görmek mümkün. Yani bu arada bir anormallik yok mu? Biz alabildiğine çiftçimizi destekliyoruz ama tarım alabildiğine geri gidiyor. Sayın Bakanın açıklaması da vardı "Tarıma yapılacak desteklerle Millî Savunma Bakanlığına yapılacak destekler arasında bir fark görmüyorum." demişti. "Askerî harcamalar ne kadar stratejikse tarımsal harcamalar da o kadar stratejik." demişti. Dolayısıyla Ziraat Bankasının varoluş sebebi, kuruluş amacı tümüyle çiftçimizi ve üreticimizi desteklemek.

Şimdi, 656 bin civarında çiftçimizi desteklediğimizi ifade ediyorsunuz ama çiftçi sayımız -bana ulaşan rakamlara göre- 2 milyon 260 bin civarında. Yani biz hâlâ üreticilerimizin demek ki yaklaşık yüzde 25'ini destekleyebiliyoruz. Yoksa diğerlerinin böyle bir talebi yok mu?

Bunun yanı sıra, biz geçtiğimiz dönemde Toprak Mahsulleri Ofisi ve üretme çiftliklerini de burada denetlemiştik, oradaki faiz oranları... Hatta, ben, özellikle, Ziraat Bankasının bu birlikleri desteklemesi lazım, tarımı desteklemesi lazım derken ne kadar Ziraat Bankasından kredi kullanıldığını sormuştum. Yaklaşık yüzde 40-45'ini Ziraat Bankasından kullanıyoruz, diğer taraflarını da farklı bankalardan kullanıyoruz demişti. Oradaki rakamlar da zaten bir garipti, yaklaşık yüzde 30'un üzerinde bir faiz oranından bahsediliyordu. Yani bu arada da özellikle bu tür kurumların, Tarım Kredi Kooperatiflerinin, Toprak Mahsulleri Ofisinin net bir şekilde desteklenmesi lazım. Özellikle ürün alım dönemlerinde çiftçimiz çok ciddi sıkıntılar yaşıyor. İşte, fındıkta fiyatın temmuzda açıklanmasını bekliyorduk, aldık, alıyoruz derken -burada finansal bir problem mi var bilmiyorum ama- bu açıklama ta 1 Kasıma kadar geldi, çiftçi elindeki fındığı sattı, yine tüccarla baş başa kaldı. Yine, aynı şeyi çeltikte, bir sürü ısrarımıza rağmen... Daha ben dün yine Mecliste -zor bela zaten söz hakkı alıyoruz- orada bir dakikalık konuşmamızda çeltik üreticilerine bir an önce fiyat açıklanması lazım gelir demiştim, tahmin ediyorum onu da bugün açıkladılar. Yani desteklemede, parasal imkânlarda bir sorun mu var ki Toprak Mahsulleri Ofisi ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçiden ürün alımı konusunda geç devreye giriyor. Dolayısıyla bizim çiftçimiz de bu manada ciddi sorunlar yaşıyor. Aynı bu şekilde kredilerin geri ödenmesinde de bazen dönemsellik arz ediyor. Hemen hasadı yapar yapmaz kredi ödemeleri var. Dolayısıyla o ilk hasatlarda maliyetler biraz düşük oluyor yani borcu olduğu için malın değeri olmuyor. İnsanlar itibarını kurtarmak için hemen hasılat başlar başlamaz ürününü satmak zorunda kalıyor. Bu en azından dönemsellik arz etmesi açısından bir miktar daha piyasa şartları oturana kadar, devletin regülasyon görevini yapana kadar mal satımında bir erteleme olabilir mi? Gerçi Sayın Genel Müdür Yardımcısı sunumlarında bu konuda çok esnek davrandıklarını söylüyorlar ama inşallah bundan sonra da bu esneklik devam eder, en azından üreticimiz elindeki malı ucuza satmak zorunda kalmaz.

Benim bir başka merakım var. Yani bu kullandırdığınız krediler, mesela 656 bin TL kredi kullandırdığınız üretici var. İlk 100'ün veya ilk 200'ün kullandığı kredi miktarıyla arada nasıl bir ilişki var? Yani burada da muradımız açık ve net: Yani kredi kullandırmada yine bir kümelenme mi var? Hani, büyük çiftlikler yoksa... Rakamları ben göremiyorum oradan ama orada kümülatif görünüyor.

T.C. ZİRAAT BANKASI AŞ GENEL MÜDÜRÜ HÜSEYİN AYDIN - Ben yardımcı olayım Sayın Vekilim, çok özür dilerim.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Evet...

T.C. ZİRAAT BANKASI AŞ GENEL MÜDÜRÜ HÜSEYİN AYDIN - 659 binin 522'si 100 binin altı. Yani ağırlıklı daha küçük...

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yani "100 binin altı" derken mesela 522 bin kişinin 100 bin liranın altında kullandığına göre ne eder yani ne kadara tekabül eder? Parasal karşılığı 20 milyon.

T.C. ZİRAAT BANKASI AŞ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI M. CENGİZ GÖĞEBAKAN - Sayın Vekilim, üreticinin yüzde 79'u toplamın yüzde 36'sı.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - İşte, şöyle: Ben parasal olarak bakıyorum tabloya.

T.C. ZİRAAT BANKASI AŞ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI M. CENGİZ GÖĞEBAKAN - 20 milyar lira.

BAŞKAN - Sayın Genel Müdürüm, sonra yazılı olarak da verebilirsiniz bunları.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yani benim oradan anladığım...

BAŞKAN - Sayın Yaşar'ın sorduğu ilk 100 firmanın toplam riskin içerisindeki oranını öğrenmek istiyor.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Aynen, aynen.

BAŞKAN - Bu oranı yazılı olarak daha sonra...

