| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Ben de bu 20'nci maddenin tamamen kaldırılmasıyla ilgili bir öneride bulundum.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Gülhane Diş Hekimliği vesaire -hepsini saymak istemiyorum- olmak üzere 12 fakültesi, 4 Meslek Yüksekokulu, 5 enstitüden oluşmaktadır.
Günümüzde yürürlükte olan Sağlık Bilimleri Üniversitesinin yönetim organları, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda öngörülen organlar ile mütevelli heyetinden oluşur. Mütevelli heyeti, Sağlık Bakanlığı müsteşarı, rektör, Sağlık Bakanının seçeceği 2 üye ile Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilen profesör unvanına sahip 1 üye olmak üzere toplam 5 üyeden oluşmaktadır. Ancak kanunda teklif edilen 20'nci maddeyle "Mütevelli heyeti, rektör, Sağlık Bakanı yardımcısı, Sağlık Bakanının seçtiği 1 üye, YÖK tarafından seçilen profesör unvanına sahip 1 üye, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulunca belirlenen Sağlık Bilimleri Üniversitesi dışından 1 üye olmak üzere 5 üyeden oluşacaktır." teklifiyle karşı karşıya kalmaktayız.
Burada üzerinde durulması gereken hususlar, Sağlık Bakanının seçtiği 1 üye kim olacaktır? Sıfatı, unvanı ve alanı belirtilmemiştir. Bu üye seçilirken nasıl bir kriter uygulanacaktır? Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı kurulunca belirlenen Sağlık Bilimleri Üniversitesi dışından 1 üye kim olacaktır? Hangi kurumdan seçilecektir? Seçilecek kişinin kriterleri nelerdir? Seçilecek üyelerin sağlık alanından uzak olması ve sağlık alanını tanımaması, bu üniversitelerde sağlık eğitiminin çöküşünü hazırlayacaktır diye düşünüyorum.
Kanun teklifinin 20'nci maddesiyle mütevelli heyetine öğretim üyelerinin atamalarının onaylanması hakkı da verilmektedir. Bu onaylama bir kadrolaşma sürecinin doruk zirvesinde olduğunun göstergesidir.
Sağlık Bilimlerine kadroya alınacak öğretim elamanlarının hepsinin iktidar partisinin bir yakını olma ihtimali yüksektir. Kanun teklifinin 20'nci maddesi, diğer siyasi görüşlere sahip öğretim elamanlarının kadrolara girmesinin önünün kesilmesinin miladı olacaktır. Oysa bilim, siyasetten uzak, tamamen kendi alanında bilimsel çalışmalarla yapılmalıdır diye düşünüyorum.
Bu oluşan heyet tamamen bilimsellikten uzak, siyasi bir yapılanma içine sokulmaktadır. Bu şekilde yapılan kanunlar, üniversitelerde öğretim kalitesinin düşmesinin ihtimallerini artırmaktadır. Oysa sağlık, en temel insan hakkıdır. Bu yüzden insanlara verilecek sağlık hizmeti en üst kalitede olmalıdır. Buralardan mezun tıp çalışanlarının kalitesi ve bilgisi de onları yetiştiren öğretim elamanlarının kalitesine ve bilgisine bağlıdır. Sizler siyaseten size yakın öğretim elamanlarının atamasının önünü açarken kalifiyeli öğretim elamanlarını diskalifiye etmektesiniz diye düşünüyorum. Bir öğretim üyesi olma bilgisine sahip kişinin kadroya yerleşme hakkını ve kaderini, belirlediğiniz bu üyelere mi bırakacaksınız diye soruyorum ve bu kanun teklifinin Anayasa'nın 130 ve 131'inci maddesine aykırı olduğunu savunuyorum.