| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı c)Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı d)Mesleki Yeterlilik Kurumu e)Devlet Personel Başkanlığı f)Türkiye İş Kurumu g)Sosyal Güvenlik Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2018 |
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri ve bütün hazırunu saygıyla selamlıyorum.
Evet, Sayın Bakan, gerçekten ilgilendiğiniz sosyal kesimler ve toplumsal kesimler bakımından oldukça devasa sorun alanlarını barındıran bir görev alanına sahipsiniz. Geçen dönem iki ayrı gün, iki ayrı bakanlığı tartışmıştık. Bu yıl -herkes bu eleştiriyi yaptı gerçi- çok kısa süre içerisinde ne eleştiri yaparsak yapalım bu bütçenin de hiçbir kaleminin değişmeyeceğini biliyoruz, ona rağmen, tekrar eleştirilerimizi ve görüşlerimizi paylaşmak isteriz.
Geçen yıl da olduğu gibi bu yılki bütçede de 2019 bütçesinde de toplumsal cinsiyet duyarlı bütçe hazırlığından eser yok, bunu söyleyerek başlamak isterim. Ayrıca, sürem kısıtlı olduğu için sadece iki konuya değinmek istiyorum. Nafaka düzenlemesine dair tartışmalar hâlâ sürüyor. Bu konuda bizler, elbette ki nafaka konusundan önce, her gün işlenen kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet meselesi, taciz, tecavüz ve birçok ayrımcılık alanı da gerçekten öncelikli gündem olarak ele alınması gerekirken, bir anda gündeme sokulmaya çalışılan nafaka konusunda da üstelik kamuoyunu son derece yanlış ve yanlı yönlendiren tartışmaların yapılmasını gerçekten mevcut durum ve tablo karşısında abesle iştigal olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz.
Sayın Bakan, Türkiye'de hepimizin bildiği bir gerçek var, özellikle kadınların yaşadığı sorunlar ve maruz kaldıkları ayrımcılığın nedenlerinin elbette ki çok yönlü sebepleri var. Başka platformlarda tabii ki detaylarıyla tartışabiliriz ama şunu söylemek isterim: Görünmez bariyerler kadın mücadelesi önündeki en büyük engellerdir. Herkesin bildiği bir husus özellikle, kadınların sosyal hayatta da çalışma hayatında da olması istenmez. Yani kadına biçilmiş roller vardır, yemek yapması istenir, çocuk doğurması beklenir, evde oturması beklenir ama asla çalışması istenmez.
Nitekim, TÜİK verilerine göre de tarım dışı genç kadın işsizliği temmuz ayında yüzde 32'yi aşmış; özellikle hem eğitimde hem istihdamda olan kadınların sayısı son yılların en yüksek oranına ulaşmış hâlde. Elbette bunun aşılması için bizler mücadele ediyoruz ve hep beraber mücadeleye devam edeceğiz. Ama kadınların erken yaşta evlendirildiği, evlendikten sonra çalışmalarına izin verilmediği gerçeğini de değiştirmiyor bu.
Nafaka böylesi bir toplumsal yapıda kadınlar açısından oldukça önemli bir role sahip. Şu an Medenî Kanun'un 175 ve 176'ncı maddelerinde değişikliğe gidilmesi için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Çokça gündeme geldi ve eleştiriler... Bizler de endişeyle takip ediyoruz bu süreci. Bakanlığınız Adalet Bakanlığıyla beraber bir çalıştay yapacağını duyurdu, harekete geçeceğini anlattı ama bu çalıştaya örneğin -bir milletvekilimiz de belirtmişti- muhalefetten hiç kimse çağırılmadı, çok sınırlı sayıda örgüt çağrıldı ve alanda yıllardır bağımsız çalışan kadın örgütlerinin hiçbir tanesi dâhil edilmedi. Sayın Bakanım, özellikle yasa hazırlığı yapma sürecinin bir ayağı olan böylesi çalıştaylarda eğer alanda çalışanlar muhatap alınmazsa, baştan itibaren bizim endişelerimizi doğrular tarzda çıkacağına işarettir. Bu anlamda endişeliyiz ve tartışma sürerken bu konuda açıklayıcı bir tavırda da olmanızı bekliyoruz, özellikle endişeleri giderici bir hâlde.
Ben şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Yoksulluk nafakası hakkında kamuoyuna aksettirilen bilgiler kesinlikle yanıltıcıdır ve yalandır. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın diğer taraftan mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebileceğini öngörüyor yasa. Sadece yasanın kendisinin okunması hâlinde bile ne demek istediği anlaşılan bir düzenlemenin, bu kadar çarpıtılan ve aslında kadınları hedef alan bir tarza bürünmesini biz kabul edilemez buluyoruz.
Ben, sürem çok az ama şuna değinmek isterim ayrıca: Bu sosyal yardımlar özellikle kriz ortamlarında elbette önemli ancak beklenti bu yardımların eşit şekilde dağıtılmasından yanadır ve toplumun bu yardımlara ihtiyaç duyan tüm kesimlerinin faydalanabilmesi beklentisi vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Sayın Başkan, son bir cümlem...
BAŞKAN - Son cümlenizi alayım.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Çok teşekkür ederim.
Şöyle bir hâl yaşanıyor: Sadece belli bir partiye oy verenlerin yararlandığı bir hâle büründü sosyal yardımlar. Bu durumu siz de hiçbir kurum da açıklayamaz hâldedir. Benim seçim bölgem olan Van'ın Özalp ilçesinde -başka yerlerde de yaşandığına dair duyumlar alıyoruz- bir gelişme oldu yakın zamanda. Bir belge tebliğ edilmiş. Mesela Özalp Kaymakamlığı bünyesinde bulunan Özalp Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, çok sayıda aileye, Emniyetin yaptığı güvenlik soruşturmasından geçemedikleri gerekçesiyle, kömür yardımını kesmiş hâldedir. Yardımı alamayan ailelere ise HDP'ye oy verdikleri için yardımların kesildiği açıklanmıştır. Bu nasıl açıklanabilir? Yani...
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum, soruyu aldık.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Evet.