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yani orada da bir miktar anladığımız 522 bin kişi 20 milyar kullanmış, 650 binden geri kalan 80 bin kişi de 26 milyarı kullanmış gibi. Yani yine ilk 100 binde bir farklılık var gibi, neyse. Yani buradan amacımız şu: Ziraat Bankasının birinci görevi çiftçiyi ve üreticiyi desteklemek. Gayet tabii ki büyük oktanlı üreticilerin de burada desteklenmemesi sonucunu çıkarmak mümkün değil.

İkincisi de, özellikle, batak oranlarımız yüksek oktanlı kredi kullananlarda sanki biraz daha yüksek gibi. Sizin de verdiğiniz oranlardan da anlaşılacağı üzere, geri dönüşte yüzde 1,3 gibi bir sorun var. Bu da sektör açısından iyi bir rakam ama ümit ederiz ki -hani böyle bazen krediler yüzdürülebilirken, hani biraz daha geriye doğru giderken bu ileride başımıza iş açacak demektir- inşallah bu 1,3 bundan sonraki yıllardaki denetimlerimizde de aynı şekilde devam eder.

Diğer önemli bir husus, AR-GE. Bundan mutlu olduk. Üniversitelerle beraber yaptığınız iş birliğinden bahsettiniz. Türkiye'nin gerçekten buna çok ihtiyacı var. Özellikle damızlık; ikincisi, tohumculuk. Biz hâlâ bugün eleştirdiğimiz ülkelere çok ciddi rakamlar ödeyerek tohum alıyoruz, hâlâ dünyanın garip ülkelerinden garip isimli havyanlar ithal ediyoruz işte angusundan tutun da bilmem neyine kadar. Dolayısıyla bu alan geç kalmış bir alandır. Üniversiteler de net bir şekilde desteklenmelidir. Aynı şeyi biz afyon üretiminde de gördük. Türkiye dünyadaki üretimde yüzde 50'sini ekim alanı olarak sağlarken maalesef verimliliği düşük. Bu da AR-GE faaliyetlerinin düşük olduğunu gösterir. Sayın Genel Müdürümüz o zaman üniversitelerle ilgili iş birliğinin neticelerinin çok olumlu olduğunu, verimin çok ciddi oranda arttığından bahsetmişti. Biz bu alanın da özel gözetim altında tutularak desteklenmesini canıgönülden arzu ediyoruz.

Devamında özellikle, bugün, küçük üreticilerin -sadece tarım sektöründe değil, inşaat sektöründe de, farklı sektörlerde de- bankalarda şu an ne yapacağı konusunda net bir bilgi yok. Yani gidiyor... Bu ortamlarda muhakkak piyasaya belli para arzının yapılması lazım ki piyasada bazı şeyler dönsün ama bankalar ya kredi yapılanmasıyla daha çok ilgileniyorlar veyahut da mevcut kredilerinin tahsilatına daha fazla önem veriyorlar. Tabii, Ziraat Bankası devletin bir kurumu. Her konuda önderlik ettiği gibi, bu alanda da bir önderlik etmesi lazım, piyasaya muhakkak paranın girmesi lazım. Konut kredilerinden bahsettiniz ama Sayın Genel Müdürüm, konut kredileri şu ara inanılmaz yüksek, 2'nin üzerinde. Belli firmaların yani özellikle TOKİ'yle iş yapan veyahut da Emlak Bankasıyla iş yapıp böyle binlerce konut yapan firmaların devlet desteğiyle oluşturdukları kampanyalar destek kampanyaları değildir. Bak, bunu tekrar söylüyorum. Neticede hazine araziyi tahsis etmiş, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı metoduyla yapılan bu projelerde mal sahibi devlet olduğu için burada oluşturduğu 0,95, 0,88 kredilerinin piyasayla hiçbir anlamı yok. O, bir avuç müteahhidi ilgilendiren rakamdır. Asıl olan hedef kitle o 522 bin gibi binlerce de bu sektörde faaliyet gösteren arkadaşlarımız var. Ana tüketicinin istediği her yerden sizin bankanıza gelip de 0,98'le kredi kullandığı gün bu rakam reel demektir. Yani yoldan geçen bir vatandaşın hak ve hukuku, içinde bulunduğu şartlar buna cevaz veriyor, siz de 0,95'le buna konut kredisi kullandırabiliyorsanız -bugünkü için söylüyorum, geçmiş için bunu söylemiyorum- o zaman demek ki piyasada bir hareket var demektir. İşe bu cepheden bakmak lazım.

Tabii, Sayın Genel Müdürüm, Bankalar Birliği Başkanı olması itibarıyla da hazır yakalamışken diğer bankalarla da öncülük etmesi açısından büyük gayretleri var. Sayın Başkanımız Lütfü Bey'in de söylediği gibi, biz muhalefet olarak her zaman şunu söylüyoruz: Doğru yapılanların yanındayız ama belki sizin de -bunu her gelen genel müdüre özellikle ben ifade ediyorum- ifade edemediğiniz, sektörün önünün açılmasına yönelik teklif ve talepleriniz varsa, burada sadece sorunları tartışmak adına değil, çözüm önerilerinizi de duymak isteriz. Yani "Biz şu şu alanlarda takılıyoruz, problemlerimiz var. Parlamentoda bunu kanun teklifiyle olabilir veya başka yöntemlerle olabilir..." Bu konuda yeter ki milletin önü açılsın. Biz muhalefet olarak ülkenin menfaatine olacak, çiftçinin, üreticinin faydasına olacak her türlü katkıyı vermeye hazırız. Bu konuda da önerileriniz varsa sonuna kadar arkasında dururuz. Bu önerge üzerinde benim söyleyeceğim şimdilik bu kadar.

Teşekkür ediyorum.