KOMİSYON KONUŞMASI

YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, bakan yardımcılarımız, bürokratlar, basın mensupları; MHRS'yle 2017 yılında 121 milyon randevu verildiği belirtiliyor. Beş dakikada bir hasta randevusuyla, günlük 1 milyon 200 bin poliklinik yapılan ülkemizde sunulan sağlık hizmeti acaba ne kadar sağlıklı?

Yetersiz hekim ve yardımcı sağlık personeli de dikkate alınırsa, sağlık çalışanlarının ne kadar büyük özveriyle çalıştıkları ortadadır. Sevk zincirinin işlememesi dolayasıyla başta acil servisler ve diğer polikliniklerde ciddi bir yığılma oluşmaktadır. Bu ağır çalışma şartları yetmiyormuş gibi, sağlık çalışanlarına şiddet gün geçtikçe artmaktadır. Sözlü, psikolojik ve fiziki saldırılardan dolayı, sağlık kurumlarımızda çalışanlar kendilerini güvende hissetmiyorlar.

Cerrahpaşadan da benim sıra arkadaşım, merhum, uzman doktor Fikret Hacıosman'ı kaybettikten sonra, Sayın Bakanım, sizler basına verdiğiniz demeçte dediniz ki: "Sağlıkta şiddet bizim ilk gündem maddemiz olacak." Fakat sunulan kanun teklifi beklentilerin çok uzağında. Bugün de sunumunuzda yer almaması gerçekten çok dikkat çekici.

Sayın Bakan, hekimler artık hastalardan uzaklaşıyor. Defansif tıp gündeme geldi. Nedir "Defansif tıp"? Hekimler şiddete uğramama, şikâyet edilmeme yani yoğun ve baskıcı çalışma ortamından kaynaklanan tazminat davası olasılığına karşı kendilerini koruma amaçlı ve içgüdüsel olarak komplike hastalardan uzaklaşmaktalar.

Sayın Bakanım, sağlık çalışanlarının özlük hakları hâlâ beklentilerden uzak; birçok konuşmacı bunu dile getirdi, ben tekrar olmaması adına ayrıntıya girmeyeceğim.

Diğer önemli bir konu ise kurumlara tıbbi sarf malzeme temininde getirilen kısıtlama. Bu konuda bir soru önergesi vermiş bulunmaktayım, bu konuda bana hâlâ bir cevap gelmedi. Bu kısıtlamanın ne etik ne de hukuki dayanağı bulunmaktadır. Sayın Bakanım, siz de biliyorsunuz ki biz hekimler hastalarımıza, mesleğimizde dünyadaki güncel gelişmeler doğrultusunda bir tedavi yöntemini uygulamakla sorumluyuz ve yükümlüyüz.

Otuz üç yıllık saha deneyimi olan bir hekim olarak ve ayrıca akademisyen ortopedi profesörü olarak sizlere şunu sormak istiyorum Sayın Bakanım: Bir hastaya hangi kalça veya diz protezini uygulayacağımızı yani endikasyonumuzu kimler belirleyecek? Elbette ki yerli üretimi destekliyoruz, bunu kesinlikle reddetmiyoruz, hassasiyetimizi de kesinlikle tartışmaya açtırmıyoruz hekimler olarak. Kurumu zarara uğratmakla suçlanacaklarını, yazıyla cerrahi branşlara bildirildiğini sizler de sanıyorum biliyorsunuz. Bu talimat hekimlerin edikasyonlarını engelleme anlamına gelmiyor mu? Bunun hukuki boyutunu sanırım dikkate almadınız Sayın Bakanım.

Sayın Bakanım, 696 sayılı KHK'yle taşeron işçilere kadro verilirken HBYS'de çalışan hasta bilgi işlemcileri ve yemekhane personeli kadro dışında bırakıldı. Birçok konuşmacı bunu dile getirdi. Ben özellikle bir eski hastane yöneticisi olarak şunu vurgulamak istiyorum: Bilgi işlem çalışanları, inanın, 365 gün 24 saat, bayram, cumartesi, pazar, gece-gündüz hastanede nöbet tutuyorlar ve bu mağduriyetin giderilmesi konusunda kısa zamanda adım atılacağına ben inanıyorum. Şunu hatırlatmak istiyorum: 2015 yılında Sayıştay 5. Dairesinin belediye çöp toplama hizmetleriyle ilgili 228 sayılı Karar'ı dikkate alınırsa 696 sayılı KHK'yle düzenlenen personel çalıştırılmasına dayalı örnek kriterlerin yeniden düzenlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Sayın Bakanım, bilindiği üzere, ülkemizde 4 milyonu aşkın Suriyeli mülteci bulunmaktadır. Geçmişte ülkemizin gündeminden çıkmış olan eradike edilmiş, başta çocuklarda bulaşıcı hastalıklar olmak üzere, tüberküloz, zührevi hastalıklar ne oranda artmıştır? Bu konuda gerçekten sunumda hiçbir detay yok veya bahsedilmiyor. Sağlık Bakanlığımızın bütçesine bunun yükü nedir acaba?

Sayın Bakanım, sayın bakan yardımcılarımız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) - Hemen toparlıyorum Sayın Başkan.